Efes Antik Kenti

Türkiye’nin en önemli arkeolojik sit alanı ve en büyük açık hava müzesi olan Efes Antik Kenti, bugünkü Selçuk ilçesinin yakınında ve İzmir’in 70 km. güneybatısında yer almaktadır. Milattan Önce 7. bin yılda yaşamın başladığı ve yüzyıllar boyunca tüm Asya şehirlerinin yönetim yeri olan Efes’in tarihini ve günümüzde görülecek yerlerini bu yazımda okuyabilirsiniz.

Giriş

Efes, binlerce yıllık tarihinde çeşitli sebeplerden dolayı 4 kez yer değiştirmiştir. Bu nedenle tarihi kalıntıları oldukça büyük bir alana yayılmış ve 150 yıldan uzun süredir kazı ve kurtarma çalışmaları devam etmektedir. Bugün gezilen ve size anlatacağım Efes, kentin 3. kurulduğu yer olan Bülbül Dağı ve Panayır Dağı arasında kurulan yerdir.

Antik Yunan Mimarisi'ne Giriş
Antik şehir gezerken işe yarayacak pratik bilgiler, mimari düzenler, bunların birbirlerinden nasıl ayırt edilebileceği ve tapınak mimarisi.

Tarihi

Efes'in UNESCO Kültür Mirası listesinde olan bölümü (Kültürel Ölçütler: (iii)(iv)(vi))

Efes bölgesinde yaşam bundan yaklaşık 8600 yıl öncesine kadar uzanmaktadır. Cilalı Taş Devri’nde, Çukuriçi Höyük‘te başlayan yaşam, Bronz Çağı’nın sonuna kadar bugün St. John Kilisesi ve İsa Bey Camii‘nin bulunduğu yer olan Ayasuluk Tepesi‘nde devam etmiştir. Yine yapılan kazılarda bulunan eserlerden yola çıkarak MÖ 2. bin yılda Hitit belgelerinde bu bölgeden bahsedilmektedir. Hitit imparatorluk döneminde buranın adı Apasas‘tır ve Arzawa-Mira Krallığı’nın başkentidir.

Kuruluş Efsanesi

MÖ 1000’li yıllarda, Atina kralı Kodros’un oğlu Androkios, yeni bir şehir kurma arzusuyla arkadaşlarıyla birlikte Ege’ye yelken açar. Yemyeşil kıyıları ve birbiri ardına sıralı adaları geçtikten sonra güzel bir koya gelirler. Burada adacıklar, tepeler ve şirin vadiler vardır. Arkalarında ise geniş arazileri sulayarak kıvrıla kıvrıla akan bir ırmak (Küçük Menderes)… Androkios ve arkadaşları burada yeni bir şehir kurmak isterler ancak inanılışa göre bir yerin kent olabilmesi için tanrılar ve kahinlerin onayını almak gerekir.

Efes'in kuruluşunun canlandırıldığı alınlık, Efes Müzesi

Androkios, bir arkadaşını Delfi kentindeki kutsal tapınağa gönderir. Kahinler yeni kurulacak bu şehir için “Balık sıçrayacak, domuz kaçacak ve sen orada geleceği parlak bir kent kuracaksın” şeklinde kehanette bulunurlar. Bir gün Androkios ve arkadaşları koyda tuttukları balıkları kızartırken tavadaki yağ patlar, balık sıçrar ve balıklarla sıçrayan ateş çevredeki çalıları tutuşturur. Çalılar arasında saklanan domuz ise kaçmaya başlar. Androkios domuzun peşine düşerek onu öldürür ve efsane gerçekleşmiş olur. Böylelikle yüzyıllar boyunca doğu ve batının en önemli şehirlerinden biri olan Efes’in temelleri atılır.

Dönemler ve İsimler

Efes’te yaşam Prehistorik dönemden başlayarak; Arkaik, Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu, Aydınoğulları (Beylikler), Osmanlı ve modern dönemde kesintisiz olarak devam etmiştir. Bugüne kadar kullanılan isimler Apasa, Alope, Arsinoe, Ortygia, Amorge, Smyrna Trakhia, Haimonion, Ptelia, Hagios Theologos (Kutsal İlahiyatçı), Ayasuluk (Ayasuluğ), Viranşehir, Akçaâbâd ve Akıncılar’dır. Son olarak 16 Kasım 1914 tarihinde, İttihat ve Terakki Partisi tarafından Selçuk ismi verilmiştir. Efes (Ephesus) ismi ise tarihsel süreçte en çok kullanılan isimdir.

Tarihsel Süreç

Korint Sütun Başlıkları

Efes’in tarihsel sürecinde bulunduğu konum dolayısıyla savaşsız, barış içerisinde geçen bir dönem asla mümkün olmamıştır. İlk önce Hititler, daha sonraları İon’lar, Kimmerler, Lidya’lılar, Persler, Antik Yunan Devleti, Sparta, Büyük İskender, Roma İmparatorluğu, Gotlar ve Arap saldırıları nedeniyle her zaman kendisini savaşın ortasında bulmuştur.

