Braşov Gezi Rehberi ve Drakula’nın Şatosu

Oteller

Booking.com

Braşov Hakkında

Braşov, Romanya’nın neredeyse tam ortasında ve Transilvanya (Erdel) bölgesinde kalan küçük bir şehridir. Yaklaşık 300 bin nüfusu olan şehir, aynı zamanda ülkenin en büyük 7. şehridir. Turizm anlamında ise dünya üzerinde oldukça büyük bir üne sahiptir. Çünkü burada başta Kont Drakula’nın yaşadığına inanılan Bran Şatosu ve çeşitli şatolar (kaleler) bulunmaktadır. Bu nedenle Romanya’ya gelen turistlerin çoğunlukla ziyaret ettiği bir şehirdir.

Braşov, Romanya’da bir ildir ve merkezi ise aynı isme sahip Braşov ilçesidir. Bu yazımda Braşov, Bran ve Raşnov ilçelerinden bahsedeceğim (Drakula’nın şatosu Bran’da kalıyor). Ek bilgi olması açısından, şehirde aynı zamanda kış turizmi için Poiana Kayak Merkezi oldukça popüler ve turistiktir.

İlçe olan Braşov bir ortaçağ şehridir. Burada cilalı taş devrine ait yaşam izlerine rastlanmış ve arkeolojisiler 1950’den bu yana halen çalışmaya devam ediyorlarmış. Ancak ilk olarak Saksonlar tarafından (Cermenler) 1211 yılında yerleşim yeri olarak kullanıldığı biliniyor. Şehir o dönemde Güney Karpat dağlarının ortasında kurulmuş.

17. Yüzyılda Braşov Şehri

Braşov ilçesinin merkezi günümüzde oldukça şirin, arnavut kaldırımlı ve renki küçük evleri olan bir yer. Burada dikkatimizi çeken ilk şeyse tepede yazan Hollywood tarzı Braşov yazısı.

Braşov Tabelası

• Sony Alpha DSLR-A390
• ƒ/11
• 55.0mm
• ISO 100
• 1/0.008

Ne Yenir?

Braşov Şehir Merkezi

• Sony Alpha DSLR-A390
• ƒ/4.5
• 18.0mm
• ISO 100
• 1/0.33333333333333

Braşov old town bölgesi oldukça küçük ve turistik olduğu için restoranlardaki fiyatlar diğer Romanya şehirlerine göre biraz daha pahalı. Bu nedenle restoran seçerken önünde bulunan fiyat listesini kontrol etmekte fayda var. Bükreş Gezi Rehberi‘nde Romanya mutfağıyla ilgili bilgilere yer vermiştim zaten. Burada da bahsetmek gerekirse;

• Chiftele: Köfte (genelde domuz etinden yapılır). Büyük ve tek bir köftenin yanında patates kızartması ve kuru fasulye ile servis edilir.
• Mititei: Adana kebabı benzeri bir yiyecek. Genelde bu da domuz etinden yapılır.
• Sarmale: Yaprak sarması.
• Ardei umpluţi: Biber dolması
• Zacuscă: Ekmek üzerine; patlıcan, domates sosu, kırmızı biber ve bazen mantarın karıştırılarak sürüldüğü bir aperatif.
• Drob: Fırında kuzu yemeği
• Ciorba: Çorba.
  • Ciorbă de burtă: İşkembe çorbası
  • Ciorbă de fasole: Fasulye çorbası.
  • Ciorbă de cartofi: Patates çorbası.
  • Ciorbă de ciocănele: Domuz bacağı çorbası 🙂
  • Ciorbă de perișoare: Köfte çorbası.
  • Ciorbă de peşte: Balık çorbası.
  • Ciorbă de praz: Pırasa çorbası.
  • Ciorbă de pui: Tavuksuyu çorbası.
  • Ciorbă de oase: Kelle-paça çorbası
  • Ciorbă de sfeclă: Borç çorbası
  • Ciorbă de vacuţa: Et çorbası
• Saramură: Izgara ya da kızartılmış balık yemeği.

