Şu yazıyı okuyorsun: Trabzon Gezi Rehberi
Türkiye 04 Ocak 2015

Trabzon Gezi Rehberi

Öyle zannediyorum ki gitmesek bile hepimiz Sümela Manastırı ve Uzungöl‘ü duymuşuzdur. Peki ya Rumların “Si Zigana Ke Zison (Ziganada hayatta kalmaya bak)” dedikleri Zigana Geçidi‘ni? Ya da sütlacıyla meşhur Hamsiköy‘ü? Hem haftasonumu değerlendirmek, hem de Japon arkadaşım Yui ile tekrar görüşmek için gittiğim Trabzon’da gezdiğim yerleri tarihleri ve önemiyle beraber bu yazımda bulabilirsiniz.

Oteller

Booking.com

Trabzon Hakkında

Trabzon Haritası
Trabzon'un Türkiye üzerindeki konumu

Trabzon, ülkemizin Doğu Karadeniz bölgesinde, Karadeniz kıyısı ile Zigana dağı arasında yer alıyor. 750 Bin kişinin yaşadığı şehirde halkın %56’sı merkez ya da ilçelerde, %44’ü ise kırsal kesimlerde yaşıyor.

Tarihi

Trabzon’un arazi yapısı gereği arkeolojik kazılara uygun olmamasından dolayı burada yaşamın kesin olarak hangi tarihte başladığı bilinmiyormuş. Ancak Trabzon adı ilk kez “Trapezus” olarak MÖ 4. yüzyılda yazılan bir kitapta geçmiş (Anabasis / Onbinlerin Dönüşü kitabı). Şehirde ilk olarak Antik Yunanlıların MÖ 700’lü yıllarda yaşadığı tahmin ediliyormuş. Ancak kesin olarak burada ilk kez MÖ 610 yılında önce Medler, ardından ise Persler yaşamış. Büyük İskender’in Pers İmparatorluğunu yıkmasının ardından bölgede Pontos Kapadokyası kurulmuş, ardından Roma İmparatorluğu, sonrasında Bizans İmparatorluğu bölgenin hakimi olmuş.

Helenistik Dönem (MÖ 330) Eserleri, Trabzon Müzesi
Helenistik Dönem (MÖ 330) Eserleri, Trabzon Müzesi
  • Sony Alpha DSLR-A390
  • ƒ/5.6
  • 18.0mm
  • ISO 100
  • 1/0.2

Bizans egemenliği altında Trabzon İmparatorluğu kurulmuş ve 1461 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından Osmanlı topraklarına katılmış.

Yerli Halk
Karadeniz insanının kendine has mizahını ve neşesini anlatmama gerek yok sanırım. Konuşmalarından yaptıklarına kadar ülkemizde her zaman en sevdiğim topluluk olmuşlardır. Ancak benim kıvırcık bonus saçlarım ve yanımda Japon arkadaşım olmasından dolayı bize bakan bir daha bakıyordu. Fotoğraf çektirmek isteyen de oldu, beni Japon’a benzetende 🙂

Fotoğraflarını çekmemi isteyen Trabzon'lular, Uzungöl
Fotoğraflarını çekmemi isteyen Trabzon'lular, Uzungöl
  • Sony Alpha DSLR-A390
  • ƒ/8
  • 45.0mm
  • ISO 100
  • 1/0.033333333333333

Kaç Gün Kalınır?
En az 2 gün. (Gezilecek Yerler bölümünde detaylı açıklamayı yaptım).

WP_20141221_001
My Japanase friend Yui and her so long backpack
  • Lumia 820
  • ƒ/2.2
  • 0.0mm
  • ISO 100
  • 1/0.00794

Yui ile Belgrad‘da tanışmıştık. Ardından Prizren‘de görüştükten sonra İstanbul’da buluştuk ve Trabzon’a da aslına bakarsanız onunla tekrar görüşmeye gittim. Her yeri onunla beraber gezdik.

Konaklama

Trabzon’un şehir merkezi konaklama konusunda alternatifi bol bir yer. Her köşede büyük/küçük otel bulmak mümkün. Hostel ise ne yazıkki yok. Biz internette yer almayan Otel Can‘da 2 gece konakladık (Guzel hisar cad. No.2). Fiyatı kişi başı 35 TL’idi. Başka bir ucuz alternatifte Hotel Benli. Yui benden sonra bu otele yerleşti ve geceliği 20 TL’ye anlaştı. Her ikiside fiyatlarına göre idare edebilecek düzeydeler ancak konfor arayanlara tavsiye etmem.

Başka bir sorun da Trabzon genelinde evlilik cüzdanı olmadan bay-bayan aynı odada konaklamanızın pek mümkün olmayacağı. Şehre çok fazla Rus turistin geldiği için valilik bu konuda sıkı denetimler uyguluyormuş. İstanbul, Antalya, İzmir vb. yerlerde bu biraz daha serbest ama Trabzon’da değil. Çifte standart işt.. Çok dil döktüm ancak kabul ettiremedim otel görevlisine.