Artemis Tapınağı

Artemis Tapınağı

Eski çağlarda Anadolu halkı “tanrıların anası” olarak kabul edilen Kybele‘ye taparmış. Bunu günümüzde “saçmalık” olarak düşünebilirsiniz ancak anlatılan bir hikayeye göre Kybele’nin sevgilisi Attis, başka bir kadınla evleneceği için düğün günü yaptığından utanarak kendi penisini kesmiş, Kybele ise Attis’i çam ağacına dönüştürmüştür (kışın çam ağacının yaprakları dökülmediği için özel olarak kabul edilir). Anadolu halkından rahip olmak isteyen erkekler her sene düzenlenen şenliklerde penislerini keserek çam ağacının dibine gömerlermiş. Kesin olmamakla birlikte sami ırklarda (Arap ve Yahudi) erkeklerin ve kadınların sünnet olma geleneğinin buradan geldiği düşünülmektedir.

Güzel Artemis Heykeli, Roma Dönemi (MS 2. yüzyıl), Efes Müzesi

Artemis, Kybele geleneğinin Efes’te şekil değiştirmiş halidir. Tapınma aynıdır, sadece betimlemesi farklıdır. Yani Artemis, Kybele gibi oturur vaziyette ve gebe olarak değil, bolluk ve bereketi simgeleyen “çok memeli” olarak tasvir edilmiştir. 40’a yakın memesi vardır.

Artemis Tapınağı ve Ayasuluk Tepesi (İsa Bey Camii, St John Kilisesi ve Selçuk Kalesi)

MÖ 550 yılında, ana tanrıça Artemis adına inşaa edilen Artemis Tapınağı, 115 metre uzunluğu, 55 metre genişliği ve tamamının mermer olmasından dolayı dünyanın 7 harikasını belirleyen Yunanlı Sidon’a göre diğer 6 harikayı geriden bırakan bir yapıdır. MS 262 yılında Got saldırıları sonucunda yıkıldıktan sonra tekrar onarılmayan tapınaktan geriye günümüzde sadece tek bir sütunu kalmış ve kaplumbağalara ev sahipliği yapmaktadır. Efes’in geçmişte önemli bir şehir olmasının temel nedenlerinden birisi de en büyük Kybele tapınağının burada yer almasıdır.

Bergama Akropolü
Bergama Akropolü'nün tarihçesi, adım adım gezilecek yerleri, pdf rehberi, giriş ücreti, konumu, detaylı fotoğrafları ve dahası...

Helenistik ve Roma İmparatorluğu Dönemi

Efes, en iyi dönemini Büyük İskender‘in Asya’yı sefere çıktıktan sonra yaşamıştır. Ölümünün ardından bu topraklarda söz sahibi olan generali Lysimakhos, Efes’i bugünkü yerinde tekrar kurdurtmuştur. Zaman içerisinde Roma İmparatorluğu’na bağlı Asya Eyaleti’nin başkenti haline gelerek, Roma’nın “mega kentlerinden” birisi olmuş ve nüfusunu 200 bine kadar çıkarmıştır. Günümüz Efes Harabelerinin kalıntılarının çoğu Roma İmparatorluğu’na bağlı olduğu döneme aittir.

Araştırmalar

Efes’te kazı ve kurtarma çalışmaları 1863-74 yıllarında İngiliz mühendis J.T. Wood tarafından başlatılmış ve devam eden süreçte burada bulunan pek çok önemli eser İngiltere’deki British Museum‘a götürülmüştür. 1921-22 yılından bugüne Efes’te kazı çalışmaları Türk arkeolojistler gözetiminde Avusturya Arkeoloji Enstitüsü tarafından yapılmaktadır. Gelişen teknoloji sayesinde günümüzde toprağın altında yatan eserler belirlenmiş ve gün yüzüne çıkarılmayı beklemektedirler.

Efes’te Görülecek Şeyler

Görülecek Şeyler - 1

Mil Taşları

Mil Taşı, üzerinde İmparator Caesar Augustus Dianaer yazısı görülebiliyor.

Günümüzde karayoluyla bir şehre giderken nasıl yön ve mesafeyi gösteren tabelalar ile yolumuzu buluyorsak, Antik çağlarda da insanlar benzer şekilde Mil Taşları ile yönlerini bulurlarmış. Helenistik dönemde bu taşlara “stadia (185 metre)”, Roma döneminde ise “milla passuum (bin adım)” denilirmiş. Taşların üzerine dönemin imparatorunun adı kazınır ve iyi görülebilmesi için kırmızıya boyanırmış. İmparator değiştiğinde (öldüğünde) adı silinerek, yeni imparatorun adı yazılırmış. Mil Taşları, Efes’e giriş yaptıktan sonra görülecek ilk şeydir.

Tiyatro Gymnasium’u

Gymnasium, Efes

M.S. 125 yüzyılda Büyük Tiyatro’nun kuzey batısına inşaa edilen Tiyatro Gymnasium‘u; 12.000 m2 büyüklüğünde hamam, dinlenme ve gezinti alanları ile dönemin karakteristik özelliklerini çok iyi yansıtan bir eğitim yeridir. Günümüzde harabe halde olan gymnasium’da çoğunlukla kültürel ve sportif eğitimler yapılırmış.

Liman Caddesi

Liman Caddesi

Antik dönemde Asya’nın en önemli limanlarından birisi olan Efes Limanı ile şehir merkezini birbirine bağlayan Liman Caddesi, 11 metre genişliğinde, 530 metre uzunluğundadır. Tamamen mermer kaplı zemini ve sağlı sollu galerileri bulunan cadde, ilk olarak Bergama Kralı II. Attalos (MÖ 159 – 138) tarafından yaptırılmış, son şeklini ise Roma İmparatoru Arkadianus döneminde almıştır (caddenin diğer bir adı Arkadiana Caddesi‘dir).

