Cordoba Gezi Rehberi

Genelde gezi yazılarımın ilk paragrafına o şehri kısaca özetleyerek başlıyorum. Ancak bu sefer havadan sudan konuşmak istiyorum. Çok iyi hatırlıyorum, InterRail seyahatime çıkmadan yani yaklaşık 25 gün önce İstanbul’da hava çok soğuktu ve bir gece önce kalın yorganla yatmıştım. Eğer ev yerinde duruyorsa döndüğüm zaman yatağın üzerinde serili o kalın yorganı göreceğim… Neyse, seyahatim İtalya’da başladı ve İtalya çok sıcaktı, Fransa ise tam tersi çok soğuktu ve hasta oldum. Sonrasında İspanya’nın Endülüs bölgesine indim hava 40 derece, dışarıda yürünmüyor, o derece. Bu paragrafı ise Portekiz’de yazıyorum burası da çok soğuk. Yani özetlemem gerekirse; İstanbul (soğuk), İtalya (sıcak), Fransa (soğuk), İspanya (sıcak), Portekiz (soğuk)… Mevsimler değişmiyor, ben ülke değiştiriyorum.. 25 günde 4 mevsimi yaşadım resmen 🙂 Bu yazımda İspanya’nın “günübirlik şehri” Cordoba ile ilgili notlarımı okuyabilirsiniz.

Cordoba Hakkında

Havadan bir giriş yaptıktan sonra gelelim Cordoba’ya. Yaz aylarında sıcaklık 50’yi geçiyormuş bu arada. Neyse, Cordoba’da yaşam MÖ 8. yüzyılda başlamış. İlk olarak Tartessus‘lar ki ilk defa duyuyorum kendilerini, İber yarımadasında yaşamaya başlamışlar. MÖ 206 yılında ise Romalılar tarafından fethedilmiş. Batı Roma’dan sonra Bizans tarafından geri alınmış ancak 6. yüzyılda Vizigotların eline geçmiş. 711 yılında ise Araplar tarafından fethedilerek müslüman egemenliğine geçmiş ve Endülüs Emevileri Devletinin başkenti olmuş..

1236 yılında ise Castile Kralı III. Ferdinand tarafından fethedilerek şehirdeki müslüman egemenliği sona ermiş. 18. yüzyıla kadar çok da önemli bir şehir değilmiş ve sadece 20 bin kişi yaşıyormuş. Nüfus ve ekonomisi 20. yüzyılda artış göstermiş ve bugün 350 bin kişinin yaşadığı küçük bir şehir.

Gezilecek Yerler

Cordoba’yı pek çok turist ara durak olarak kullanıyor. Yani Endülüs bölgesinde Sevilla’dan Granada’ya geçerken (ya da tam tersi) herkes günübirlik olarak uğrayıp, akşam diğer şehre geçiyor. Ben 1 gece kaldım ki tavsiye ederim. Zamanınız varsa kalacak yere para vermemiş olacaksınız çünkü. Detaylar aşağıda 🙂

The Mezquita

Cordoba’ya gelen turistlerin ilk uğradığı yer hatta neredeyse tek görmeye geldikleri yer Arapça “mescid” kelimesinden türeyen Mezquita. Aslında burası için cami mi, kilise mi yoksa kale mi demeli bilemiyorum. Hepsinin karışımı gibi düşünebilirsiniz 🙂 Binanın ilk temeli MS 786 yılında Endülüs Emevileri’nden I. Abdurrahman tarafından atılmış. Sonrasında gelen hükümdarlar camiyi biraz daha genişletmişler. Hatta etrafını 12 metre uzunluğundaki surlarla çevirmişler.

Caminin içerisinde 1293 adet kırmızı beyaz sütun bulunuyor. Bu sütunlar sonradan yapılan genişletme çalışmalarında da ilk plana bağlı olarak yapılmış. Caminin uzunluğu 175 metre, genişliği ise 134 metre. Yani o kadar büyük ki, bir ucundan baktığınızda diğer ucunu göremiyorsunuz. Açıkçası orta çağda Cordoba’da kaç kişi yaşıyordu da böylesine büyük bir cami yapma ihtiyacı hissedildi bilemiyorum.

İber Yarımadasında Reconquista (“yeniden fetih, müslümanları yarımadadan çıkarma”) dönemi sona erdikten sonra bu cami kiliseye çevrilmiş. Ancak “ihtiyaç” meselesi düşünüldüğünde tamamını kiliseye çevrilmemiş, caminin içerisine kilise yapmışlar. Evet, koskoca caminin içerisine küçük bir kilise kondurmuşlar 🙂 Büyüklüğünü şimdi daha iyi hayal edebilirsiniz. Ayrıca içerisinde 36 tane de şapel bulunuyor.

Ancak cami kiliseye çevrildikten sonra başta mihrab olmak üzere bazı islamik öğelere hiçbir kral karışmamış ve günümüze kadar bozulmadan, hasar görmeden ulaşmış.

Caminin/Kilisenin içerisinde aynı zamanda bir de küçük bir müze bulunuyor. Burada bazı eski kitaplar (İncil) ve Arapça kitabeler sergileniyor.