Havalimanından Şehir Merkezine Ulaşım

Trabzon Havalimanı
Trabzon Havalimanı

İstanbul’dan kalkan uçağım gece 00:20’de Trabzon Havalimanı’na iniş yaptı ancak yolculuk tam bir felaketti. Arka sıramda oturan küçük bir kız çocuğu uçuş boyunca ağladı. Kulaklığım olduğu için sesini çok duymadım ama inişe yakın yanımdaki kişi beni dürterek uyardı; “kız üstüne kusmuş!”. Hemen hosteslerin yanına gidip ıslak mendil aldım ve uçağın tuvaletine giderek sweetshirt’ümü temizledim. Neyse ki çok fazla gelmemişti. Sadece arkamdaki koltuğa kusmuş bende sağa sola yaslanırken omuz kısmına birazcık bulaşmıştı. Trabzon seyahatim bu şekilde başladı maalesef.

Havaş'ın şehir merkezine giden küçük shuttle'ları
Havaş'ın şehir merkezine giden küçük shuttle'ları

Trabzon Havalimanından şehir merkezine gitmek için taksi, havaş ve dolmuşlar bulunuyor.

  • Dolmuş: 1.75 TL ücreti bulunuyor. Şehir merkezine kadar gidiyor. Ancak gece belli bir saatten sonra çalışmıyorlar.
  • Havaş: 5 TL ücreti bulunuyor. Şehir merkezine kadar gidiyor ve uçakların iniş saatlerine endeksli olarak çalışıyorlar. Sabaha kadar bulmak mümkün.
  • Taksi: Fiyatını bilmiyorum ancak şehir merkezi ile havalimanı arası 6 KM. Pahalı olacağını düşünmüyorum.
3-3 Biten Bursaspor maçı sonrası havalimanında takımı bekleyen Trabzonspor otobüsü
3-3 Biten Bursaspor maçı sonrası havalimanında takımı bekleyen Trabzonspor otobüsü

Trabzon Havalimanından ayrıca Rize ve Giresun’a da Havaş Otobüsleri bulunuyor. Bunlar havalimanının hemen çıkışında bulunan büyük Havaş otobüsleri. Kalkış saatleri ve fiyatları için Buraya tıklayabilirsiniz.

Şehir içi Ulaşım

Trabzon’da, şehir içi ulaşım dolmuş, minibüs ve halk otobüsleriyle sağlanıyor. Otobüsleri kullanabilmek için TAKKART (Trabzon Akıllı Kart) almak gerekmekte.

Gezilecek Yerler

Trabzon gezilecek yer bakımından zengin bir şehir olmamasına rağmen özellikle Sümela Manastırı ve Uzungöl hepimizin bildiği / duyduğu yerler. Bu iki yer Trabzon’a gelmek için başlıca sebep olabilir.

Buraların dışında Trabzon çevresinde gezilecek yerler (yayla, manastır vb) bulunuyor. Ancak günübirlik gidip gelindiğinde tüm gün ölmüş oluyor. Bu nedenle görülmek istenen yerleri önceden belirlemek ve ona göre plan yapmakta fayda var.

1. Gün: Sümela Manastırı – Zigana Dağı – Hamsiköy

Cuma gecesi 1 gibi otele vardığımda otel görevlisine sorduğum ilk şey Sümela’ya nasıl gideceğim oldu. O da bana Metro ve Ulusoy’un sabah 10’da turlarının olduğunu söyledi. Yui ile planımızı ona göre yaparak sabah saat 09:30’da Metro Turizm’in ofisinin oradaydık. Sadece Sümela Manastırı’na gidecektik ancak kapıda Sümela-Zigana-Hamsiköy turu yazıyordu. Bizde bunu almaya karar verdik ve kişi başı 35 TL ödedik (Sadece Sümela 25 TL’idi).

Maçkalı Turizm'e ait tur aracımız
Maçkalı Turizm'e ait tur aracımız

Trabzon şehir merkezinden Sümela’ya, Uzungöl’e, Batum’a, Ayder Yaylası’na (Rize) vb. tur düzenleyen pek çok firma var. Abartmıyorum, nereye baksanız bir tur fiması görüyorsunuz ancak çoğu sadece ulaşımı kapsıyor. Yani rehber olmuyor. Metro Turizm’in ortak olarak çalıştığı Maçkalı Turizm firmasına ait yukarıda gördüğünüz araçla saat 10:00’da şehir merkezinden yola çıkarak 11:00’da Sümela Manastırı’na ulaştık.

Sümela (Meryem Ana) Manastırı

Sümela Manastırı, Maçka / Trabzon
Sümela Manastırı, Maçka / Trabzon
  • Sony Alpha DSLR-A390
  • ƒ/10
  • 100.0mm
  • ISO 100
  • 1/0.003125

Sümela Manastırı ya da diğer adıyla Meryem Ana Manastırı’nın yapılışıyla ilgili bir efsane bulunmaktadır. İncil yazarlarından Aziz Luka’nın Hz. Meryem ve İsa’yı tasvir ettiği ikona* 4. yüzyılda bulunduğu kiliseden melekler tarafından bugün manastırın bulunduğu yerdeki Mela Dağı‘na götürülmüş. Bu ikonayı hayatları boyunca koruyacaklarına yemin eden Atina’lı Aziz Barnabas ve yeğeni Aziz Sophronios bir gün rüyalarında Hz. Meryem’i görmüşler. Meryem onlara ikonanın gittiği yeri tarif etmiş ve onu orada korumaları gerektiğini söylemiş.