Görülecek Şeyler - 2

Efes’e deniz yoluyla gelen denizciler, mallar ve ganimetler önce görkemli Liman Kapısı’ndan geçirilir, ardından Büyük Tiyatro’ya kadar olan Liman Cadde’si üzerinden şehre taşınırmış. Denizciler için limanın hemen yanında MS II. yüzyılda yapılan ve İmparator II.Constantinus (337-361) zamanında onarılan büyük bir hamam bulunurmuş.

Günümüzde Liman bölgesi ziyarete kapalı olup, “Efes Antik Liman Canlandırma Projesi” kapsamında turistik ziyarete açılacağı söylenmektedir.

Helenistik Çeşme

Helenistik Çeşme

Büyük Tiyatro’nun hemen önünde (sahne binasının arkasında) yer alan Helenistik Çeşme, milattan önce 3. yüzyılda yapılmıştır. Roma döneminde ise derinliği 2 metre artırılmış ve genişletilmiştir.

Büyük Tiyatro

Efes Büyük Tiyatro

Dünyanın en büyük Antik tiyatrolarından birisi olan Efes Büyük Tiyatro‘su, ilk olarak milattan önce 2. yüzyılda inşaa edilmiş ve Roma İmparatorluğu döneminde genişletilerek; sahne gösterileri, konserler, sanatsal ve atletik yarışmalara ev sahipliği yapmıştır. Aynı zamanda Efes halkının kullandığı bir toplantı merkezi ve bir süre gladyatör gösterilerinin düzenlendiği bir tiyatro olarak uzun yıllar hizmet vermiştir.

Efes Büyük Tiyatro

Tiyatro, 3 katlı ve 25 bin kişi kapasitesindedir. İzleyici alanı 215 derecelik açıya sahip olup, oturma sıralarının eğimi birbirinden farklıdır.

Efes Antik Tiyatrosu

Antik Tiyatro’da, son 100 yılın çeşitli dönemlerinde yapılan restore çalışmalarından dolayı ciddi farklılıklar bulunmaktadır. Orijinal hali olan büyük gri mermer bloklar yerine, çimentolu onarımlardan dolayı ilk halinden oldukça uzak bir görüntüsü vardır.

Büyük Tiyatro - Sahne Binası
Büyük Tiyatro - Sahne Binası

Mermer Cadde

Mermer Cadde

Büyük Tiyatro ile Celsus Kütüphanesi’ni birbirine bağlayan Mermer Cadde, ilk olarak Helenistik Dönem’de yapılmış ve aradan geçen süre boyunca sıkça onarım görmüştür. Asıl amacı arabaların geçtiği bir yol olsa da, insanların yürüyebilmeleri için yolun kenarına yüksekçe bir kaldırım yapılmıştır. Aynı zamanda caddenin altında şehrin atık suyunu taşıyan gelişmiş bir kanalizasyon sistemi bulunmaktadır.

Kadın, sol ayak ve kalp figürleri

Caddenin ortasında döşeme taşı üzerinde bulunan kazıma tekniğinde yapılmış bir kadın, sol ayak ve kalp figürü bulunmaktadır. Büyük olasılıkla caddenin sonunda yer alan genel evi işaret eden bir reklamdır.

Ticari Pazar Yeri (Agora)

Agora - Ticari Pazar Yeri

Efes Agora’sı, ilk olarak milattan önce 3. yüzyılda kurulmuş, son şeklini ise Roma İmparatoru Augustus döneminde almıştır (MÖ 27-14). Ancak MS 4. yüzyılda yaşanan büyük bir deprem sonucunda hasar görerek uzun süre kullanılmamış ve MS 6. yüzyılda, burada yer alan kalıntılar kullanılarak kuzey bölümüne yeni bir agora daha kurulmuştur. Yeni kurulan agoranın olduğu bölüm bugün Jandarma kışla merkezi olarak hizmet vermektedir ve o bölgeye giriş yasaktır.

Agora Güney Kapısı

Agora Güney Kapısı, MÖ 2. yüzyılda, Roma İmparatoru tarafından özgür kılınan Mazaeus ve Mithridates tarafından finanse edilerek inşaa edilmiştir. Oldukça süslü ve gösterişli olan kapının üzerine pazar yeri ile ilgili mevzuat ve resmi bildirgeler asılarak, burada yer alan dükkan sahiplerine bilgilendirmeler yapılırmış. 13. yüzyılda meydana gelen bir deprem sonucu tamamen yıkılarak, Efes’in restorasyon çalışmaları sırasında tekrar ayağa kaldırılmıştır.

Celsus Kütüphanesi

Celsus Kütüphanesi ve Agora Güney Kapısı

Efes’in en çok bilinen yapısı olan Celsus Kütüphanesi, milattan sonra 100-110 yılları arasında, Senatör Tiberius İulius Celsus‘un oğlu Gaius İulius Aquila tarafından babasını onurlandırmak için yaptırılmıştır. Ancak yapılış amacı her ne kadar Celsus adına bir anıt mezar (heroon) olsa da, kent yönetiminden bu yapıyı inşaa etmek için izni çıkmayınca hem kütüphane, hem de Celsus’un anıt mezarı şeklinde yapılmak zorunda kalınmıştır.

