Şu yazıyı okuyorsun: Krakow Gezi Rehberi
Polonya 07 Ağustos 2014

Krakow Gezi Rehberi

“O kadar geziyorsun, peki en sevdiğin şehir hangisi” diye soruyorlar bazen. Bense kesinlikle Krakow‘u ilk üç sıraya koyuyorum. Çünkü bir şehri sevip sevmemeniz, tamamen orada yaptıklarınızla ilgili bir durum. Ben hem Krakow’da yaşayan arkadaşım Weronika ile görüşmek, hem de Krakow’u gezmek için 4 harika gün geçirdim ve seyahat edecekler için Krakow Gezi Rehberi hazırladım. Bu gezi rehberinde; Krakow’da gezilecek yerler, gece hayatı, şehirle ilgili bilgiler, Polonya Zloty’si ve yeme-içme rehberi ile ilgili bir takım önerilerimi bulabilirsiniz.

Oteller

Booking.com

Krakow Hakkında

Öncelikle Polonya’nın oldukça geniş bir tarihi bulunuyor. Krakow ise, Polonya topraklarında yaşamın başladığı en eski şehir. Yapılan arkeolojik kazılar sonucunda, şehirde bulunan Wawel Tepesi‘nde eski taş çağına ait yaşam izlerine rastlanmış. Krakow adından ise yazılı kaynaklarda ilk kez MS 965 yılında bahsedilmiş. Ancak modern yaşamın 7. yüzyılda Slav halkı tarafından başladığı biliniyor.

Florianska Sokağı / Krakow
Florianska Sokağı / Krakow
  • Sony Alpha DSLR-A390
  • ƒ/14
  • 18.0mm
  • ISO 100
  • 1/15

Günümüzde her ne kadar Polonya’nın başkenti Varşova olsa da, İkinci Dünya Savaşı sırasında uğradığı yıkım neticesinde ülkenin akademik, kültürel ve turizm merkezi Krakow haline gelmiş. Zaten ülkenin tarihi boyunca birkaç kez başkentliğini de yapmış. Bu nedenle gezilebilecek pek çok önemli yeri bulunuyor. Aynı zamanda Krakow’da yaklaşık 1 milyon kişi yaşıyor ve her yıl ortalama 7 milyon turist tarafından ziyaret ediliyormuş.

Krakow ile ilgili ön bilgi isterseniz, küçük bir old town bölgesi (şehir merkezi) bulunuyor. Bu bölgede çok sayıda restoran, cafe, hediyelik eşya dükkanı vb. yer alıyor. Her ne kadar şehir merkezinin tam ortasından olmasa da, çok yakın bir mesafeden de Vistül (Wisla) Nehri geçiyor.

Gelelim insanlara. Polonya halkı, Polonyalı’lar ya da daha doğru bir tabirle Leh’ler, dünyanın en iyi, en cana yakın milletlerinden biridir bana sorarsanız. İçlerinde kötülük, kin ve nefret barındırmazlar. Tabi beş elin parmağı bir olmaz ancak bunu pek çok kişiden duydum 🙂

Kaç Gün Kalınır?
Ben 4 gün kalarak rahat rahat gezdim. Şehrin yakınlarında bulunan ve Nazilerin en büyük ölüm kampı olan Auswitch-Birkenau ve kesinlikle tavsiye edeceğim Wieliczka Tuz Madeni‘ne giderseniz en az 2 güne ihtiyacınız olacaktır. Bu iki yere gidip, tekrar şehre döndüğünüz zaman merkezi gezebilirsiniz ancak biraz sıkışık olabilir. Tam verim alabilmek için 3 gün idealdir diye düşünüyorum.

Polonya parası Zloty (PLN)

Polonya Avrupa birliğine üye olmasına rağmen kendi yerel para birimi olan Zloty‘i kullanıyor. ISO standartlarına göre uluslararası adı ise PLN olarak geçiyor. Şu an 1 TL – 1.45 Zloty yapıyor.

Orta ölçekli restoranlarda Polonya mutfağı ya da dünya mutfağından yemek yemek 15 Zloty (10 TL) ile 30 Zloty (21 TL) arasında değişiyor. Marlboro sigarası 16 Zloty.(11 TL). Marketlerde büyük boy Heineken birası 5 Zloty (3.5 TL). Su ise ortalama 2.5 Zloty (1.5 TL) civarında.

Ne Yenir?

Krakow’da yemek konusunda da sıkıntı yaşamayacağınızdan emin olabilirsiniz. Ülkenin mutfağı genel olarak Doğu Avrupa-Rusya mutfağıyla benzerlik taşır. Kahvaltıları diğer Avrupa ülkelerine göre daha zengindir. Ancak bu konuda açlığınızı bastırmak için bir şey denemek isterseniz, Obwarzanek isimli, tıpkı simite benzeyen şeylerden yiyebilirsiniz. Bunları şehrin her yerindeki küçük tezgahlarda ya da fırınlarda bulmak mümkün. Aynı şekilde sokakta satılan diğer bir yiyecek ise Oscypek adındaki peynirli, küçük bir atıştırmalıktır. Bunların her ikisini de mutlaka denemelisiniz.