* İkon: Hristiyan Ortadoks mezhebinde Hz. İsa, Meryem ve Azizlerin tahta üzerine yapılmış resimlerine verilen isim. Kiliselerde örneklerine sıkça rastlamak mümkün. Aziz Lukas yaptığı bu ikonayı hayatı boyunca yanından hiç ayırmadığı için Hristiyanlar tarafından kutsal kabul edilir.

Başka kaynaklara göre ikona melekler tarafından değil, Barnabas ve yeğeni Sophronios tarafından buraya getirilmiş. Hz. Meryem aynı şekilde bu iki kişinin rüyalarına girmiş ve bu yolu onlara tarif etmiş. Atina’dan yola çıkarak önce Efes’e (İzmir) oradan deniz yoluyla Trabzon’a gitmişler. İnanılışa göre Meryem her gün rüyalarına girerek gitmeleri gereken yolu onlara göstermiş.

Manastıra giden yol (arabadan indikten sonra 300 metre)
Manastıra giden yol (arabadan indikten sonra 300 metre)
  • Sony Alpha DSLR-A390
  • ƒ/6.3
  • 18.0mm
  • ISO 200
  • 1/0.066666666666667

İki keşiş burada yaşamaya başlamışlar. Önce çevreden topladıkları odunlarla kalacak yer yapmış ardından orayı şapele (küçük kiliseye) çevirmişler. Zamanla aldıkları destekle bu şapeli manastıra dönüştürmüşler ve MS 386 yılında açılışı yapılmış.

Su kemerl (solda) ve Karadağlar (sağda)
Su kemerl (solda) ve Karadağlar (sağda)
  • Sony Alpha DSLR-A390
  • ƒ/9
  • 18.0mm
  • ISO 100
  • 1/0.004

Sümela adındaki “Mela” kelimesi manastırın bulunduğu yerdeki ormandan (Oros Mela / Karadağ) ya da Hz. Meryem’in ikonada siyah (Mela) olarak tasvir edilmesinden geliyormuş. “” ya da “Sou(mela)” kelimesi ise “Bakire” anlamındaymış. Yani manastırın tam adı Panaghia Tou Melas (Karadağ’ın Bakiresi) olmasına karşın “Tou” kelimesinin okunuşu “Sou” şeklindeymiş. Aradan geçen yüzyılların ardından “Panaghia” kelimesi söylenmemeye başlamış ve manastırın adı “Sümela” olarak değişmiş.

Sümela Manastırı içerisinden
Sümela Manastırı içerisinden

Manastır 6. yüzyıla gelindiğinde Roma İmparatoru l. Justinian’in verdiği emirle restore edilmiş ve genişletilmiş. Bizans döneminde ise pek çok kral taçlarını bu manastırda giymişler.

Buraya kadar yazdıklarım Sümela tarihinin efsanesi. Yani bilimsel olarak kanıtlanmamış..

Sümela Manastırı
Sümela Manastırı
  • Sony Alpha DSLR-A390
  • ƒ/9
  • 18.0mm
  • ISO 400
  • 1/0.005

Yapılış tarihi eldeki verilere göre Trabzon İmparatorluğu’nun İmparatoru lll. Aleksios tarafından 13. yüzyılda yaptırıldığı kabul ediliyormuş. En azından yukarıda görünen hali bu tarihte yapılmış. Eğer başta anlattığım efsane gerçek olsa bile bu 1000 yıllık süreçte manastırın akıbetinin ne olduğu bilinmiyormuş.

Ana Kaya Kilise, Sümela Manastırı
Ana Kaya Kilise, Sümela Manastırı
  • Sony Alpha DSLR-A390
  • ƒ/10
  • 18.0mm
  • ISO 100
  • 1/0.066666666666667

Manastırın içerisinde bulunan Ana Kaya Kilise (Rock Chapel) ve diğer bölümlerindeki Hz.Meryem ve İsa’nın resmedildiği freskler sayesinde buranın 13. yüzyılda yapıldığı biliniyormuş. Hatta bu dönemde oldukça popüler ve bir yermiş.

Bir dönem Türkmenler tarafından saldırılara mağruz kalarak karakol görevi görmüş. 1461 yılında Trabzon İmparatorluğu’nun yıkılmasının ardından manastırın hakları korunmuş ve birçok Osmanlı padişahı fermanlar yayınlayarak burada yaşayan keşişlerin baskı altında olmadan özgür bir biçimde dini vecibelerini yerine getirmelerini sağlamış. Hatta bazı padişahlar burayı bizzat ziyaret etmiş ya da hediyeler yollamış.

18. yüzyıla gelindiğinde manastırın birçok bölümü yenilenmiş ve yukarıda yazdığım duvar süslemelerinin çoğu (freskler) bu dönemde yapılmış. 19. yüzyılda ise manastır içerisine yeni binalar eklenerek en parlak dönemini yaşamış.