Celsus Kütüphanesi

Kütüphane Mermer Cadde ve Kuretler Caddesi’nin kesiştiği noktada, ön cephesi doğuya bakacak şekilde inşaa edilmiştir. Tahminime göre güneşin doğuşuyla birlikte sabah ışığının direkt olarak anıtın (kütüphanenin) gösterişli girişine yansıması amaçlanmıştır. 9 basamaklı bir platform üzerine inşaa edilen anıtın, 3 giriş kapısı ve kapıların üzerine gelecek şekilde üst katta 3 penceresi bulunmaktadır.

Sütunlar

Kütüphane mimarisi, Roma’da bulunan büyük imparatorluk yapılarıyla eşdeğer ölçüde yapılmış ve bunun için özel olarak Roma’dan ustalar getirilmiştir. Herşeyiyle kusursuz olması amaçlanan anıt için perspektif yanıltmalar uygulanmış ve dışarıdan 2 katlı gözüken yapı, 3 katlı olarak inşaa edilmiştir. Ayrıca sağ ve sol giriş kapısının sütun ve kirişleri, ortadakine göre küçük yapılarak, yapının olduğundan büyük gösterilmesi sağlanmıştır.

Sophia Heykeli (sembolü: Bilgelik ve Akıl)
Arete Heykeli (sembolü: Erdem ve Karakter)
Ennoia Heykeli (sembolü: Zeka ve Muhakeme)
Episteme Heykeli (sebolü: İlim ve Bilim)

Kütüphanenin girişinde 4 adet heykel bulunmaktadır. Bunlar Celsus’un erdemlerini sembolize eden heykellerdir. Ancak bunlar orjinal olmayıp, birebir kopyalarıdır (orjnalleri Viyana’da bulunmaktadır). Kütüphaneyi ayağa kaldırma çalışmaları sırasında (1970’lerin sonu) incelenmek üzere Viyana’ya götürülmüş ve bir daha geri getirilmemişlerdir.

Celsus Kütüphanesi Mimarisi
Celsus Kütüphanesi - İçerisi

Kütüphanenin ortasında ana ekseni oluşturan yarım yuvarlak nişin hakim olduğu salon dikdörtgen bir plana sahiptir. Rulolar halinde 12 bin kitap üst iki kattaki dolap nişlerinde saklanırmış. Kütüphane uzunca bir süre İskenderiye ve Bergama Kütüphanelerinin ardından dünyanın en çok kitap arşivine sahip 3. kütüphanesi olmuştur. Duvarları, tabanı ve çatısı çeşitli renklerdeki mermer levhalarla kaplıymış.

Celsus'un Mezarı

Efes’i ziyaret eden pek çok kişinin oturarak fotoğraf çekildiği yerin altında Celsus’un lahit mezarı bulunmaktadır (fotoğrafta gözüken yerin altında). Boş alanda ise günümüzde İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde bulunan Celsus heykeli yer alırmış.

Son olarak Roma İmparatorluğu’nun Asya eyaletinin valisi Celsus’un oğlu, bu yapının yapılması, kitapların alınması, bakımı, onarımı ve her yıl babasının doğum gününde yapılacak süslemeler için 25 bin dinar para harcamıştır. Yapı 262 yılında büyük bir deprem sonucu yıkılmış, yine aynı yıl Got saldırıları sırasında yanmıştır. Devam eden süreçte büyük bir deprem daha görerek tamamen yıkılmış, 1970’lerde yeniden ayağa kaldırılmıştır.

Aşk Evi (Genel Ev)

Efes Aşk Evi
Efes Aşk Evi
Efes Aşk Evi

Agora ve Celsus Kütüphanesi’nin tam karşısında “aşk evi” olarak adlandırılan 3 genel ev bulunmaktadır. Buralar her ne kadar çoğunlukla liman kenti Efes’e gelen gemicilerin uğradıkları bir yer olsalar da, bir zamanlar nüfusu 200 bine ulaşan şehrin erkeklerinin de sıklıkla ziyaret ettikleri yerlerden biriymiş. Aynı zamanda genel evler ile kütüphanenin altında birbirine bağlı olan yeraltı geçidi bulunurmuş. Yani Efes’in evli erkeklerinin eşlerine kütüphaneye gittiklerini söyleyerek bu geçitten genel eve giderlermiş.

Hadrianus Kapısı

Hadrianus Kapısı
Hadrianus Kapısı

Hadrianus Kapısı, MÖ 117 civarında gezgin Roma İmparatoru Hadrianus tarafından yaptırılmıştır.

Andruklos Anıtı

Androklos Anıtı
Androklos Anıtı
Androklos Anıtı

Atina kralı Kodros’un oğlu ve Efes’in efsanevi kurucusu olan Andruklos için MÖ 1. yüzyılda “U biçiminde” yapılan anıt, Bizans döneminde yenilenerek çeşme olarak kullanılmış ve adına “Bizans Çeşmesi” denilmiştir.

Eutropius’a Yazılmış Bir Yazı

Eutropius'a Yazı
Eutropius'a Yazı

Andruklos Anıtı’nın biraz yukarısında, İmparator Valentinianus, kardeşi Valens ve babası Gratianus‘un tarihçi Eutropius‘a yazdığı açık mektup bulunmaktadır. Mermer üzerine yazılmış bu yazının içeriği Efes duvarlarının yenilenmesi için gerekli olan maddi kaynağın, vergi toplamakla görevli memurların topladıkları paraları kendi zimmetlerine geçirdikleri ve bunun takip edilerek düzeltilmesi konusunda tarihçi Eutropius’tan yardım istenmesidir.