Pierogi
Pierogi
  • Lumia 820
  • ƒ/2.2
  • 0.0mm
  • ISO 100
  • 1/0.054237

Polonya’nın en meşhur yemeği, bu sefer bizim mantıya benzeyen Pierogi adındaki yemektir. Ancak içerisinde et yerine çoğunlukla patates konulur. Tabi yukarıda söylediğim gibi bunun farklı versiyonlarını, farklı isimlerle pek çok ülkede bulabilirsiniz. Çorba kültürü ise çok yaygındır. Yani tıpkı bizim gibi Lehler’de ana yemekten önce çorba içerler. Ancak özellikle belirteyim, çorba tasları (ya da tabakları) bizim alışkın olduğumuzdan çok daha büyüktür. Anlayabilmeniz için şöyle örnek vereyim; sabah kahvaltı yapmamış, arkadaşlarımla buluşup şehir merkezini gezmiştik. Öğleden sonra saat 3 gibi oldukça acıkmıştım ve yemek için birazdan tavsiye edeceğim restorana gittik. Önce erişteli domates çorbası içtik, ardından pierogi yedik. Ancak çorba bile doymamı sağladı ve pierogi’den sadece birkaç tane yiyebildim. Kısaca eğer çorba içecekseniz ya “az olsun” diyin ya da çorbayı bitirdikten sonra duruma göre ana yemeği sipariş edin.

U Babci Maliny
U Babci Maliny

Restoran tavsiyesi isterseniz öğle ya da akşam yemeğinde mutlaka U Babci Maliny adındaki restorana gidin. Burası tamamen yöresel yemekler yapan bir restoran. Aynı zamanda en iyi Pierogi’yi yapan da yer (lokal arkadaşlarıma göre). Zaten oldukça popüler bir yer olduğu için yerel insanlardan kime sorsanız burayı tarif edeceklerdir.

Vejeteryan Pizza - Trzy Papryczki
Vejeteryan Pizza - Trzy Papryczki

Şehirde aynı zamanda dünya mutfağıyla ilgili de oldukça fazla alternatif bulunuyor. Örneğin pizza denemek isterseniz; Pizzeria Trzy Papryczki adlı restorana gidebilirsiniz. Burayı da tavsiye ederim 🙂

Yemek bölümünü özetlemek gerekirse, şehir genel olarak ucuz olduğu için istediğiniz yerde, istediğiniz şeyi yiyebilirsiniz. Zaten şehir merkezinde zaten çok sayıda restoran olduğu için aç kalacağınızı düşünmüyorum. Dönerci bile var, daha ne olsun 🙂 Unutmadan şunu da ekleyeyim. Krakow öğrenci şehri olduğu için şehrin pek çok yerinde ucuza yemek bulabilirsiniz.

Ne İçilir?

Krakow’da yapılacak en iyi şey kesinlikle şehir merkezinin her yerinde bulunan barlarda/restoranlarda bir şeyler içmek. Öyle ki, bu konuda o küçük şehir merkezinde 300’den fazla mekan bulunuyor. Buralarda çok sayıda çeşidi bulunan ve Polonya’ya özgü votkaları deneyebilirsiniz. En meşhur ve en çok tavsiye edilen votkanın adı Zubrowka‘dır. Bunun elma suyu karıştırılmış haline “tatanka” deniliyor ve mutlaka denemelisiniz.

Wódka miodowa” ise ballı vodkadır ve yine oldukça popülerdir. Ancak bunu çoğunlukla restoranlarda shot olarak ücretsiz servis ederler. Eğer sert bir votka denemek isterseniz, %70 alkol oranıyla erikli Sliwowica votkasını deneyebilirsiniz. Ancak bunun dünyanın en sert 4. alkollü içkisi olduğunu belirteyim 🙂 Ve Şarap.. Grzaniec sıcak şarabı ise özellikle yılbaşlarında en çok tercih edilen şaraptır.

Bira konusuna gelince, özellikle marketlerde 2 Zloty’den (1.50 TL) başlayan fiyatlara biralar bulabilirsiniz. En çok tercih edilen biralar ise Tyskie ve Żywiec‘dir. Her iki biranın alkol oranı %5.6’dır. Bunu özellikle belirtiyorum çünkü ülke genelinde üretilen içeceklerin alkol oranları ortalamanın çok üstündedir. Bu nedenle çok çabuk sarhoş olabilirsiniz.

Şehirde alkolsüz içecek olarak çay fazla tercih edilmez ancak kahve kültürü oldukça yaygındır. Şehir merkezinde çok sayıda uygun fiyata espresso yapan kahve dükkanları vardır. Birini tercih edebilirsiniz ancak uluslararası marka olanlar normalden daha pahalı olabilir.

Gece Hayatı

Krakow bir öğrenci şehri olduğu için çok hareketli bir gece hayatı vardır. Özellikle de “underground club“lar oldukça popülerdir ve buralar hem yerel halkın, hem de turistlerin sıklıkla tercih ettikleri yerlerdir. Ben hem kendi deneyimim, hem de Krakow’da yaşayan 3 farklı kişiden aldığım mekan tavsiyelerini vereceğim ancak hepsi farklı mekan tavsiyelerinde bulundular. Bu nedenle buradan şu sonucu çıkarmak mümkün. “Krakow’da en iyi gece kulübü” diye bir yer yok 🙂 Aşağıya yazdıklarımın hepsi aynı standart ve kalitedeler.