Bunlar da tatlılar:

• Cozonac (Kozunak): Ekmek tatlısı (aslen Bulgaristan yöresine aittir).
• Baklava: Söylememe gerek var mı?
• Mucenici: Ballı ve fındıklı hamur tatlısı.

Eğer uygun fiyatlı bir şeyler yemek isterseniz;

• Tutta Pasta: İtalyan tarzı makarna yapan bir restoran ve fast food dükkanı. Adres: Str. Avram Iancu, 74
• Tasty Meat: Sabit menülü bir restoran. Adres Tutta Pasta ile aynı.
• Ando’s: Oldukça düşük fiyatlı bir fast food dükkanı. Sanvdiç ağırlıklı menüsü var. Adres: 15 Noiembrie sokağı üzerinde
• Panini: 7/24 açık bir sandviç dükkanı daha. Adres: 15 Noiembrie, 35.

Old Town bölgesinde aynı zamanda SPAR adında bir süpermarket ve dönerci bulunuyor. Eğer orta ve üst seviye restoranlarda bir şeyler yemek isterseniz:

• Roata Norocului: Romanya mutfağına özgü yemekler sunuyor. Menüleri et, tavuk ve balık ağırlıklı olmak üzere 50 yemek ve 25 şaraptan oluşuyor. Aynı zamanda bir balkan yemeği olan Cevapi’de (chevapchichi) yapıyorlar (köfte). Adres: Crişan Sokağı, no: 6
• La Republique: Fransız mutfağı ağırlıklı. Old Town’da yer alıyor. Adres: Str. Republicii, No. 33
• Bistro de l’Arte: Aynı şekilde Fransız mutfağı ağırlıklı ve zengin bir menüsü olan restoran. Adres: Piaţa George Enescu No. 11.

Tabi şehirde Mc Donald’s olduğunu da belirteyim (ketçap mayonez ücretli).

Ne İçilir?

Romanya’da ağırlıklı olarak Belçika, Hollanda ve Alman biraları tercih edilir. Bunları şehrin ana caddesi olan Republicii’de uygun fiyata içmek mümkün.

• Dean’s: Irish Pub. – Republicii, 19 (turistler tarafından en çok tercih edilen yer)
• Old Firm: Scottish pub. (en çok tercih edilen ikinci yer)
• Groove Garden: Karaoke bar. (çoğunlukla yerel insanların gittiği bir yer)
• Times Pub: Her akşam farklı etkinlikler ve şovlar oluyor.

Eğer soğuk ya da sıcak içecekler içmek isterseniz, yine Republicii Caddesi üzerinde çok sayıda yer bulabilirsiniz.

Gece Hayatı

Braşov’un gece hayatı genellikle bar-pub tarzı yerlerde geçiyor. Bazılarında canlı müzik oluyor, bazılarında ise radyo/tv’den çalıyor müzikler. Şehir insanının akşamları yaptığı genel alışkanlık ise toplu halde bir mekana giderek bira içip maç izlemek.

Ulaşım

Braşov’a gelmenin en iyi ve kolay yolu sanırım trenle gelmek. Hem Bükreş’ten hem de diğer Avrupa ülkelerinden direkt/aktarmalı olarak trenle buraya ulaşabilirsiniz.

Arkadaşımla Bükreş’ten Romanya devlet demiryolu olan CFR Calatori ile geldik. Eğer siz de Bükreş’ten gelecekseniz önce Bükreş’te bulunan Gara de Nord (North Railway Station) adlı tren istasyonuna gelerek, istasyon içerisinde CFR tabelası gördüğünüz yerlerden Braşov’a tren bileti almak. Bükreş-Braşov arası ortalama her iki saatte bir tren bulunuyor ve yolculuk 3 saat sürüyor. Bilet fiyatı tek yön 50.50 Lei (34 TL) ve hızlı tren değil.