Mezar Odası (Oktagon)

Oktagon
Oktagon

Yamaç Evlerin hemen önünde, günümüze sadece temeli ulaşan 9 metrelik uzunluğunda ve kare biçiminde bir kaide bulunmaktadır. Bu kaide ve içerisinde yer alan lahitin Mısır Kraliçesi Kleopatra’nın kız kardeşi olan IV. Arsinoe‘ye ait olduğu düşünülmektedir. Arsinoe, Mısır Krallığı tahtının varisidir ve Kleopatra ile Roma İmparatoru Sezar‘ın birleşimine karşı çıkmıştır. Kleopatra onu Efes’e sürgüne yollamış ve tehdit oluşturduğu için burada öldürtmüştür.

Yamaç Evler (İnsula)

Yamaç Ev 2
Yamaç Ev 1

Efes’in en önemli bölümlerinden birisi olan Yamaç Evler, yaklaşık 4.000 ve 1.400 metre kare alana yayılmış iki farklı evden oluşmaktadır. Dönemin zenginleri tarafından, hiçbir masraftan kaçınılmadan detaylı süsleme ve fresklerle yaptırılan bu evler, genellikle misafirlerin ağırlanmasında kullanılmıştır. Yapım tarihleri MÖ 200 yılına tarihlenseler bile, kullanıldıkları son dönem olan MS 7. yüzyıla kadar 4 büyük yıkım ve yeniden onarım geçirmişlerdir. Bu nedenle yüzyıllar içerisinde plansız bir yapılaşmaya gidilmiş ve 6 farklı oturma alanı olan evlerin arasına duvar bloklar örülerek küçük üniteler oluşturulmuştur.

1960’larda Yamaç Evler’de başlayan araştırmalar günümüzde hala devam etmektedir. Yamaç Ev-2 olarak adlandırılan bölümün üzeri kapalı olup, 15 TL karşılığında gezilmektedir (müze kart geçerli değildir). Ayrıca Yamaç Evler’in İngilizcesi “Terrace House” olduğu için adını “Teras Evler” olarak hatırlamanız çok doğaldır 🙂

Görülecek şeyler - 3

Tuvalet (Latrina)

Tuvalet

Roma’nın tuvalet kültürü günümüzdekinden oldukça farklıdır. Fotoğrafta gördüğünüz gibi insanlar yan yana, kadın-erkek karışık olarak küçük deliklere oturarak ihtiyaçlarını giderirlermiş. Buraların altından ise temiz su akar ve sonunda kanallarla nehir veya denize ulaşırmış. Efes dahil neredeyse tüm Roma şehirlerinde ücretsiz ve halka açık olan bu tuvaletler, yerli halk tarafından sıklıkla kullanılırmış. Çünkü dönemin soylu ve zenginlerin yaşadıkları evler hariç neredeyse hiçbir evin altından şehir kanallarına bağlanan temiz su akmazmış. Yani hemen hemen hiçbir evde tuvalet olmazmış. Tıkanan pis su kanalları mahkumlara temizletilir, kadınlar ise istemedikleri bebekleri öldürmek için su kanallarına atarlarmış.

İnsanların evlerinde hacet görebilmeleri için zamanla kavanozlar kullanılmaya başlanmış, Romalılar akşam olduğunda kavanozların içerisindeki dışkıyı pencerelerinden dışarıya bırakırlarmış. Temizlik işçileri de akşamları bunu temizlerlermiş. “Juvenal” tarafından yazılan kitapta yer alan şu söz oldukça trajikomiktir: “Bilinmeyen tepelerden gümbür gümbür inen fırtına“. Yani insanların akşamları evlerin oldukça hızlı gittiklerini, yoksa kafalarına gümbür gümbür bok dolu kavanoz düşebileceğinden bahsediyor 🙂 Efes’in umumi tuvaleti, Roma dönemindeki tuvalet alışkanlığının dünyadaki en iyi örneklerinden biridir.

Hadrian Tapınağı

Hadrian Tapınağı

4 korint sütunun taşıdığı ve kavisli bir kemere sahip olan Hadrian Tapınağı, MS 128 yılında Efes’i ziyaret eden Roma İmparatoru Hadrian’ın onuruna yapılmıştır. MS 293-305 yılları arasında ise günümüzde kayıp olan 4 imparator heykeli (Diocletian, Maximian, Constantius ve I. Theodosius) tapınağın önünde yer alan sütunların üzerine konulmuşlardır.

Hadrian Tapınağı - Şans Tanrıçası Tike & Medusa

Oldukça süslü ve gösterişli şekilde inşa edilen tapınağın kemerinde Şans Tanrıçası Tike, arkasında ise Medusa kabartması yer almaktadır.

Efes'in kuruluşunun canlandırıldığı alınlık, Efes Müzesi

Yazımın girişinde Efes’in kuruluş efsanesiyle ilgili bahsettiğim alınlık Hadrian Tapınağı’nın üst bölümünde yer almaktadır. Ancak orjinalinin Efes müzesinde olduğunu, tapınağın üzerindekinin imitasyon olduğunu belirteyim.

Alınlığın sol bölümünde Efes’in kuruluş öyküsü canlandırılmış, sağ bölümde ise bir grup friz bulunmaktadır. Bunlar soldan-sağa: Dea Roma, Selene, (bilinmeyen bir Tanrı), Apollon, Artemis, Androklos ve köpeği, Herakles, Diyonyos, Hermes, Hekate, Ayna tutan Afrodit, Ares, Athena frizleridir.