  • Co Co: Krakow’da yaşayan arkadaşım sürekli buraya gidiyor ve Facebook’ta fotoğraf paylaşıyor sürekli. Giriş ücretsiz. Adres: Szpitalna Sokağı, 38
  • Shine: Aynı arkadaşım Co Co dışında sürekli buraya gidiyor ve fotoğraf paylaşıyor aynı şekilde. Giriş fiyatı 10 Zloty (7.50 TL).  Adres: Starowislna Sokak, 16
  • Baccarat: Diğer bir popüler gece kulübü. Giriş fiyatı gece 12’ye kadar ücretsiz, sonradan 10 Zloty (7.50 TL). Adres: Stolarska Sokak, 13

Bu üç yerde örnek biraz fiyatları 10-15 Zloty arasında değişiyor. Eğer uygun fiyatlı tavsiye isterseniz, şehirde yaşayan öğrenci arkadaşımın verdiği tavsiyeler ise şunlar: Afera, Frantic, Goraczka, Prozak, Diva.

Ayrıca şehrin pek çok yerinde striptiz kulüpleri bulunuyor. Pembe kıyafetli ve şemsiyeli kızlar sizi içeriye davet ediyorlar. Şehirle ilgili bilgi alırken kaldığım hosteldeki görevliye sormuştum bunu ve bana içeriye girişlerin 10 Zloty (7 TL) olduğunu, ancak içeceklerin çok çok pahalı olduğunu söyledi. Aynı zamanda kredi kartından ödeme yapılırken, normal fiyatın birkaç katını çektikleri oluyormuş. Bu konuya dikkat ediniz.

Alışveriş

Krakow’da 4 adet alışveriş merkezi bulunuyor. En büyüğü tren/otobüs istasyonunun hemen yanındaki “Galeria Krakowska“. Oldukça büyük bir AVM olduğu için içeride hemen hemen her markanın mağazası var.

Galeria Krakowska Alışveriş Merkezi
Galeria Krakowska Alışveriş Merkezi
  • Sony Alpha DSLR-A390
  • ƒ/10
  • 18.0mm
  • ISO 100
  • 1/0.016666666666667

Hediyelik eşya dükkanları ise şehir merkezinde küçük dükkanlar halinde bulunuyor. Buralarda bardak, kolye, anahtarlık, magnet, tişört gibi çok sayıda hediyelik eşya bulabilirsiniz.

Krakow’a Ulaşım

Krakow’da John Paul II adında uluslararası bir havalimanı bulunuyor. Ancak ülkemizden buraya direk uçuş yok. Eğer başka ülke üzerinden Krakow havalimanına gelecekseniz, 208, 292 ve 902 (gece) otobüslerine binerek şehir merkezine ulaşabilirsiniz. Havalimanı ile merkez arası 12 Kilometre ve bilet fiyatları 4 Zloty (2.50 TL).

Krakow Glowny Tren İstasyonu
Krakow Glowny Tren İstasyonu

Ancak Krakow’a gelmek için otobüs ve tren, uçağa göre daha popüler ve kolay. Avrupa’nın hemen hemen her şehrinden buraya otobüs ya da trenlerle gelmek mümkün. Otobüs terminali ve tren istasyonu şehir merkezinde yanyana bulunuyor. Buradan da yürüyerek kalacağınız konaklayacağınız yere kolayca ulaşabilirsiniz.

Şehiriçi Ulaşım

Krakow’da şehiriçi ulaşım tramway ve otobüslerle sağlanıyor. Metro yok.

Krakow Tramvay Haritası
Krakow Tramvay Haritası

Ancak yukarıda verdiğim haritaya bakmayın, Krakow yüz ölçümü olarak büyük bir şehir olsa da, turistik alanı o kadar küçük bir bölgede kalıyor ki toplu taşıma kullanmaya gerek kalmıyor. Çünkü her yer yürüme mesafesinde. Bu nedenle Krakow’u gezmenin en ideal yolu yürüyerek gezmek.

Krakow At Arabaları
Krakow At Arabaları
  • Sony Alpha DSLR-A390
  • ƒ/8
  • 35.0mm
  • ISO 100
  • 1/0.005

Eğer farklı bir ulaşım çeşidi isterseniz, şehir merkezinde çok sayıda at arabası ve küçük golf arabaları göreceksiniz. Her ikisinin fiyatı hakkında bilgim yok ancak oldukça popüler olduklarını belirteyim. Ancak at arabalarının ortalama fiyatı 100 Zloty (65 TL) civarında ve bu yapacağınız pazarlığa göre değişebilir. Siz bilirsiniz 🙂

Gezilecek Yerler

Krakow, gezilecek ve görülecek yer bakımından fazla zengin bir şehir değil. Bu nedenle bir tam gün Krakow’u gezmenize yetecektir. Ancak şehrin popüler olmasının temel sebebi turistlerin çoğunlukla Auschwitz-Birkenau ölüm kampı ve Tuz Madeni‘ne gitmek için Krakow’a gelmeleridir. Size de tavsiyem mutlaka bu iki yere gitmeniz yönünde olacaktır. Aynı zamanda özellikle belirtmem gerekiyor ki, şehirde çok sayıda tarihi kilise var. Bu nedenle şehir halkı oldukça dindar.