18. ve 19. yüzyıllarda yapılan binalar (sağda)
18. ve 19. yüzyıllarda yapılan binalar (sağda)
  • Sony Alpha DSLR-A390
  • ƒ/9
  • 18.0mm
  • ISO 100
  • 1/0.01

Manastırda ana kaya kilise, şapel, fırın, mutfak, öğrenci odaları, misafirhane, kütüphane ve ayazma bulunuyor.

Ayazma (Kutsal Su)
Ayazma (Kutsal Su)
  • Sony Alpha DSLR-A390
  • ƒ/10
  • 18.0mm
  • ISO 100
  • 1/0.066666666666667

Fatih Sultan Mehmet’in Trabzon’u fethettikten sonra manastıra karışmamasının en büyük sebebi hastaları iyileştirdiğine inanılan ve yukarıdaki çeşmeden akan kutsal su olduğuymuş.

Ruslar 1916 – 1918 yıllarında Trabzon’u işgal ederek manastıra el koymuş, 1923 yılında ise burası tamamiyle boşaltılmış. Tabi manastırda yaşayan keşişler başta Aziz Lukas’ın ikonası olmak üzere pek çok şeyi de yanlarında götürmüşler. İkona şu an Atina’da bulunuyor.

Yui ve Ben
Yui ve Ben

Günümüzde Sümela Manastırına ulaşım bir noktaya kadar araçlarla ya da patika yolundan yürüyerek sağlanıyor. Giriş ücreti 15 TL (tam ve öğrenci). Ancak Kültür Bakanlığına bağlı olduğu için Müze Kart geçiyor ve istenilirse burada bulunan gişeden müze kart çıkarılabiliyor.

Sümela’yı bitirmeden önce değinmek istediğim birkaç konu daha bulunuyor. Birincisi manastırın bir bölümü tadilatta ve ziyarete kapalı. Ancak bu tadilatın yıllardır devam ettiğini söylediler ve ne zaman tamamiyle açılacağı kesin değilmiş. İkincisi ise Türk insanı olarak kültürel varlıklarımızla övünmek yerine onları alçaltmayı seviyoruz sanırım. Buraya gelen Türk turistlerinden çok sayıda “sıfırdan yapılmış, boyamışlar yeni gibi duruyor, hiç beğenmedim, sümela dedikleri bu muymuş” şeklinde yorumlar duydum. 10 sene önce yapılan binaların fırtınada çatıları uçuyor, en ufak bir depremde yıkılıyorlar. Buraya neden şaşırıyorsun? Tabi tadilat yapılacak, orjinaline bağlı kalınarak yenilenecek…

Bir diğeri de Ana kaya kilise üzerine bulunan fresklere “Kerem seni seviyorum, Şafak 80, Şampiyon Fenerbahçe” gibi pek çok yazılar yazılmış ve bundan dolayı içeride her yere “Müzenin duvarlarına yazı yazmak suçtur” şeklinde tabelalar asılmış. Ziyaret edecek ya da ettiyseniz ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.

Zigana’da Yemek Molası

Zigana'da Yemek
Zigana'da Yemek

Saat 12:30’da Sümela’dan yola çıkarak Zigana dağında bulunan Zitaş Restorant’a geldik. Burası sadece restorant değil aynı zamanda bir yayla tatil köyü. Otel bölümü ahşap küçük evlerden oluşuyor. Burada bir gece kalmak isterdim açıkçası 🙂

Otelin bulunduğu bölge ise Zigana Tüneline yakın bir mesafede bulunuyor. Tünelin ilginç özelliği bir ucunda kar yağıyorsa diğer ucunda iklim farkından dolayı güneş olabilmesiymiş.

Tarihi ipek yolu üzerinde bulunan ve türkülere konu olan Zigana Geçidi ise yeni yollar yapılmasına rağmen eskiden olduğu gibi sürekli kaza, tipi ve çığ tehlikesinin olduğu bir yermiş. Bölgede yaşayan rumlar burası için Si Zigana Ke Zison (Ziganada hayatta kalmaya bak) derlermiş.

Ek bilgilerin ardından tekrar restoranta dönecek olursak yemekler oldukça başarılı, porsiyonları bol ve fiyatları uygun. Ben et porsiyona 20 TL verdim. Yui ise güveçte tavuk sote yedi ve 15 TL ödedi. Yemeklerin fiyatları genel olarak 15 TL – 35 TL aralığında. Toplamda 1 saat yemek molamızın ardından araca tekrar binerek Hamsiköy’e doğru yola çıkıyoruz.

