Oradea Gezilecek Yerler

Avrupa’nın keşfedilmemiş az sayıda şehrinden biri olan Oradea, turizm anlamında Romanya’nın Braşov, Cluj-Napoca, Sighişoara ve Sibiu gibi şehirlerin gerisinde kalmasına rağmen, sahip olduğu mimari yapıları sayesinde her geleni kendisine hayran bırakmaktadır. Bu yazımda Doğu ve Batı Avrupa arasındaki kültürü en iyi yansıtan şehirlerden biri olan Oradea’da gezilecek yerleri bulabilirsiniz.

Giriş

Transilvanya seyahatim sırasında Cluj-Napoca‘dan sonra sıradaki durağım Oradea şehri oldu. Aslında burada 1 gece konaklamayı planlamış, ancak otellerin pahalı ve hostel olmamasından dolayı mecburen Cluj’den günübirlik olarak gelerek, akşam Arad şehrine geçmiştim.

Oradea Tren İstasyonu

Şehre trenle geldim. İlk farkettiğim şey istasyon içerisindeki “international ticket (uluslararası bilet)” gişesinin önünde uzunca bir sıra olmasıydı. Oradea şehri Macaristan sınırına sadece 10 kilometre uzaklıkta. İnsanlar buradan başta Macaristan olmak üzere Orta Avrupa’nın çeşitli şehirlerine tren ile ulaşabiliyorlar. Budapeşte-Oradea-Cluj rotasında günlük 5 tren seferi düzenleniyor.

Şehre sabahın erken saatlerinde geldikten sonra valizimi emanete vererek gezmeye başladım. Romanya’nın hemen hemen her tren istasyonunda emanet bölümü bulunuyor ve fiyatları 5-10 Lei arasında değişiyor. Oradea’da bu fiyat günlük 5 Lei’ydi.

Oradea

Gezilecek yerlere geçmeden önce şehirle ilgili bilgiler vereyim. Öncelikle şehrin Türkçe adı Varat (Varad) olarak geçiyor. Tarihte uzun süre bu ve buna benzer isimlerle anılmış. Hint-Avrupa dil ailesine göre şehrin adı –var (kale) –ad (şehir) “kale şehri” anlamında.

Oradea Kalesi'nin eskiden kalan duvarı ve Latince yazıt

Tarihi diğer Transilvanya şehirleri gibi çok eskiye dayanıyor. Arkeolojik bulgular sayesinde Daçya ve Kelt kavimlerinin yaşadığı biliniyor ancak herhangi bir yazılı kayıt tutulmadığından adı ilk kez 1113 yılında bir belgede geçiyor (Latince Varadinum olarak).

1474 yılında Osmanlı tarafından kuşatılarak ele geçiriliyor. Fakat uzun süre Erdel Prensliği, Avusturya-Macaristan ve Osmanlı arasında şehrin yönetimi tartışma konusu oluyor. 1660 yılında Osmanlı, şehre büyük bir sefer düzenleyerek 46 günde ele geçiriyor. 1692 yılında ise 14 ay süren kuşatmanın ardından Habsburg Hanedanlığı tarafından şehir Osmanlı’dan geri alınıyor ve böylelikle Osmanlı’nın bu topraklarda hakimiyeti sona eriyor.

Gezilecek Yerler

Oradea Gezilecek Yerler

Oradea’da gezilecek fazla yer bulunmamasına rağmen her yıl pek çok turist tarafından ziyaret ediliyor. Bunun sebebi şehrin birbirinden güzel mimari yapıları. 1836 yılında büyük bir yangın çıkarak şehrin büyük bölümü yanıyor. Ancak bu felaket fırsata çevrilerek, 19-20. yüzyıllarda yeni kent planlaması yapılarak art nouveau (yeni sanat) ve Viyana-Macar Secession tarzında pek çok ev yapılıyor. Şehri gezerken ister istemez önemli veya önemsiz pek çok binanın resmini çekiyorsunuz.

Strada Republicii

Strada Republicii

Tren istasyonundan çıktıktan sonra biraz yürüyerek şehrin en popüler caddesi Republicii‘ye (Cumhuriyet) ulaşılıyor. Trafiğe kapalı olan cadde üzerinde çok sayıda cafe, restoran, alışveriş mağazaları vb. yer alıyor. Ancak burayı diğer caddelerden ayıran en büyük özellik, hatta Transilvanya’nın en önemli caddesi olmasının sebebi; baştan sona yeni sanat mimarisindeki binaları. Caddede yürürken fotoğraf makinemi bir an olsun elimden bırakmamıştım.