Gezilecek yerleri 4 bölümde ele alarak anlatacağım. Böylelikle daha rahat anlayacağınızı düşünüyorum 🙂

– 1. Bölge – Old Town / Şehir Merkezi

krakow-turist-haritasi
Krakow Turist Haritası

Yukarıdaki haritayı sayfaya sığabilmesi için sağa doğru çevirdiğimi belirteyim. Bu bölge eski şehir merkezi ve turistlerin çoğunlukla vakitlerini geçirdikleri yerdir. Burada çok sayıda restoran, bar, gece kulübü, hedliyelik eşya dükkanı vb. aklınıza gelecek herşey bulunuyor. Şehir merkezinin etrafı ise Planty Park adında bir park ile çevrelenmiş. Ben çok sevmiştim bu yüzden 🙂

Krakow’un eski şehir merkezinde bulunan önemli yapılardan bazıları şu şekilde:

St. Mary’s Church / Kościół Mariacki

İlk olarak 13. yüzyılda inşaa edilen Meryem Kilisesi (bazilikası), yaşanan Moğol saldırıları sonucunda yıkılarak 14. yüzyılda tekrar inşaa edilmiş. Kilisenin iki adet kulesi bulunuyor ve büyük olandan her saat başı trompet çalınıyor. Ancak bu çalınan marş yarıda kesiliyor. Çünkü Moğol istilası sırasında burada aynı şekilde trompet çalınırken, çalan kişiye bir ok saplanmış ve marş yarıda kesilmiş. Bu nedenle günümüzde de bu marş yarıda bitiriliyor. İlk duyduğumda çok şaşırmıştım. Marş esnasında kuleye dikkatli bakarsanız, penceresinden çalan kişiyi görebilirsiniz.

St. Mary's Church
St. Mary's Church
  • Sony Alpha DSLR-A390
  • ƒ/11
  • 18.0mm
  • ISO 100
  • 1/10

Kiliseyi eğer içeride ayin yoksa girip gezebilirsiniz. Daha önce gittiğim ülkelerde bulunan kiliselerde uzaktan da olsa çok sayıda ayin izlemiştim ancak bu sefer içinde de bulundum. Krakow’da yaşayan arkadaşım Weronika ve onun arkadaşı Klaudia ile beraber kiliseye girerek (ki onlar dindar hristiyanlar) ayine katıldık. Benim için çok farklı bir andı bu. Çünkü o gün Ramazan Bayramının 1. gününe denk geliyordu ve ben kilisede ayindeydim 🙂 Ayin yaklaşık 45 dakika sürdü ve ben içeride etrafı seyredip olup biteni anlamaya çalıştım. Ancak hiçbir şey anlamadım, etrafımda bulunanlar ne yaptılarsa aynısını yaptım. Ayin bitiminde birkaç fotoğraf çekerek buradan ayrıldık.

Town Hall Tower / Wieża ratuszowa w Krakowie

Şehir merkezinin tam ortasında büyük bir kule bulunuyor. Bu da 13. yüzyılda inşaa edilmiş ve 70 metre yüksekliğinde.

Town Hall Tower'dan Old Town Manzarası
Town Hall Tower'dan Old Town Manzarası
  • Sony Alpha DSLR-A390
  • ƒ/8
  • 18.0mm
  • ISO 100
  • 1/0.0025

Kulenin tepesine çıkılabiliyor ve ücreti 7 Zloty (4.5 TL). En tepeye ulaşabilmek için 100 basamak çıkmak gerekiyor ancak en yukarıya çıktığınız zaman müthiş bir manzara sunuyor diyemeyeceğim, çünkü camlar kapalı ve önlerinde demirler var. Fotoğraf çekmek ise oldukça güç. En net açı yukarıda gördüğünüz.

Cloth Hall / Sukiennice

Cloth Hall
Cloth Hall
  • Sony Alpha DSLR-A390
  • ƒ/10
  • 18.0mm
  • ISO 100
  • 1/10

Krakow Şehir Merkezi’nin en popüler yerlerinden biri de, cloth hall yani kumaş pazarıdır. Burası da ilk olarak 13. yüzyılda sadece kumaş satmak için kurulmuş ancak 1555 yılında çıkan büyük bir yangı sonucunda tamamen yanmış. Devam eden yıllarda ise tekrar yapılmış ve kumaşın dışında bu sefer bahat, ipek, deri, balmumu ve tuz satılır hale gelmiş. Günümüzde içerisinde çok sayıda hediyelik eşya dükkanı ve yöresel yiyecek/içecekler satılıyor. Ayrıca biraz dikkatli bakarsanız, duvarlarında Polonya’nın tüm şehirlerinin isimlerini yazdığını görebilirsiniz.

St. Florian’s Gate ve Barbican

Krakow, 13. yüzyılda karşılaştığı ağır saldırılar sonucunda tamamen yıkılmış ve devam eden yüzyıllarda tekrar yapılanmış. Bu süreçte şehre 47 gözetleme kulesi ve giriş-çıkışları sağlamak için 8 kapı yapılmış.

St. Florian's Gate
St. Florian's Gate
  • Sony Alpha DSLR-A390
  • ƒ/10
  • 18.0mm
  • ISO 100
  • 1/0.02

St. Floraian’s Gate ise bu giriş-çıkışın sağlandığı ana kapı olma özelliğinde. 15. yüzyılda Osmanlı saldırılarına karşı güçlü kayalarla inşaa edilmiş ve günümüze kadar ulaşmış. Krallar, savaşlardan zaferle ayrıldıklarında ya da diğer krallar ya da önemli/zengin kişiler şehri ziyarete geldiklerinde bu kapıda seramoniyle karşılanırlarmış. Kapının yüksekliği yaklaşık 35 Metre.