Hamsiköy’de Sütlaç

Niyazi Usta Sütlacı, Hamsiköy / Trabzon
Niyazi Usta Sütlacı, Hamsiköy / Trabzon

Turumuzun son durağı sütlacıyla meşhur Hamsiköy oldu. Belki hepimiz burayı ilk duyduğumuzda “hamsisi mi meşhurmuş” diye düşünmüşüzdür ancak köyün adı hamsiden gelmiyor. Zamanında burada bulunan 5 köy birleşmiş ve adına Arapça’da 5 anlamına gelen Hamseköy (beşköy) denilmiş. Zamanla hamse kelimesi hamsiye dönüşüvermiş. Hamsiköy ayrıca yukarıda bahsettiğim tarihi ipek yolu üzerinde bulunan Zigana Dağı geçildikten sonra bölgede konaklanacak tek yermiş. Bu nedenle tarihte de oldukça önemli bir yeri bulunuyor.

Hamsiköy sütlacının özelliği; 1925 yılından beri köyde yapımı süre gelen sütlacın deden toruna gelen mirasla “Niyazi Usta’ın” özel pişirme tekniğiyle sizlere sunulmasıdır. Yörede 42 çeşit bitki ve çiçek özü ile beslenen Carse ve Simental tür büyük baş hayvanlardan elde edilen lezzetli sütün sadece pirinç, şeker ve tuz kullanılarak özel pişirme tekniği ile 3 saat gibi uzun bir sürede pişirilmesidir. Sütlaçın daha lezzetli hale gelmesi için 1 gün dinlendirilmesi ve isteğe göre fındık, ceviz, tarçın, Hindistan cevizi, antep fıstığı, bal ve dondurma ile servis edilmesidir. – Niyazi Usta

Sütlacın tadının nasıl olduğunu anlatmama gerek yok herhalde. Yukarıdaki alıntı bölümü yeterince durumu açıklıyordur diye düşünüyorum. Niyazi Usta’da sütlaçın fiyatı 6 TL. 15:00’da tekrar yola çıkarak Trabzon merkeze geri dönüyoruz.

Trabzon Müzesi

Saat 16:00’da şehir merkezinde olduktan sonra koşa koşa meşhur Trabzon Müzesi’ne gidiyoruz. Çünkü kapanış saati kış tarifesi olduğu için 16:45’ti.

Trabzon Müzesi / Trabzon Arkeoloji Müzesi
Trabzon Müzesi / Trabzon Arkeoloji Müzesi
  • Sony Alpha DSLR-A390
  • ƒ/5
  • 18.0mm
  • ISO 400
  • 1/0.16666666666667

Trabzon müzesi 1898 – 1913 yılları arasında yapılan muhteşem bir konakta bulunuyor. Konağı İtalyan mimarlar yapmışlar ve inşaatında kullanılanılan malzemelerin neredeyse tamamı İtalya’dan getirtilmiş. Konağın sahibi 1917 yılında iflas ettikten sonra başka bir aile tarafından satın alınmış.

Konak milli mücadele yıllarında karargah binası olarak kullanılmış ve 1924 yılında Atatürk Trabzon ziyareti sırasında bu konakta kalmış. Ardından konak kamulaştırılarak sırayla hükümet konağı, müfettişlik binası, milli eğitim bakanlığı ve kız meslek lisesi olarak kullanılmış. 1987 yılında ise Kültür Bakanlığına verilerek 14 yıl tadilatta kalmış ve 2001 yılında müze olarak hizmete girmiş.

Cami, Türbe vb. yapıların minarelerinin tepelerine konulan alemler, Osmanlı Dönemi Eserleri (1299 - 1923)
Cami, Türbe vb. yapıların minarelerinin tepelerine konulan alemler, Osmanlı Dönemi Eserleri (1299 - 1923)
  • Sony Alpha DSLR-A390
  • ƒ/5
  • 18.0mm
  • ISO 100
  • 1/0.25

Müze 3 kattan oluşuyor. Bodrum katında Trabzon yöresinde bulunan arkeolojik eserler kronlojik şekilde sergileniyor. Helenistik dönemden başlayarak Roma, Urartu, Doğu Roma (Bizans) ve Osmanlı dönemi eserlerini sırayla görüyorsunuz. Müzede bulunan koleksiyon sayısı fazla olmasa bile sunum benden tam puan aldı. Duvarlarda ise oldukça açıklayıcı bilgiler bulunuyor.

Müzenin giriş katında konağın tarihi anlatan odalar, üst katındaysa Atatürk’ün kaldığı oda dahil etnografya bölümü bulunuyor. Giriş fiyatı ise 5 TL.

Merkez ve Atatürk Parkı

Trabzon Uzun Sokak
Trabzon Uzun Sokak

Trabzon müzesini de gezdikten sonra artık akşam olmuştu ve Yui ile merkezde bulunan ana caddeleri gezdik.

Cumartesi akşamı caddeler oldukça kalabalıktı ve buralarda bulunan cafeler tıklım tıklım doluydu. Sağ tarafta gördüğünüz şehrin ana caddesi sayılan Uzun Sokak (Mimar Sinan Caddesi) trafiğe kapalı bir cadde. Burada sağlı sollu kafeler, büyük markaların mağazaları, tatlıcılar, restoranlar vb. yer alıyor. Buraya paralel Kahramanmaraş caddesi ise trafiğe açık ve Trabzon’un diğer önemli caddelerinden biri.