Trende benim dikkatimi çeken nokta koltuk numaraları oldu. Ben 52 numaralı koltuktayken, arkadaşım 58 numaralı koltuktaydı ve enteresan bir şekilde iki koltuk yan yanaydı 🙂 3 saatlik Braşov yolculuğu sırasında tren birçok durakta duruyor ve Karpat Dağları‘ndan geçerek ilerliyorsunuz. Gerçekten mükemmel bir yolculuk oluyor.

Braşov Şehir Merkezi

• Sony Alpha DSLR-A390
• ƒ/13
• 18.0mm
• ISO 100
• 1/0.04

Braşov Gezilecek Yerler

Braşov gezilmesi uzun zaman alacak biryer değil. Merkezi bölgeyi 2 saatte bitirebilirsiniz 🙂

Biserica Neagră / Black Church / Kara Kilise

Kara Kilise (Black Church)

• Sony Alpha DSLR-A390
• ƒ/13
• 18.0mm
• ISO 100
• 1/0.033333333333333

Braşov’un tam merkezinde bulunan Kara Kilise, Osmanlı-Kutsal İttifak Savaşları sırasında, Habsburg istilacıları tarafından 1689 yılında yakıldığı için bu ismi almış. Belli saatlerde içerisi gezilebiliyor, biz girmedik.

Tampa Tepesi

Tampa Tepesinden Braşov Old Town Bölgesi

• Sony Alpha DSLR-A390
• ƒ/9
• 18.0mm
• ISO 100
• 1/0.004

Braşov’da yapılabilecek en iyi aktivite teleferikle ya da yürüyerek Tampa tepesine çıkarak şehri yukarıdan seyretmek. Eğer yazıya ilk eklediğim fotoğraf ile yukarıdaki fotoğrafı karşılaştırırsanız, eski şehrin bozulmadığını ancak kuzeye doğru genişlediğini görebilirsiniz. Tepede bir adet restoran bulunuyor. Duruma göre burada bir şeyler yiyip içebilir ya da Braşov yazısının olduğu yere kadar yürüyebilirsiniz. Teleferik ücreti gidiş-dönüş 16 Lei (11 TL).

Strada Sforii / Rope Street / Halat Sokak

Dar Sokak

• Sony Alpha DSLR-A390
• ƒ/13
• 18.0mm
• ISO 100
• 1/0.1

17. yüzyılda itfaiyecilerin geçmesi için yapılmış bu sokak, dünyanın “en dar” sokaklarından birisi. 1.32 metre genişliğinde ve 83 metre uzunluğunda.

Braşov Şehir Merkezi

Catherine's Gate

Gözetleme Kulesi

Bunların dışında şehir merkezinde açıkçası çok da ilgi çekici olmayan kapı ve gözetleme kuleleri bulunmakta.

Bran Şatosu

Bran ilçesi, Braşov ilçesine 30 kilometre uzaklıkta ve Drakula’nın yaşadığı şato burada kalıyor. Braşov’dan Bran’a ulaşabilmek için taksi, şoför ile birlikte özel araç kiralayarak ya da bizim gibi toplu taşıma ile gelmek mümkün.

Eğer toplu taşımayla gelmek isterseniz önce Braşov şehir merkezinde bulunan Livada Postei adlı otobüs durağına gelerek, bu duraktan 12 Numaralı otobüse binmek gerekmekte. Bileti durakların arka tarafında bulunan bilet gişesinden alabilirsiniz. Fiyatı 2 Lei (1.50 TL). 12 Numaralı belediye otobüsüyle yaklaşık 2.5 kilometre giderek Autogara 2 isimli otogara ulaşacaksınız. İndikten sonra burada gördüğünüz ilk kişiye “Bran Castle” diye sorduğunuz zaman size oraya giden (daha doğrusu oradan geçen) otobüsü göstereceklerdir. Burada bulunan otobüsler belediye otobüsleri değil, o yüzden hat numaraları yok. Otobüslerin ön camlarında geçtikleri yerler yazıyor ama söylediğim gibi kimse sorsanız gösterecektir. Bu otobüsün biletini şoförden alacaksınız. Braşov – Bran arası otobüs bileti fiyatı ise 7 Lei (5 TL).