Cami-Kilise’ye giriş ücreti 8 Euro. Ancak sabah 08:30 – 09:30 arasında ÜCRETSİZ gezilebiliyor. Yukarıdaki fotoğrafı 09:30 civarında, camiden çıktıktan sonra çektim. Yani bu bilet kuyruğundaki vatandaşlar biraz daha erken gelseler ücretsiz gezebilecekken hepsi 8 Euro ödeyerek gezmiş oldu. Yukarıda, bir gece Cordoba’da kalın bedavaya getirirsiniz demekle bunu kastetmiştim. Buraya giriş için vereceğiniz 8 Euro’ya hostelde kalır, sabah erken kalkıp ücretsiz gezebilirsiniz. Aynı hesap 🙂 Tabi zamanınız varsa…

Ayrıca edindiğim bilgilere göre bazı Müslümanlar buranın tekrar cami olarak ibadete açılmasını istiyormuş. Yani içerisinde kilise kalacak, aynı zamanda müslümanlar da burada ibadetlerini gerçekleştirebilecek. Bu isteklerini 2010 yılında Vatikan’a iletmişler ancak çok da ihtimal verilmiyormuş bu isteğin gerçekleşeceğine. Bunun dışında içeriye kaçak olarak girip namaz kılan çok sayıda insan varmış 🙂

Alcazar

Endülüs bölgesinde çok sayıda “Alcazar” yani Arapça “Saray” anlama gelen yerler bulunuyor. Çoğu da Arapların egemenliği döneminde yapılmış. Cordoba’da bulunan Alcazar ilk olarak Vizigotlar döneminde kale olarak inşaa edilmiş, Emeviler döneminde ise genişletilip onarılarak içerisine bahçe, hamam ve büyük bir kütüphane yapılmış.

1236 yılında, Hristiyanlar tarafından şehir fethedildikten sonra daha da genişletilmiş. 1482 yılında ise İber yarımadasında kalan son devlet yani Nasrid Emirliği‘ni yıkmak için burası merkez haline gelmiş. Aragon Kralı II. Ferdinand ve Catile Kraliçesi I. Isabella bu sarayı kullanarak savaşı buradan yönetmişler. 1492 yılında Granada (Nasrid Emirliği) fethedildikten sonra aynı yıl Kristof Kolomb ilk seyahatini burada planlamış.

1800’lerin başında Napolyon’un ordusu tarafından zindan ve yönetim yeri olarak kullanılmış. 1950’lerde ise İspanya Hükümeti burayı ulusal varlık listesine alarak restore etmiş.

Alcazar’a giriş fiyatı tam 4 Euro, öğrenci 2 Euro. Ancak içeride sadece bahçeyi göreceğinizi belirteyim. Yani saray falan yok ortada 🙂 Fotoğraf çekmek ve hoş vakit geçirmek için gidebilirsiniz.

Roman Bridge

Guadalquivir Nehrinin üzerine inşaa edilen bu köprü,  MÖ 1. yüzyılın başlarında Roma İmparatorluğu döneminde yapılmış. O dönem tabi tahtadanmış. Şehir müslümanların elindeyken bugünkü görünümünde tekrar yapılmış. Köprünün 16 kemeri, 274 metre uzunluğu, 9 metre genişliği bulunuyor.

Yukarıdaki fotoğraf Game of Thrones dizisinden bir altıntı. Tahmin edebileceğiniz gibi Roma Köprüsü bu dizide de kullanılmış 🙂

Roma Köprüsü’nün bir ucunda bulunan (fotoğrafta gözüken) Nehir Kapısı 1572 yılında Moorish mimarisiyle yapılmış. Diğer ucundaki Calahorra Kulesi ise 12. yüzyılda yapılmış.

Calle de las Flores

Mezquita’nın hemen yanında bulunan bu sokak, Cordoba’nın en ünlü ve turistik sokağı. Oldukça dar ve fotoğrafta da gördüğünüz gibi çiçeklerle süslenmiş. Fotoğraf çekmek / çekilmek için güzel bir yer 🙂

Jewish Quarter

Cordoba’da yapılacak en iyi aktivite kesinlikle Yahudi bölgesinin dar sokaklarında kaybolmak. Bu bölge Cordoba’nın eski şehir merkezi yani old town bölgesi oluyor. Roma ve Vizigotlar döneminde Yahudilerin bu bölgede yaşamasından dolayı bu isimle anılmış. Günümüzde dar sokakları olan, araç trafiğine kapalı ve oldukça büyük bir bölge. Eğer Mayıs ayında ziyaret eder ve Patios Festivaline denk gelirseniz, bu bölgede yaşayan insanların evlerinin dış kapılarını açık bıraktıklarını göreceksiniz. Bu bir gelenekmiş, turistler o evlere girerek fotoğraf çekebiliyormuş. Benim ziyaretim sırasında bu festival vardı ancak bu bölgede çok fazla gezmediğim için hiçbir eve girmedim. Genelde gördüğüm pek çok evin dış kapısı açık ve avlusunda bulunan bahçeye bakılabiliyordu. Oldukça ilginç gelmişti bana 🙂 Yahudi bölgesinde aynı zamanda bir adet Sinagog bulunuyor.

---

Cordoba ile ilgili anlatacaklarım bu kadar. Aslında Cordoba’da gezilecek “ana yerler” bu kadar. Aldığım şehir haritasında 80 küsür gezilecek yer bulunuyordu ancak yukarıda yazdıklarımı gezip, Yahudi bölgesinde kaybolmak yetecektir bana sorarsanız. Sakin bir gezi için çok güzel bir şehir Cordoba… İyi seyahatler!