Açıkçası benim çok ilgimi çekmesede Japon arkadaşım Yui’nin oldukça ilgisini çekti burada bulunan bazı dükkanlar. Özellikle halıcılar ve tatlıcıların önünde durarak bol bol fotoğrafını çekti ve bir anısını anlattı. İstanbul’a geldiğinde bir tatlı dükkanına girerek baklava istemiş. Dükkan sahibi kaç tane istersin diye sorunca o da bir tane demiş sadece. Dükkan sahibi şaşırmış ve sadece bir tane mi diye sormuş. O da evet diyerek tatlıyı alıp yemiş. Sonrasında 3 tane daha istemiş tabi 🙂 Bana sordu kaç tane baklava yersin tek seferde diye. 4 en fazla 5 diye cevap verdim. İstanbul’da tanıştığı başka bir yabancı turistin tek seferde 13 tane yediğini söyledi, inanamadım. Sanırım Alman demişti.

Atatürk Parkı
Atatürk Parkı

Yui ile Cumartesi akşamımızı Atatürk Parkı’nda bulunan bir cafede kahve içerek bitiriyoruz ve ardından otele geçiyoruz.

2. Gün: Uzungöl

Sabah 8 buçukta kalkarak otelde kahvaltımızı yapıyoruz. Bu seferki plan Uzungöl’e gitmek. Trabzon’un her yerine olduğu gibi buraya giden turlar var ancak biz bireysel olarak gitmeye karar veriyoruz. Zor da olsa oraya giden otobüslerin kalktığı yeri buluyoruz (kimse bilmiyor, turla gidin diyorlar). Karadeniz Limanı’nın oradan kalkıyorlar. Kişi başı tek yön 14 TL olan biletimizi aldıktan sonra otobüsün kalkış saatini beklerken (45dk) orada bulunan küçük bir kahvehane-cafe görünümlü bir yerde Nescafe içiyoruz.

Uzungöl
Uzungöl
  • Sony Alpha DSLR-A390
  • ƒ/10
  • 55.0mm
  • ISO 100
  • 1/0.025

Bir süre sonra yanımızda oturan kişi telefonunun üzerine içtiği çay döküyor. Yui hemen cebinden peçete çıkararak adama veriyor ve telefonununu siliyor. 5dk sonra aralarında şöyle bir konuşma geçiyor. “Biz müslümanız ama onlar bizden daha insan”. Sonrasında bizim içtiğimiz kahvelerin ücretini ödüyor. Teşekkür ederek otobüsümüze biniyoruz ve 2 saat süren yolculuğun ardından önce Çaykara’ya gelip 10dk mola veriyoruz, sonrasında 15dk daha giderek Uzungöl’e ulaşıyoruz (12:30). İlk işimiz dönüş biletini almak oluyor çünkü günde birkaç sefer var. 15:30 otobüsüne biletimizi alıyoruz.

Bir restorantın önünde bulunan heykel, Uzungöl
Bir restorantın önünde bulunan heykel, Uzungöl
  • Sony Alpha DSLR-A390
  • ƒ/11
  • 18.0mm
  • ISO 200
  • 1/0.066666666666667

Ardından başlıyoruz yol boyunca yürümeye.

Uzungöl restorant ve otelleri
Uzungöl restorant ve otelleri
  • Sony Alpha DSLR-A390
  • ƒ/10
  • 24.0mm
  • ISO 100
  • 1/0.02

Uzungöl gerçekten çok güzel bir yer. Aralık ayında gelmiş olduğumuz için hava soğuktu ve her yer bomboştu. Göl çevresince sıralanan sayısız otel ve restorantı görünce demekki yazın buralar ana baba günü gibidir diye düşünmüyor değilim. Aslında oradayken bi yeri de olduğu gibi doğal haliyle bırakalım diye düşünüyorum ama sonrasında aklıma o zaman bizim insanımız buranın doğasını mahveder diye düşünüyorum. Yani bu haliyle kötünün iyisi bana göre.

Ben - Açken ben ben değilim
Ben - Açken ben ben değilim

Yavaş yürüyüşün ardından bir buçuk saat sonra merkeze geri dönüyor ve bir restoranda yemek yiyoruz. Pideler 10 TL – 15 TL arasında, genel olarak yemek fiyatları ise 30 TL’ye kadar çıkıyor burada. Ben güveçte et soteye 20 TL ödüyorum.

Yemeklerimizi yedikten sonra artık dönüş vakti geliyor ve otobüsün yanına gidiyoruz. Oldukça üşümüş ve yorulmuş olarak otobüse biniyor ve yaklaşık 2 saat boyunca otobüste uyuyarak Trabzon merkeze geri dönüyoruz.

Sırada Trabzon’un en gözde yerlerinden biri olan Boztepe var. Burası şehir merkezinden oldukça yüksek bir yerde ve dolmuşla gidiliyor. Merkezde dolmuşların kalktığı yeri bulduktan sonra hemen hareket ediyoruz ve kişi başı 1.75 TL ödüyoruz. Çok değil 15 dakika kadar yol gittikten sonra bir park görüp orada iniyoruz.