Bran ve Raşnov Otobüsü

• Lumia 820
• ƒ/2.2
• 0.0mm
• ISO 100
• 1/0.002578

Otobüsle yaklaşık 27 km yol gidiliyor. Tabi giderken dünyanın en popüler yerlerinden biri olan Bran Şatosuna gitmenin verdiği heyecan ve Karpatların güzel görüntüsüyle insan farketmiyor ancak yollar çok kötü. Takır takır ilerliyorsunuz 🙂 Bran kalesine gidene kadar otobüs birçok durakta duruyor ve 15. kilometrede Raşnov Kalesi‘ni görüp şaşırıyorsunuz. Uzaktan çok ilgi çekici görünüyor 🙂

Kaleye geldiğinizde öncelikle dönüşte sıkıntı yaşamamak için indiğiniz durağın karşısında ki duraktan otobüs saatlerine bakmanızı tavsiye ederim. Dönüşte ona göre kendinizi ayalarsınız (çünkü otobüs seferleri çok sık değil). Kalenin önünde ise hediyelik eşya satan yerler bulunmakta. Çok ilginç ve ilgi çekici şeyler bulacağınız için gider gitmez değil, kaleyi gezdikten sonra (otobüsünüzü beklerken) bakmanızı öneririm. Kaleye giriş ücreti 25 Lei (17 TL).

Drakula Bran Şatosu

• Sony Alpha DSLR-A390
• ƒ/14
• 18.0mm
• ISO 100
• 1/0.016666666666667

Bran Kalesi, 1377 yılında halk tarafından taştan inşaa edilmiş ve 1438-1442 yılları arasında Osmanlılara karşı savunma amaçlı kullanılmış. Nam-ı diğer Drakula’nın yani Vlad Tepes’in (Kazıklı Voyvoda) bu bölgede bulunan ve Transilvanya Alplerini geçmeyi sağlayan Bran Geçidinden geçerken birkaç defa bu kaleye gelip konakladığı tahmin ediliyor. Ancak bu kale ile herhangi bir ilgisi olup olmadığı kanıtlanamamış. Kale yıllar içerisinde askeri olarak önemli bir rol üstlenmiş (sığınak, depo vb.).

2. Dünya Savaşında Romanya Kralı I. Ferdinand, Almanlar’ın gücüne inanmasına karşılık İtilaf devletlerine katılmış ve Avusturya’ya savaş açmış. Bunun üzerine İttifak Devletleri başta Almanya olmak üzere Bükreş’i işgal etmiş. Bu savaşa Osmanlı Devleti 6. Kolordu ile destek vermiş ve 19.100 şehit vermişiz. Bükreş’te şu anda Türk Şehitliği bulunmakta (Detaylar Bükreş Gezi Yazımda).

Bükreş’in işgalinin ardından 1920 yılında Bran Kalesi, Romanya Kraliyetinin yazlık ikamet yeri olmuş. Kral Ferdinand’ın karısı Kraliçe Mary (1875-1938) burada sıkça zaman geçirmiş. Kendisi Kral Ferdinand’ın çekingen ve kararsız biri olmasından dolayı devlet işleri üzerinde önemli bir rol oynamış. Aynı zamanda Romanya’nın son kraliçesiymiş.

Kraliçe Mary'nin Yatak Odası

• Sony Alpha DSLR-A390
• ƒ/3.5
• 18.0mm
• ISO 100
• 1/0.1

Transilvanya

Drakula Bran Şatosu Avlusu

Şovalye Kıyafetleri

Asa ve Taç

Bran Şatosu Salon

Bran Şatosu Kütüphane

Drakula’nın Kalesi denilince insanın aklına ister istemez içeride tabut, işkence aletleri, kazıklar vb. göreceği geliyor ancak burada Romanya Kraliyetine ait şeyler bulunmakta. Mary ve Ferdinand burayı 1920 yılında yeniletip, tekrar tasarlatmış. İçeride Kraliçe Mary’nin yatak odası, kullandığı eşyalar, yemek odası, büyük salon, müzik odası, kütüphane, Ferdinand’ın yatak odası, tacı ve şövalye kıyafetleri bulunmakta.