Skolastika Hamamları

Skolastika Hamamlari
Skolastika Hamamlari
Skolastika Hamamlari

Skolastika Hamamları, ilk olarak MS 1. yüzyılın sonlarında tuvalet ve aşk evleri ile birlikte inşaa edilmiş, 4. yüzyılda ise dönemin soylu Hristiyan kadını Skolastika tarafından genişletildiği için onun adını anılmıştır. Hamamlar, diğer tüm Roma hamamları gibi Caldarium (sıcak su), Tepidarium (ılık su), Frigidarium (soğuk su), Apodyterium (soyunma odası) olarak 4 bölümden oluşur. Girişin ücretsiz olduğu ve tüm Efes halkının yararlanabildiği hamamlar 3 kattan oluşup, günümüzde sadece giriş katı gezilebilmektedir (uzaktan bakıldığında 3. katının kemerini saymazsak).

Alytarchus Stoası

Alytarchus Stoasi

Alytarchus, Roma’nın Asya Eyaletinin en önemli dini lideri ve tiyatrolarda düzenlenen oyunların başında yer alan hakeme verilen isimdir. Efes’te, Yamaç Evlerin önünde yer alan 5 metre genişliğindeki mermer mozaik; çok renkli geometrik, bitkisel ve figüratif desenlerle bezenmiştir. Üzerinde yazılan yazıtlardan anlaşıldığı kadarıyla MS 4. yüzyılda yapılmıştır. Her ne kadar günümüze ulaşmasa bile mermer mozaiğin üzeri bir galeri (stoa) ile çevriliymiş. Yani;

Alytarchus Stoası (rekonstrüksiyon)
Görüşecek şeyler - 4

Traianus (Trajan) Çeşmesi

Traianus Çeşmesi
Traianus Çeşmesi
Traianus Çeşmesi

Traianus Çeşmesi, Roma İmparatoru Traianus adına, MS 102-114 yılları arasında inşaa edilmiştir. Orjinali 2 katlı ve 9.5 metre yüksekliğinde olan çeşme, restore edilerek tek katlı şekilde yeniden ayağa kaldırılmıştır.

Traianus Çeşmesi - Yerküre

Çeşmenin tam ortasında bulunan Traianus Heykeli’nden kalan bir parça dikkat çekmektedir. İmparator, ayaklarının altına yerküreyi alarak betimlenmiştir. O dönemde dünyanın yuvarlak olduğu biliniyor muydu, yoksa top şeklinde duran cisim başka bir anlam mı ifade ediyor, onu bilmiyoruz.

Traianus Çeşmesi (rekonstrüksiyon)
Traianus Çeşmesi Heykel Grubu, Efes Müzesi
Efes'in kurucusu Androklos'un heykeli ve köpeği
Giyimli kadın heykeli (solda), Şarap Tanrısı Dionysos Heykeli (sağda)

Traianus Çeşmesi’nde yer alan heykellerin bazıları Efes Müzesi’nde, bazıları British Museum’da sergilenmektedir.

Herakles Kapısı

Herakles Kapısı
Herakles Kapısı - Nemea Arslanı

Herakles Kapısı, Milattan Önce 4. yüzyılda yapılmıştır ve sadece şehrin soylularının kullanabildiği bir kapıdır. Üzerinde bulunan heykeller ise MÖ 2. yüzyıla aittir. Heykellerin ellerinde birer aslan postu bulunmaktadır. Bunlar Yunan Mitolojisi’ne göre Herakles, Roma Mitolojisi’ne göre Herkül’ün tamamladığı 12 görevden ilki olan ve sadece kendi pençeleriyle öldürülen Nemea Arslanı‘nın postunu ifade etmektedirler.

Kuretler Caddesi

Kuretler Caddesi

Roma İmparatorluk döneminde hem dini, hem de idari işlere bakan rahiplere “Kuretler” adı veriliyordu. Caddenin başında, üzerinde bu rahiplerinin adlarının yazılı sütun altlıkları bulunduğundan dolayı buraya “Kuretler Caddesi” ismi verilmiştir. Kuretler, yazının sonunda belirttiğim Belediye Sarayı’nda sürekli yanan ateşten sorumlularmış.

Memmius Anıtı

Memmius Anıtı
Memmius Anıtı
Memmius'un babası ve dedesinin heykelleri

Memmius Anıtı, Roma’lı devlet adamı ve general Sulla Felix‘in (MÖ 138 – MS 78) torunu olan Gaius Memmius tarafından, MS 30 yılında inşaa edilmiş olup, MS 4. yüzyılda kuzeybatısına bir çeşme eklenmiş.

Zafer Tanrıçası Nike Kabartması
Nike Havuzu

Anıtın karşısında Zeus’un kanatlı haberci olarak görevlendirdiği Zafer Tanrıçası Nike‘ın kabartması bulunmaktadır.