Şehri tepeden gören parkın içerisinde oturup önce kahvelerimizi içiyoruz, sonra çay söylüyoruz. Ancak “çay bizde semaver ile geliyor, tek çay satmıyoruz” cevabını aldıktan sonra bir kahve daha içiyoruz. Aşağıdaki fotoğrafta yukarı bölüm (karanlık olan yer) Karadeniz. Keşke gündüz vakti gelseydik diye sıkça içimizden geçiriyoruz.

Akşam Boztepe, Trabzon
Akşam Boztepe, Trabzon
  • Sony Alpha DSLR-A390
  • ƒ/7.1
  • 18.0mm
  • ISO 100
  • 1/13

Yaklaşık 1 saat burada oturduktan sonra yürüyerek şehir merkezine iniyoruz. Ben sırt çantamı otelden aldıktan sonra dolmuşa binerek beraber havalimanına gidiyoruz. Bir buçuk saat kadar burada bekledikten sonra benim uçuş saatim geliyor ve Yui ile vedalaşarak uçağa gidiyorum.

23:30 Dönüş Uçağı
23:30 Dönüş Uçağı
  • Lumia 820
  • ƒ/2.2
  • 0.0mm
  • ISO 100
  • 1/0.266

Acil çıkıştaki rahat yolculuğumun ardından gece İstanbul’a oluyorum. Eve geçip, duşumu alıp yattığımda saatler gece 4’ü gösteriyordu. Sabah 6’da kalkarak işime gidiyor ve oldukça zor bir hafta beni bekliyordu.


Alt tarafı 3-5 yer gezdim ama yazı epey uzun oldu. Açık konuşmak gerekirse yazması 2 haftamı aldı 🙂 Şöyle bir özetleyecek olursam Trabzon güzel yer. Merkezine, Sümela’ya ve Uzungöl’e birer gün şeklinde en az 3 gününüzü ayırmanızı tavsiye ederim.

Trabzon Kalesi, Vazelon Manastırı, Ayasofya Müzesi, Persistera Manastırı, Bedesten, St. Anna Kilisesi, Atatürk Köşkü ve Gülbahar Hatun Türbesi Trabzon’da gezilecek diğer yerler arasında. Aynı zamanda çevrede bulunan yaylaları da araştırabilirsiniz. Birgün hepinizin Trabzon’u görmesi dileğiyle…

Benzer Yazılar

Yorum Yaz

28 Yorum

  • Cevap Yaz Zehra yildiz 21 Şubat 2016 at 12:16

    Trabzon gezimi bi suredir surduruyordum sumela beni cok etkiledi. Netten daha fazla bilgi almak icin dolasiyordum sizle karsilastim cok yerinde anlatmissiniz her seyi gezmeyi bende cok seviyorum eger gezginseniz sizi takip etmek isterim.cunku her yerin ayri bi sekli var.en azindan bir yyere gitmeden o yer ve etrafi hakkinda bilgi edinmek daha iyi.ben tam tersini yapiyordum once tanisip sonra o yerlerin hikayesini okuyordum.sonuc olarak cok tesekkurler agzina kalemine saglik

  • Cevap Yaz dinçer özden 08 Nisan 2016 at 11:39

    çok güzel ve bilgilendirici bir yazı
    emeğinize sağlık

  • Cevap Yaz Hasan 27 Nisan 2016 at 17:56

    İyi günler beyfendi. Sakıncası yoksa size bir soru sormak istiyorum. Uzak doğuya gitmek istiyorum. Doha veya dubai aktarmalı gideceğim ve ilk yurtdısı deneyimim olacak. Doha veya dubai aktarması transit vizeye gerek varmı. Ayrıntılı bilgi vermeniz mümkünmü acaba.

    • Cevap Yaz Şahin Doğan 27 Nisan 2016 at 19:26

      Merhaba. İlgili ülkelerin konsolosluklarını arayarak bilgi alırsanız daha sağlıklı olur. Yanlış yönlendirmeyeyim sizi.

  • Cevap Yaz mahsum çetintaş 24 Mayıs 2016 at 16:59

    müthiş bir siteni var ve yazılar harika

  • Cevap Yaz Perviz Feyzullayev 05 Haziran 2016 at 01:20

    Ben Perviz Baküden. Yazinizi okudum. Çok yardimcim oldu açikcasi. Tesekkürler. Bu gün 05.06.2016 Trabzondayiz.

  • Cevap Yaz derya kozlu 01 Temmuz 2016 at 12:20

    tesekkürler:)

  • Cevap Yaz Orhan Özdemir 03 Ağustos 2016 at 15:31

    Yorum yazmak pek adetim değildir ama sitenizde ikinci yorumum 🙂 fiyatlara kadar harika bir bilginlendirme yazısı olmuş. Elinize sağlık. En yakın zamanda gidebilirim umarım.