Restorasyon

Ancak gerek Republicii’de, gerekse şehrin başka yerlerinde yer alan bu evlerin bazıları 2006 yılından bu yana restore ediliyor. Bu çalışmalar tamamlandıktan sonra (5-10 sene daha sürer), şehir tam anlamıyla turistik hale gelerek adından sıkça söz ettirecektir. Şimdilik restore edilen binaları görmezden geliyoruz 🙂

State Theatre

The State Theatre

Caddenin sonunda dış mimarisiyle oldukça gösterişli devlet tiyatrosu bulunuyor. Burası 1900 yılında Avusturyalı Fellner & Helmer şirketi tarafından eklektik tarzda yapılıyor. Aynı şirket Cluj-Napoca, Odessa, Zagreb, Zürih, Prag vb. şehirlerde başta opera binaları olmak üzere 200’den fazla bina yapıyor. Özellikle Cluj’de yer alan operayı çok sevmiştim.

Devlet Tiyatrosu

Ağaçlardan dolayı fotoğraflarını çekmek pek mümkün olmadı ancak tiyatronun önünde 2 adet heykel yer alıyor. Bunlar dramatik sanatı temsil eden Melpomene (trajedi) ve Thalia (komedi) heykelleri.

Oradea

Devlet tiyatrosundan düz ilerleyince Peta Nehri üzerinde bulunan köprüden geçerek, şehrin ana meydanına ulaşıyoruz.

Union Square

Birlik Meydanı

Birlik Meydanı her ne kadar Oradea’nın ana meydanı olsa da, alışkın olduğumuz gibi her daim kalabalık olan bir meydan değildir. Çünkü etrafını çevreleyen binaların neredeyse hepsi kilise ve belediye binasıdır. Yalnızca 2-3 tane cafe ve restoran bulunduğu için insanların gitmeyi tercih ettikleri yer daha çok yukarıda bahsettiğim Republicii Caddesi’dir.

Meydan eskiden pazar yeri olarak kullanılırmış. 1800’lü yıllardan başlayarak etrafına birazdan bahsedeceğim yapılar eklenmiş ve şehir merkezi burası olmuş. Meydanda bulunan yapılar şu şekilde:

Oradea Cesur Mihail Heykeli

Öncelikle caddenin ortasında Mihai Viteazul‘un (Cesur Mihail) heykeli bulunuyor. Kendisi Matthias ve Vlad Tepeş ile birlikte Romanya’nın ulusal kahramanlarından biridir. Elbette bunun en büyük nedeni Osmanlı’ya karşı aldığı başarılardır. Călugăreni Muharebesi (1595) sırasında -ki bu muharebe Osmanlı-Avusturya savaşının bir parçasıdır ve sonunda Zitvatorok Antlaşması imzalanmıştır-, Osmanlı Akıncılarını tuzağa düşürmüş ve köprüden geçerlerken top ateşine tutarak köprünün yıkılmasına ve çoğu askerin nehirde boğulmasına yol açmıştır. Yahya Kemal bu hadiseyi şu sözleriyle dile getirmiştir:

Cennette bu gün gülleri açmış görürüz de,
Hala o kızıl hatıra gitmez gözümüzde.

Mihai Viteazul’un hükümdarlığından önce Oradea şehrinde vakit geçirdiği düşünülmektedir.

Town Hall

Belediye Binası

Meydanın en büyük yapısı olan belediye binası, 1903 yılında aynı yerde bulunan eski Roma-Katolik psikoposluk binasından devşirilerek bugünkü halini almış.

Belediye Binası

Dış mimarisi oldukça güzel olan binanın bazı bölümleri ve 50 metre yüksekliğindeki kulesi gezilebiliyor. Giriş fiyatı 5 Lei.

The Greek Catholic Bishop Palace

Yunan Katolik Piskoposluk Sarayı

Meydanın en dikkat çekici dini yapılarından birisi, Piskopos Demetrie Radu‘nun daha modern, görkemli ve işlevsel bir kilise isteğiyle 1903 yılında inşaa edilen Yunan Katolik Piskoposluk Sarayı‘dır. Her iki köşesinde daha sonradan yapılan iki kulesi bulunan yapı, neo-Gotik, neo-Klasik ve neo-Bizans gibi pek çok farklı mimari tarzda inşaa edilmiş.