Görülecek şeyler - 5

Domitianus Tapınağı

Domitianus Tapınağı
Domitianus Tapınağı

Domitianus Tapınağı, Roma İmparatoru Domitianus (Domitian) adına, milattan sonra 81-96 yıllar arasında inşaa edilmiştir. Bu özelliğiyle Efes’te yer alan ilk imparator tapınağıdır. Ancak Domitianus’un ortaya koyduğu acımasız kişilik ve Roma senatosunda yer alan aristokratları öldürmek istemesi kendi sonunu getirmiş ve daha önce kehanet edildiği gibi bir öğle vakti 8 yerinden bıçaklanarak öldürülmüştür (kendisi kehanetin gerçekleşmemesi için öğle vakitlerinde yalnız olmuyormuş ancak hizmetçisi suikast günü saatin öğleni geçtiğini söylemiştir). İmparatorun öldürülmesinin ardından adı senato tarafından lanetlenmiştir (Damnatio memoriae). Yani hatıraları silinerek, imparatorluk topraklarında yer alan heykelleri yıkılmış, kamu binalarından adı çıkarılmıştır. Efes’te yer alan tapınağı ise bağlı olduğu Flavius Hanedanlığı‘na devredilmiş. Hristiyanlığın kabulü ve hanedanlığın gücünün kalmamasından sonra tapınağın tamamı yerinden sökülmüş. Bugün gözüken kısım restorasyon çalışmaları kapsamında yapının kısmen ayağa kaldırılmış bölümüdür.

Pollio Yapısı ve Çeşmesi

Pollio Çeşmesi

Pollio Yapısı, üzerinde yer alan kitabeden öğrenildiği kadarıyla Efesli Zengin Gaius Sektilius Pollio’nun üvey oğlu tarafından, MS 97 yılında yaptırılmış. Restorasyon çalışmaları sırasında kemeri 8 metre genişlik ve 6.5 metre yüksekliğine denk gelen şekilde tekrar ayağa kaldırılmış.

Pollio Çesmesi Heykel Grubu
Pollio Çesmesi - Devin Bacağı
Pollio Çesmesi (rekonstrüksiyon)

Pollio Çeşmesi’nin apsisinde devşirme olarak buraya getirilen bir heykel grubu yer alıyormuş. Günümüzde parçalar halinde Efes Müzesi’nde yer alan bu heykeller, Odysseus ve arkadaşlarının Poseidon’un oğlu dev Polyphemos’a karşı olan mücadelesini anlatmaktadır. Odysseus ve arkadaşları, tek gözlü devi sarhoş edebilmek için ona içki sunmaktadırlar. Sonrasında hazırladıkları mızraklarla diğer gözünü de kör edeceklerdir.

Su Sarayı (Hydrekdokheion)

Su Sarayı

Fotoğrafta küçük bir bölümü gözüken ancak 105 metre kare büyüklüğe sahip olan su sarayı, Prokonsül Gaius Laecanius Bassus tarafından MS 80 yılında Efes’e bağışlanmış. Günümüze her ne kadar sadece temelleri ulaşmış olsa bile, üç yanı gösterişli heykellerle çevrili olan bu çeşme Efes’in en gösterişli çeşmesiymiş.

Hydrekdokheion (rekonstrüksiyon), Efes Müzesi
Hydrekdokheion'da bulunan Afrodit heykel grubu, Efes Müzesi

Su Deposu (Nymphaeum)

Su Deposu

Efes’e 4 koldan getirilen (Şirince, Derbentdere, Değirmendere, getirilen ) suların depolandığı su deposu, milattan sonra 92-93 yıllarında Prokonsül Calvisius Ruso İulius Frontinus döneminde yapılmış. Su borularının kalıntılarını Efes’in pek çok yerinde görmek mümkündür.

Pişmiş topraktan yapılan su boruları

Devlet Agorası

Devlet Agorası

MS 1. yüzyılda, İmparator Augustus ve Claudius zamanında inşaa edilen Efes Devlet Agorası, 160 metre uzunluğunda, 73 metre genişliğindedir. Eskiden dini ve siyasi toplantıların yapıldığı ve 3 tarafı sütünlü galerilerle çevrili olan agorada aynı zamanda devlet memurlarının ofisleri de yer alırmış. Agora’nın Tam ortasında ise Mısır Tanrısı İsis’e adanan bir tapınak yer almaktadır.

Devlet Agorası Hamamları

Devlet Agorası Hamamları

Helenistik dönemde bir Gymnasium üzerine inşaa edilen Roma hamamları, dinlenme ve gezinti mekanları olarak kentin ileri gelenlerine hizmet verirmiş. Oldukça büyük bir yapı bloğunu oluşturan hamamların henüz tamamı kazılmamış olup, güney bölümünde beden eğitimi ve zihinsel uğraşılara hizmet eden üstü açık bir avlu olduğu düşünülmektedir.

Bazilika

Bazilika
Boğa başı sütun başlığı
İmparator Augustus ve karısı Livia'nın heykelleri (Efes Müzesi)

Efes Bazilika’sı, Roma İmparatorluğu döneminde tüccarların alışveriş yaptığı ve para değiştiren sahafların bulunduğu bir ticaret merkeziymiş. İmparator Augustus zamanında, C. Sextillius Pollio tarafından, İon düzeninde, 3 nefli olarak inşaa edilmiş. Ön cephesinde 67 sütun bulunmakta olup, sütunların başlığı boğa başı şeklindedir. Ayrıca Bazilika içerisinde yer alan Augustus ve karısı Livia’nın heykelleri bugün Efes Müzesi’nde bulunmaktadır.