Barbican
Barbican
  • Sony Alpha DSLR-A390
  • ƒ/10
  • 18.0mm
  • ISO 100
  • 1/20

Barbican ise 47 gözetleme kulesi içerisinden günümüze kadar ulaşanı. Duvarlarının kalınlığı 3 metre olduğu için günümüzde kadar çok az hasar alarak gelmiş bir yapı.

Saints Peter and Paul Church

Saints Peter and Paul Kilisesi ve İsa'nın 12 Havarisinin Heykelleri
Saints Peter and Paul Kilisesi ve İsa'nın 12 Havarisinin Heykelleri
  • Sony Alpha DSLR-A390
  • ƒ/10
  • 24.0mm
  • ISO 100
  • 1/13

1597 – 1619 yılları arasında inşaa edilen bu kilise, Krakow’un barok mimarisinde yapılan en eski yapısı olma özelliğinde. Önünde ise İsa’nın 12 havarisini simgeleyen heykeller yer alıyor.

Krakow’un eski şehir merkeziyle ilgili anlatacaklarım bu kadar. Ancak gerek bu bölgede, gerekse şehrin pek çok yerinde çok sayıda kilise olduğunu tekrar hatırlatayım.

– 2. Bölge – Wawel Castle

Wawel Kalesi, Romanesk (Roma tarzı) ve Gotik mimariyle 1333 – 1370 yılları arasında yapılmış. Ancak şehir tarihinde belirttiğim gibi bu tepede yaşam 5000 yıl önce başlamış.

Wawel Kalesi & Wawel Kathedrali
Wawel Kalesi & Wawel Kathedrali
  • Sony Alpha DSLR-A390
  • ƒ/8
  • 18.0mm
  • ISO 100
  • 1/0.003125

Yıllar boyunca kale üzerinde dönemin ihtiyaçları doğrultusunda ekleme/çıkarmalar yapılmış ve çıkan yangınlar sonucu tekrar tekrar onarılmış. 1600’lü yıllarda ise Kral Sigismund, krallığın başkentini Varşova’ya taşımış ancak bu kale önemini hiçbir zaman yitirmemiş. Çünkü tahta çıkan her kral yine bu kalede taç giyim törenini gerçekleştirmiş. Aynı zamanda ülke tarihindeki tüm kraliyet mezarları da kale içerisindeki katedralde bulunuyor. Wawel Katedrali‘ne giriş ücretsiz ancak içeride fotoğraf çekmek yasak.

Adam-MickiewiczKatedral içerisindeki mezarlardan biri de Adam Mickiewicz‘e (1798 – 1855) ait. Kendisi hakkında biraz bilgi vereyim çünkü bizim tarihimizle alakalı olduğu gibi aynı zamanda Polonya’nın da ulusal kahramanlarından birisi. Adam Mickiewicz, 1800’lü yıllarda Polonya’nın komşu ülkeler tarafından parçalanmasından dolayı kendisini bağımsızlığa ve ülkenin kurtuluşuna adamış bir şair ve yazar. Bu konuda Polonya’nın kurtuluşuna kalemiyle destek vermiş birisi. Henüz çocuk yaşta yazdığı yazılar sonucunda ülke genelinde büyük bir okuyucu kitlesi kazanmış ve uzun yıllar Paris’te profesörlük yapmış.

1855 yılında Rusya ile yapılan Kırım Savaşı‘ndaki, Türk hizmetinde çalışan Polonyalılara destek vermek için İstanbul‘a gelmiş. Fakirmiş ve Galata’da (Beyoğlu) bir ev kiralayarak yakın arkadaşlarıyla orada yaşamış ve Polonyalılarla çeşitli toplantıları burada yapmış. O yıllarda İstanbul’da dolaşan kolera salgınına (bakterilerin neden olduğu bağırsak enfeksiyonu) yakanalarak İstanbul’da kaldığı evde yaşamını yitirmiş. Son sözleri ise şu olmuş: “İstanbul’da koleradan öleceğimi bilseydim yine buraya gelirdim. Çünkü bu benim görevimdi. Ben, Fransa’da bir ilim akademisinin umumi katibi olmaktansa, bir Türk taburunun katibi olmayı tercih ederim”.

Adam Mickiewicz’in ölümünün ardından iç organları hayatını kaybettiği evin bodrumuna, Tehnit edilen cesedi ise Paris’te toprağa verilmiş. 1890 yılında bu mezar açılarak kalan kemikler Wawel Kalesi’ne gömülmüş. Günümüzde hayatını kaybettiği ev ise İstanbul/Beyoğlu’nda müze olarak hizmet vermektedir.

Wawel Dragon
Wawel Dragon
  • Sony Alpha DSLR-A390
  • ƒ/7.1
  • 50.0mm
  • ISO 100
  • 1/0.01

Wawel Kalesi içerisinde aynı zamanda bir mağara ve bu mağaranın önünde Dragon’s Den ya da diğer bir adıyla Wawel Dragon / Wawel Ejderhası bulunmakta. Bu mağaraya giriş 3 Zloty (1.5 TL).