Demetrie Radu, Romanya senatosunda aktif görev aldığı için tıpkı Oradea’da olduğu gibi ülkenin çeşitli yerlerine benzer şekilde kiliseler inşaa ettirmiş. 1920 yılında Romanya senatosuna yapılan bombalı saldırı sonucu hayatını kaybetmiş. Bu piskoposluk sarayı 2. Dünya Savaşı’nın ardından uzun bir süre halk sanatı okulu ve kütüphane olarak kullanıldıktan sonra, 2015 yılında tekrar orijinal hali olan piskoposluk sarayına çevrilmiş. İçeriye giriş ücretsiz ancak ziyaretim sırasında kapılar kapalıydı.

St. Nicholas Greek-Catholic Cathedral

St. Nicholas Greek-Catholic Cathedral

Yunan Psikoposluk Sarayı’nın çaprazında başka bir dini yapı olan Aziz Nikolas Yunan Katolik Katedrali bulunmaktadır. Burası şehrin eski yapılarından birisi. 1800 yılında inşaa edilmiş, ancak 1836 ve 1907 yılında iki defa yakılmış.

St. Nicholas Greek-Catholic Cathedral

Katedralin dışarısı oldukça sade olmasına karşın içerisi oldukça süslü ve çok sayıda karakteristik Bizans sanatına dair örnekler bulunmakta. İçeriye giriş ücretsiz.

The Moon Church

Ay Kilisesi

Meydanın en önemli yapılarından bir diğeri de 1790 yılında inşaa edilen Ay Kilisesi‘dir. Onu diğer yapılardan ayıran en önemli özelliklerden birisi 55 metre yüksekliğe sahip kulesinde bulunan küredir. Fotoğrafta net çıkmamış ancak saatin aşağısında bulunan bu kürenin yarısı siyah, diğer yarısı altındır. Amacı, ayın dünya üzerindeki rotasyonuna uygun olarak 28 günde bir tam tur dönüyor olması (bugün bile çalışıyor). Kilisenin adı normalde Meryem Kilisesi, ancak bu mekanizmadan dolayı Ay Kilisesi olarak anılıyor.

Ay Kilisesi

Kiliseye giriş ücretsiz.

St Ladislau Church

St. Ladislau Church

Birlik Meydanı’nda bahsedeceğim son kilise, 1721-1741 yılında inşaa edilen ve Oradea’nın en eski kilisesi olan Aziz Ladislau Kilisesi.

St. Ladislau Church

Aziz Ladislau’ya adanan kilisenin altar bölümü 1730 yılında yapılmış. Burada yer alan tabloda Aziz Ladislau’nın şehrin anahtarını psikoposa verişi anlatılmış. Giriş kapısında ise azizin yaşamı, efsanesi, ölümü ve gömülmesini anlatan bir dizi motif yer alıyor. İçeriye giriş ücretsiz.

The Black Eagle Complex

Black Eagle Complex

Meydanla ilgili bahsedeceğim son yer, Oradea’nın en önemli yapı ve sembollerinden birisi olan Black Eagle Complex (Kara Kartal Kompleksi)’dir. 1908 yılında aynı yerde bulunan Black Eagle oteli yerine inşa edilen kompleks, birbirine eşit ve simetrik olmayan iki ayrı binadan ve bu iki binayı birbirine bağlayan başka bir binadan oluşmaktadır.

Black Eagle Complex

Binaya giriş 3 farklı sokaktan yapılıyor. İçerisinde restoran, cafe, casino, tiyatro, otel odaları, alışveriş mağazaları gibi çok sayıda dükkan bulunuyor. Bu özelliğiyle Milano‘da bulunan Vittorio Emanuele Gallery’den ilham alınarak inşaa edilmiş. Ayrıca içerideki pencerelerinde ince bir detay olarak kartal figürü yer alıyor.