Odeon

Odeon

Efes kent meclis üyelerinin toplanıp şehrin geleceğiyle ilgili toplantılar yaptığı, aynı zamanda üyeler için yarışmalar ve müzik gösterilerinin yapıldığı yer olan Odeon, MS 100 yılında inşaa edilmiştir. 13 basamaklı, yarım daire biçiminde oturma alanlarına ve bir sahne binasına sahip olan Odeon’un su tahliye kanalları olmamasından dolayı, diğer antik tiyatrolardan farklı olarak üzerinde ahşap bir çatı bulunurmuş.

Prytaneion

Prytaneion
Prytaneion

Prytaneion, günümüzde belediye binaları gibi bir şehrin yönetildiği yapılara verilen isimdir. Efes’te bulunan Prytaneion, MS 1. yüzyılda (Augustus dönemi), 3 tarafı çevrili avlu olarak inşaa edilmiş. İlk avluda bir adet sunak ve iki küçük tapınak, ikinci avluda şehrin en üst düzey yöneticisinin makamı, üçüncü avluda ise ziyafet salonu yer alırmış. Ayrıca Zeus’un en büyük kız kardeşi olan Hestia’ya adanan ve şehrin bağımsızlığını simgeleyen “sönmeyen ateş”, Prytaneion’un günümüzde ayağa kaldırılan sütunlarının üzerinde yanmaktaymış. Bu ateşten Kuretler sorumluymuş.

Meryem Kilisesi

Meryem Kilisesi

Yapıldığı günden Geç Bizans dönemine kadar pek çok kez onarım görerek genişletilen Meryem Kilisesi, Efes’in en büyük yapılarından biri olup 145 x 30 metre büyüklüğündedir. Milattan Sonra 461 yılında III. Ekümenik konsülünün burada toplanmasından sonra ün kazanmış, 7. yüzyılda St. John kilisesinin yapılmasının ardından önemini yitirmiş ve mezarlık işlevi görmüştür (not: Burası Hz. Meryem’in son günlerini geçirdiğine inanılan Meryem Ana Evi değildir. Orası Efes’e 8 km uzaklıktadır).


Özet

Efes oldukça büyük bir alana yayılmış ve gezmesi en az 2 saat sürmektedir. Eğer bu tarz yerlere ilginiz varsa ve hakkını vererek gezmek istiyorsanız bir tam gününüzü ayırmanız gerekmektedir. Ben toplam 4 defa ziyaret ettim ve içeride toplam 16 saat geçirdim. Eğer fotoğraf çekmek istiyorsanız turist kafilelerinden dolayı bu pek mümkün olmuyor. Bu nedenle kapanış saatinden bir saat önce gidip içeride beklerseniz bir süre sonra tek başınıza kalırsınız. Özellikle Kuretler Caddesi’nden tek başına yürümenin keyfi bambaşka oluyor!

Son olarak Efes ile bağlantılı olarak gezilebilecek Ayasuluk Tepesi, 7 UyayanlarMeryem Ana Evi, Efes Müzesi ve tabiki Artemis Tapınağı bulunuyor. Mutlaka buraları da planınıza eklemeniz gerekmektedir. Türkiye’nin en büyük sit alanını bir gün (tekrar) gezmeniz dileğiyle…

Yorum Yaz

Yorumlar

Hüseyin
06 Şubat 2017

Çok güzel çalışma

dilek demir
27 Nisan 2017

çok teşekkürler ben henüz çömez bir tur rehberiyim ve ilk defa efes turu yapacağım yazınız fotğraflar ve planlar ilaç gibi geldi çok teşekkürler 🙂

ekus
26 Temmuz 2017

Severek okudum vermiş olduğunuz bilgileri. Gitmeyi çok isterim. Teşekkürler.

Ayla Tuncer
06 Nisan 2018

Harika anlatım fotoğraflarla birlikte. Çok güzel ve aydınlatıcı bir şehrin gerçek yaşanmışlık tarihçesini okudukça çok faydalandım. Başka yerler ile ilgili anlatimlarinizi benim emailime gönderirseniz çok sevinirim. Tşk ederim

Şahin Doğan
06 Nisan 2018

Antik şehirlerle ilgili yazı yazmak çok zor inan. Bir daha yazar mıyım bilemiyorum 🙂

Mürteza Çam
17 Haziran 2018

Çok güzel bir özet. Bu günkü gezimiz üstüne çok iyi geldi. Teşekkür ederim.

Emine
02 Ağustos 2018

Çok açıklayıcı ve bilgilendirici TDI.Sıcakya o kadar hızlı geçince kafam allak bullak muştu .Taşlar yerine oturdu.Sağolun.

Mehmet
26 Ağustos 2018

Çok fazla bilgi edinmeden ziyaret etmiştik. Hatta oradaki rehberlerin peşine takılarak bi şeyler öğrenmeye çalıştık 🙂 ancak yazınızı okuduktan sonra kafamda daha iyi canlandı. Emeğinize sağlık

Eyüp
19 Mart 2019

Emeğinize sağlık, çok güzel bir çalışma olmuş. Çalışmalarınızda başarılar dilerim.

Efes Antik Kenti – Türkiye – Arkeoloji – Yasin Arslan
05 Haziran 2019

[…] yapılar hakkında bilgilere Sahin Doğan sitesinden […]

Burcu
15 Mayıs 2020

Süper bir çalışma olmuş yüreğinize bilginize sağlık…

Nazan Ege
12 Ekim 2021

Çok teşekkürler.Oldukca emek verilmiş.Konu hakkında okuduğum en kapsamlı calismaydi.Elinize sağlık.