Wawel Ejderhası ile ilgili de bir efsane bulunuyor. Bu ejderha uzun zaman önce bu mağarada yaşamış ve şehirde yaşayan insanları yermiş, özellikle de genç kızları. O dönem şehirde geriye tek bir kız kalmış, o da Kral Krakus‘un kızı Wanda imiş. Kral “ejderhayı öldüren her kim olursa olsun onu kızımla evlendireceğim” diyerek söz vermiş. Şehirde yaşayan ve çok uzaklardan gelen şovalyeler ejderhayı öldürmeyi denemiş ancak hepsi başarısız olmuş. Daha sonra Skuba adında ayakkabıcı çırağı olan bir kişinin aklına müthiş bir plan gelmiş. Bir koyunun içerisini katran ve kükürt ile doldurarak, mağaranın önüne bırakmış. Ejderha ise bu koyunu yemiş ve inanılmaz derecede susamış. Ardından hemen yan tarafında bulunan Wisla Nehrinden bolca su içmiş ve sonucunda içindeki ateşi sönmüş. Ateş söndükten sonra da ejderha patlayarak ölmüş. Kral ise kızını Skuba ile evlendirmiş ve mutlu bir hayat sürmüşler.

Günümüzde mağaranın önünde ejderhanın heykeli bulunmakta ve bu belirli aralıklarla (her birkaç dakika) ağzından ateş püskürtüyor. Bu ateş çıkarma çoğu zaman çok çok kısa oluyor ancak ortalama her yarım saatte bir de büyük bir ateş çıkarıyor. Mutlaka izlemeli ve fotoğraflamayı denemelisiniz 🙂

Wawel Kalesini gezmesi birkaç saatinizi alacaktır. Katedrali gezip, avlusunda dolaştıktan sonra mağaraya inerek, ardından ejderhanın ateş şovunu izlemenizi tavsiye ederim. Tabi birazda Wisla Nehrinin manzarasının tadını çıkarabilirsiniz 🙂 Aynı zamanda eğer ilgilenirseniz kale içerisinde sergi salonları ve müzelerin olduğunu belirteyim.

– 3. Bölge – Kazimierz

kazimierzTarihi Kazimierz bölgesi 1335 yılında Kral Kazimierz tarafından kurulmuş ve o dönemlerde Polonya Krallığından bağımsız bir şekilde hareket etmiş. 19. yüzyıla kadar bu bölgeye çok sayıda kilise ve sinagog inşaa edilmiş ve hem Hristiyan, hem de Yahudilerin bir arada yaşadıkları bir bölge haline gelmiş.

2. Dünya Savaşı sırasında ise burada yaşayan yahudiler, Podgórze bölgesine götürülerek gettolarda yaşamaya mahkum edilmişler. Bazı yahudiler gettolarda sağlıksız beslenmeyle, bazılarıysa Auschwitz kampına götürülerek öldürülmüşler.

Günümüzde bu bölgede 1500 ve 1600’lü yıllarda yapılan birkaç kilise ve sinagog hala ayakta. Açıkçası bana göre gezilecek pek bir yeri yok. Ancak bölgede bir tur atabilirsiniz.

– 4. Bölge – Wisla Nehri ve Diğer Tarafı

Wisla Nehri (Türkçe: Vistül Nehri), 1047 kilometre uzunluğunda olup Polonya’nın en uzun nehridir. Krakow ve Varşova’dan dahil birçok önemli şehirden geçer.

Wisla Nehri / Krakow
Wisla Nehri / Krakow
  • Sony Alpha DSLR-A390
  • ƒ/10
  • 18.0mm
  • ISO 100
  • 1/0.005

Nehir üzerinde toplam 11 köprü bulunuyor ve buralardaki tenkelerle nehir turu yapmak mümkün. Aynı zamanda nehir boyunca uzanan büyük bir park olduğunu da belirteyim.

Krakow’da halkın büyük bölümü Wisla Nehri’nin diğer tarafında yaşamakta. Burada da birkaç kilise bulunmakla birlikte kayda değer pek birşey olduğunu söyleyemem. Ancak ziyaret etmenizi tavsiye edebileceğim tek yer, Oskar Schindler Fabrikası.

Oskar Schindler’s Factory / Oskar Schindler’in Fabrikası

Oskar Schindler, Polonya ve Çek Cumhuriyeti’nde fabrikaları olan Alman bir fabrikatör. 2. Dünya Savaşı sırasında yaklaşık 1200 yahudiyi ölmekten kurtarmış. Bunu da yahudileri sahibi olduğu fabrikalarda çalıştırarak başarmış bir “halk kahramanı”dır.

Oskar Schindler Fabrikasının Girişi
Oskar Schindler Fabrikasının Girişi
  • Sony Alpha DSLR-A390
  • ƒ/8
  • 18.0mm
  • ISO 200
  • 1/0.005

İlk başlarda sadece ‘zengin yahudileri’ kurtarmayı amaç edinmiş ancak daha sonraları kendisi için çalışan işçilerin ve Krakow Gettosunda yaşayan yahudilerin ölümlerine şahit olduktan sonra tüm Yahudileri kurtarmayı amaç edinmiş. Bunu konu alan 1993 yapımı Schindler’s List (Schindler’in Listesi) isimli filmi izlemenizi tavsiye edebilirim.