  • Cevap Yaz NALAN 16 Ağustos 2016 at 13:01

    sanki sizinle birlikte gezmiş gibiyim. bu yazıyı okuduktan sonra kısa sürede gitmeyi düşünüyor. harika bir yazıydı teşekkürler

  • Cevap Yaz Büşra 08 Eylül 2016 at 23:30

    fazlasıyla yararlandığım bir paylaşım teşekkürler:)

  • Cevap Yaz bariş 21 Aralık 2016 at 00:49

    merhaba güzel bir yazı olmuş uzungöl e giderken otobusler sanırım belli saatlerde acaba siz kaçta binip 12.30 da orada oldunuz ? 2 saat kadar sürüyor herhalde.bir de aksam uçağım olacağı iöin vakitlice dönmem gerek acaba 2 saat kadar orda kalsam yeterli olur mu sizce ?

    • Cevap Yaz Şahin Doğan 21 Aralık 2016 at 02:31

      Otobüse kaçta bindiğimi hatırlamıyorum ancak 2 saat orada kalmak için yetmeyecektir.

  • Cevap Yaz Ahmet KALMUK 04 Şubat 2017 at 19:05

    Trabzon’da güvenlik için 2 yıldız vermişsiniz yazınızda. Ayıptır söylemesi ne gibi bir tehlike atlattınız? Sıkıntınız ne oldu da böyle bir değerlendirme yapmak durumunda kaldınız?

    • Cevap Yaz Şahin Doğan 12 Şubat 2017 at 13:03

      Uyarı için teşekkürler. Üst üste yazı yazınca bazen karışıyor. İlgili bölümü kaldırdım 🙂

  • Cevap Yaz NACİYE 21 Şubat 2017 at 11:48

    ÇOK GÜZEL BİR ANLATIM…

  • Cevap Yaz zehra göker elmas 29 Mart 2017 at 11:01

    Merhaba kısmetse 31 martta trabzonda olacağım 5 yaşında biri 14 aylıkta ikiz 3 çocukla bebek arabasıyla buraları gezmek mümkün mü acaba ?
    ona göre başka bir çözüm arayayım
    teşekkürler

    • Cevap Yaz Şahin Doğan 29 Mart 2017 at 14:29

      Bu konuda deneyimim yok ancak Uzungöl tarafında gezmek rahat olur (tabi hava soğuk değilse).

  • Cevap Yaz zeynep 02 Nisan 2017 at 01:11

    ben de1.5 günlük bir seyahat planlıyordum. mekanlar arasindaki sureler ile ilgili sizden faydalandim. cok tesekkurler

  • Cevap Yaz sevgi 27 Nisan 2017 at 22:07

    Merhaba Şahin;
    Yarın Trabzon’a gidiyorum,iki gündür İnternet’ten bir şeyler okuyorum.Ama aradığım yazdıkların işte.İşte bu.Tam bir Avrupalı gibi.Çok teşekkür ederim emeklerine.Üşenmeden yazmışsın.
    Saygılarımla.

  • Cevap Yaz Yudum 28 Nisan 2017 at 23:28

    Çok güzel anlatmışsınız. Yazınızı okurken hem keyif aldım 🙂 hem de bilgilendim.Teşekkür ederim. Tekrar Trabzona gitmeniz dileğiyle..

  • Cevap Yaz SÜLEYMAN CAN OKAY 06 Mayıs 2017 at 12:21

    Bu kadar sade fakat ayrıntılı bir rehber yazısı hiç okumamıştım. Turuma ayrı bir hava kattınız ellerinize sağlık…

  • Cevap Yaz ipek 10 Haziran 2017 at 15:28

    trabzona gitmek için nettre araştırma yaparken sayfanızı buldum tek kelimeyle harika çünkü aracımız yok ve acaba sümeye uzungöle nasıl gideriz diye düşünürken sizi okuyunca her konuda bilgilendik
    teşekkürler

  • Cevap Yaz Uğur Uğurcan 17 Ekim 2017 at 19:53

    Trabzon hakkında güzel nitelikli bir yazı olmuş, Eskişehir’e de bekleriz 🙂

    • Cevap Yaz Şahin Doğan 21 Ekim 2017 at 13:43

      Selam Uğur. Eskişehir’e 2 defa gelmiştim, birkaç yerini gezme fırsatım oldu ancak blog yazacak kadar detaylı gezemedim. En kısa sürede tekrar gelmek istiyorum ama 🙂

  • Cevap Yaz Azize Tunc 19 Ocak 2018 at 21:59

    Merhabalar Sahin,
    Butun detaylar icin cok tesekkurler, gercekten cok yardimci oluyor. Ben de 14 Mayis gibi gitmeyi dusunuyorum Trabzon, tam da ramazan ayi. Yalniz esim ve ben araba kiralamak istiyoruz, turlara bagli kalmadan. Sence iyi bir fikir mi? Yol kosullari nasil , onunla ilgili bilgi verebilir misin? Biz Rizeye , Trabzona ve Batuma gitmek istiyoruz. Araba kiralayarak kendimiz gezmek istedik ama tabi cok akilli bir sey degilse hic ugrasmayiz araba kiralamakla.

    • Cevap Yaz Şahin Doğan 19 Ocak 2018 at 23:53

      Açıkçası bu tamamen tercih meselesi. Ben olsam yeni insanlarla tanışmak ve gezdiğim yerle ilgili daha detaylı bilgi alabilmek için turları tercih ederim. Sonuçta gezmek sadece görmek değil 🙂