Oradea Fortress

Oradea Kalesi

Birlik Meydanı’nın ardından sonra yaklaşık 15 dakikalık yürüme mesafesinde yer alan Oradea Kalesi‘ne geliyorum. Şimdiye kadar sayısız kale gezmiş biri olarak, benim bu kalede en çok ilgimi çeken nokta yukarıdan bakıldığında yıldız (beşgen) şeklinde gözüküyor olması oldu. Gerçekten aerial (drone ile havadan çekilmiş) fotoğraflarına bakınca oldukça ilgi çekici gözüküyor. Ancak içeriye girdiğinizde bu etkiyi yaşamak pek mümkün olmuyor. Sonuçta aşağıdan bakıyoruz ve sadece duvarlarla birlikte içerisinde yer alan binaları görüyoruz.

Oradea Kalesi

Kale 1000 yıllık oldukça dolu bir geçmişe sahip. Avusturyalı astronom Georg von Peuerbach (1423-1461), Avrupa merkezinin (baş meridyeninin) bu kale olduğunu hesaplamış ve bu bilgi 203 yıl boyunca doğru olarak kabul edilmiş. Bunun dışında piskoposların gelişimi, Orta ve Doğu Avrupa’ya rönesansı yayması, kralların taç giyim törenlerinin yapılması, dinlenme yerlerinin ve çoğunun mezarının burada olması gibi özellikleri var.

Oradea Kalesi

Kale içerisinde gezilecek bir müze bulunuyor ancak açıklamalar İngilizce olmadığı için ziyaret etmedim. Bunun dışında kalede tıpkı şehrin geri kalanında olduğu gibi restorasyon çalışmaları yapılıyor. Pek çok kişi için Oradea’da gezilecek yerler arasında birinci sırada yer alsa da, benim pek ilgimi çekmedi nedense. Son olarak kale tarihinde çok sayıda Tatar, Avusturya, Transilvanya’lı devrimciler ve Eflak Prensliği tarafından kuşatılmış, fakat tek ele geçiren tek ordu Osmanlı ordusu olmuş. Bu da ilginç bir detay.

Țării Crișurilor Museum

Oradea Müzesi

Oradea’da gezdiğim son yer şehir müzesi oldu. 1897 yılında Barok mimarisinde yapılmış bir binada hizmet veren müze; tarih, sanat, etnografya ve doğal tarih olarak 4 bölümden oluşuyor.

Ben ve halı koleksiyonu
Etnografya Bölümü

Müzede toplam 225 bin’den fazla eser bulunuyor.

  • Tarih bölümünde dünya savaşları ve Romanya devrimleriyle birlikte Oradea’ya ait bulgu, belge ve resimler,
  • Sanat bölümünde çoğu 20. yüzyıl Romen ressamların eserlerinin yer aldığı resimler,
  • Etnografya bölümünde ülkenin kuzey şehirlerini kapsayan 19-20. yüzyıla ait kıyafet, takı vb. yöresel eşyalar,
  • Doğal tarih bölümünde botanik ve zoolojik bir takım fosil ve bitkiler sergileniyor.
Sanat bölümü

Müzeye giriş fiyatı yetişkin 8, öğrenci 4 Lei şeklinde.


Özet

Oradea’da benim gezdiğim yerler bu şekilde. Açıkçası şehrin ana meydanında yer alan kiliseleri yazarken çok sıkıldım (gezerken bu kadar sıkılmamıştım). Turist haritasında göre şehirde gezilebilecek 47 nokta bulunuyor. Benim gitmeye gerek duymadığım 4 adet anı müzesi (şehrin önde gelen kişilerinin anısına yapılmış müzeler), aquapark, hayvanat bahçesi gibi yerler var. Bunların dışında şehrin uzağında, Baile Felix diye bir bölgede birkaç adet spa merkezi yer alıyor.

Sözün özü Oradea’ya özel sebeplerle gitmiyorsanız klasik bir gezme işi için 5-6 saat yetecektir. Şehir mimarisinin tekrar çok güzel olduğunu ve yazıya sadece önemli yapılarını eklediğimi belirteyim. Şehrin pek çok yerinde görebileceğiniz bu mimari yapıları çok seveceğinize eminim.

Şehrin ana caddesinde bir şeyler yeme-içmeyi, ve ana meydanının çevresinde gezmeyi unutmayın! Herkese şimdiden iyi seyahatler 🙂

Yorum Yaz

Yorumlar

Vedat Akan
17 Ekim 2019

Ellerinize sağlık.