Günümüzde Oskar Schindler’in Krakow’da kurduğu fabrika, hem onun hayatını, hem de savaşın şiddetini anlatan modern bir müze. Burayı ziyaret eden insan sayısı o kadar çok olmalı ki, bilet alabilmek için 15 dakika sıra bekledim ve içeriye sadece belli sayıda insan alıyorlar. Üst limiti bilmiyorum ama bilet gişesinin orada bulunan ekranlarda kaç kişinin daha içeriye girebileceği yazıyor (175 Avaliable şeklinde). Bir kişi çıkarsa bu rakam artıyor, bir kişi girerse rakam azalıyor. Müze yazın 6’da kapanıyor ama son ziyaretçiyi 1 buçuk saat kala kabul ediyorlar.

Ben 16:10’da müzeye girdim. Yukarıda modern bir müze olduğunu söylemiştim, gerçekten hayatınızda sıkılmadan, merak içerisinde bir sonradaki odayı düşünerek gezebileceğiniz muhteşem bir müze. İçerisine girdiğiniz andan çıktığınız ana kadar adım adım savaşı anlatıyor. Bunu videolarla, fotoğraflarla, gazetelerle, dergilerle, o dönemde kullanılan eşyalarla (silah, kıyafet vb.) anlatıyor, anlatırken de sizi o döneme götürüyor adeta.

Tekrar hatırlatayım, burası klasik bir müze değil, her odası ayrı ayrı dekore edilmiş bir fabrika binası. Ben gezimi bir buçuk saatte tamamladım ancak duvarda yazılan yazıları okuyayım, videoları izleyeyim, inceleyerek detaylı bir şekilde gezeyim derseniz birkaç saatinizi alacaktır. Birde iyi bir İngilizce’nizin olması şart. Mutlaka gezmenizi tavsiye ettiğim müzenin giriş ücreti yetişkinler için 19 Zloty (13 TL), öğrenciler için 16 Zloty (10 TL) şeklinde.


Krakow’da gezilecek önemli yerler bu şekilde. Çok sayıda kilise olduğunu tekrar hatırlatmak istiyorum ancak sadece yukarıda yazdığım kiliseleri gezmek yeterli olacaktır. Şehirde aynı zamanda hayvanat bahçesi, yahudi müzesi, botanik park, etnografya müzesi, ulusal müze, çağdaş sanatlar müzesi, opera ve tiyatro salonları bulunmakta. Eğer uzun sürekli kalacaksanız buralara da gidebilirsiniz. Tabi Auschwitz ve Tuz Madeni‘ne de gitmenizi şiddetle tavsiye ediyor ve herkese iyi seyahatler diliyorum.

Benzer Yazılar

Yorum Yaz

27 Yorum

  • Cevap Yaz Leszek 31 Ocak 2015 at 13:31

    Afferin, şuana kadar okuduğum Polonya hakkında en doğru ve en güzel yazı. Maalesef yazanların çoğu uyduruk ve saçma sapan bir şekilde yaziyor, herhalde kendısını sırf akıllı göstermek için. Varşovadan selam, Leszek.

    • Cevap Yaz Şahin Doğan 01 Şubat 2015 at 22:53

      Dziekuje Leszek 😉

  • Cevap Yaz Pelin 23 Nisan 2015 at 22:01

    Yaziniz icin tesekkurler. Bende yarin ucuyorum krakowa. Umarim vize kontrol falan Hersey yolunda gider

    • Cevap Yaz Şahin Doğan 23 Nisan 2015 at 22:46

      İyi yolculuklar, iyi tatiller Pelin 🙂

  • Cevap Yaz CEM 23 Haziran 2015 at 17:14

    Selam, biz de ağustos’da 2 gün krakow’da kalacağız.
    Tavsiye edebileceğiniz canlı rock ya da metal müzik yapan bir yer var mı?

    • Cevap Yaz Şahin Doğan 23 Haziran 2015 at 20:21

      Selamlar, maalesef yok. Bence bu tarz spesifik şeyleri kalacağın otel/hostel sahibine sormalısın. İyi gezmeler 🙂

  • Cevap Yaz Yasemin 28 Temmuz 2015 at 13:13

    Merhaba Krakow hakkında kim neler yazıyor diye araştırırken buldum sitenizi. Gerçekten çok hoş bir anlatım olmuş. Emeğinize sağlık.
    Bende Krakow hakkında güncelik bir blog yazıyorum.

  • Cevap Yaz Mert 22 Ağustos 2015 at 16:26

    Türkçe kaynak olarak okuduğum en güzel krakow yazısıydı. Özellikle yorum bırakıp teşekkür etmek istedim 😉

  • Cevap Yaz ofis mobilyaları 02 Ekim 2015 at 20:57

    Diğer sitelerde bulamadığım paylaşımdı teşekkürü bir borç bilirim

  • Cevap Yaz Yırtık Harita 10 Kasım 2015 at 16:11

    Şehirle ilgili en güzel ve en detaylı yazılardan biri olmuş, elinize sağlık.Krakow’a bir kaç gez gitmiş biri olarak, bu kadar güzel bir şehrin ülkemiz açısından bu kadar az bilinmesine hep üzülmüşümdür.Avrupa^nın yeni Prag’ı olarak lanse edilen şehrin yakında çok daha popüler olacağına eminim.
    Sevgiler

  • Cevap Yaz Cigdem 13 Kasım 2015 at 21:42

    Cok basarili bir anlatim olmus sizin rehberliginizde geziyorum krakowu. Cok tesekkurler

  • Cevap Yaz Süha 24 Ocak 2016 at 05:53

    Çok detaylı ve güzel bir yazı olmuş. Hiç sıkılmadan okudum. Teşekkür ederim, emeğinize sağlık.

  • Cevap Yaz Koray Berkil 08 Şubat 2016 at 00:36

    Polonyada universite okumayi duşunuyorum ve Ortalama 2-3 aydır Polonya yı araştırıyorum şüphesiz ki okuduğum en güzel yazi 🙂 uniye gitmeyi düşünen var ise instagram dan korayberkil kullanıcı adı ile ulassin, yardımcı olurum

  • Cevap Yaz Bilal 04 Mayıs 2016 at 19:52

    Geçen yıl yılbaşından biraz sonra Krakow’a gitmeyi düşündüğüm zamanlarda keşfetmiştim blogunuzu. O gün bu gündür ne zaman canım gezmek istese veya yeni bir yerler görmek istesem blogunuza yer imlerimi attığım bu link ile giriyorum 🙂 Blogunuzu çok başarılı ve detaylı buluyorum, özellikle tavsiyeler yeter de artar bile.
    Yeni dizayna geçeli biraz olmuş olmalı, geç kalmış olsam da blogunuzun bu hali gerçekten çok şık.
    Bana aşırı derecede faydalı bulunmuş bu yazı içi teşekkürler. Gelecekte daha da fazla itina ile paylaşım yapmanız dileğiyle 🙂

  • Cevap Yaz ömer erdoğan 03 Haziran 2016 at 21:57

    Teşekkürler gerçekten ayrıntılı 🙂

  • Cevap Yaz yavuz 17 Haziran 2016 at 00:18

    Kardeşim çok güzel özetlemişin emeğine sağlık . Benimde merakım var gitmeye ancak bir tanıdık olmadan gitmek işime gelmiyor malum yabancı bir ülkeye gidiyorsan ya cok iyi bilicen ya dilini bilicen bende ikiside olmadıgından biraz sogugum . Ancak tavsiyen olursa bana mail adresimden ulaşmanı rica ediyorum . Sağlıcakla ….

    • Cevap Yaz Şahin Doğan 17 Haziran 2016 at 09:34

      Selam Yavuz. Aslında Türkiye’de gezmekten hiçbir farkı yok yurtdışında gezmenin. Kendini ifade edebilecek seviyede İngilizce bilmen yeterlidir 🙂

  • Cevap Yaz Gülsüm 01 Ağustos 2016 at 23:37

    Selam Şahin,
    Ben, senin yaşında bir oğlu olan emekli bir bayanım, eşim ve ben gezmeyi değişik yerler ve kültürleri tanımayı seviyoruz. En büyük zevkim de gezi yazısı okumak. Bunun için yıllardır gezginlerin sitelerini takip ederim. Senin siteni ilk defa ziyaret ediyorum. Oldukça sade bir dille, gerekli olabilecek her hususa değinilmiş, çok beğendim. Eylül ayında yapacağımız karakow ve Varşova seyahati için bilgi toplamak üzere int. de gezinirken ilk defa senin siten ilgimi çekti ve bloguna girdim. Krakow seyahatinle ilgili yazdıklarından faydalanacağımız bilgiler edindim. Müsaadenle bu bilgileri ipad’ime kopyalayıp yararlanmak istiyorum. Sana yaşamında başarılı, bol gezmeli Mutlu günler diliyorum. Bundan sonra seni de takipte olacağım. Sevgilerimle
    Gülsüm

  • Cevap Yaz sadet 16 Ağustos 2016 at 23:24

    merhaba
    tek başıma budapeşte üzerinden otobüsle veya trenle krakow a gitmeyi düşünüyorum tavsiye eder misiniz?

    çok teşekkürler

  • Cevap Yaz SEZER 20 Eylül 2016 at 15:34

    Twitter da bir arkadaştan duydum adını, tüm şehirleri okumaya başladım, çok detaylı anlatmışsın , teşekkürler.

  • Cevap Yaz Hande 16 Ocak 2017 at 23:54

    Çok güzel bir yazıydı. Şubat ayında Krakow a Erasmus programıyla gideceğim. Tavsiyelerinle gezeceğim 🙂

  • Cevap Yaz behcet Celik 10 Mayıs 2017 at 11:40

    Öncelikle teşekkürler.
    Ben sadece Nazi kamplarını görmeye gidecek olan birisiyim.
    İlave bilgileriniz ile şehir hakkında yeterli bilgi sahibi oldum.
    Bu arada kampları ziyaret etmek istiyenler için; ziyaretçi sayısı fazla olduğu ve içeri girme sırasında zaman kaybetmemek için resmi web sitesinden önceden bilet alınmasını tavsiye edebilirim.
    Selam ve bolca gezmeker

  • Cevap Yaz Burak 28 Ağustos 2017 at 17:10

    10 nımara bir yazı olmuş, elinize sağlık. Tam gezmek istwdiğim yerler derlenip toparlanmış. Yazılarınızın devamını dilerim.

  • Cevap Yaz RAMAZAN SENBANİ 29 Aralık 2017 at 08:31

    GÜZEL BİR YAZI