O dönemde yaşamış olsanız yanına bile yaklaşamayacağınız kralın ve kraliçenin günümüzde yatak odasına kadar girip gezme olayı çok enteresan bir duygu açıkçası. İçeride yürürken ve merdivenleri çıkarken bastığınız yerden gelen gacırtı sesleri sizi o döneme götürmüyor değil.

Töton Şövalyeleri Kıyafeti

• Sony Alpha DSLR-A390
• ƒ/5.6
• 18.0mm
• ISO 200
• 1/0.25

Bran Kalesi günümüzde özel mülk durumunda. 60 yıl önce Romanya’da komünist rejimin el koyduğu kale, 2005 yılında kabul edilen “zorla ele geçirilen yerleşim yerleri” yasasına göre Ferdinand ve Mary’nin varisi Dominic von Habsburg‘a iade edilmiş. Kendisi de burayı şu aralar satmaya çalışıyormuş. Değerinin 150 milyon euro olduğu konuşuluyor. Satılmadan ziyaret etmekte fayda var 🙂

III. Vlad / Kazıklı Voyvoda / Drakula Kimdir?

Kendisi bizim tarihimizle yakından alakalı birisi. Vlad’ın babası, Osmanlılara karşı verdiği savaşı kaybetmesinin ardından oğlu Vlad’ı, Osmanlı’ya 12 yaşındayken rehin olarak vermiş. Vlad ise Edirne’de devşirilmiş ve Fatih Sultan Mehmet ile aynı yerde eğitim görerek yakın arkadaş olmuşlar.

Yıllar sonra Fatih’in tahta çıkmasının ardından, Vlad’ı da Eflak’ın başına geçirmiş ve uzun süre iyi ilişkiler kurulmuş. Ancak Vlad bir süre sonra yükümlülüklerini yerine getirmeyerek Osmanlı ile ilişkilerini bozmuş. Hatta kendi ülkesinin vatandaşları dahil olmak üzere insanlara işkence etmeye başlamış.

Kazığa oturttuğu insanların ortasında yemek yemek, eline geçen Osmanlı esirlerinin derilerini yüzdürerek, açığa çıkan ete tuz döküp acıyı daha da artırmak için bunu keçilere yalatmak sevdiği bir işmiş. İnsanları doğramak, kazanlarda kaynatmak gibi yöntemleri de varmış. Birgün şehirde bulunan tüm dilencileri çağırtıp büyük bir ziyafet vermiş ve ardından masayı yakmış. Kadınların göğüs uçlarının kesip yerlerine küçük bebeklerin kafalarını diktirmek gibi enteresan işler yapmış. Hatta hamile olduğunu söyleyen sevgilisinin karnını yarıp doğru söyleyip söylemediğine bakmış. Öldürdüğü insanların kanlarını içtiği de rivayetler arasında tabi.

Fatih, Vlad’ın yaptığı türlü işkencelerin farkındaymış. Bir gün Eflak’ın savunması için Vlad, Fatih’ten askeri yardım isteyince bu isteği kabul edilmiş ancak aynı zamanda Vlad’ın da gizli bir şekilde yakalanıp İstanbul’a getirilmesini istemiş. Hamza Bey önderliğindeki bir Osmanlı taburu, Vlad’a yardıma giderken Tuna Nehri’ne gelindiğinde burada Vlad tarafından baskın yemişler ve Vlad tüm Osmanlı askerini kazığa oturtmuş. Bu duruma çok sinirlenen Fatih ise Eflak’a karşı sefer düzenlemiş ancak Vlad bunu fırsat bilerek Macaristan’a sığınmış.

Uzun yıllar Macaristan’da tutsak edildikten sonra, dönemin kralları ile iyi ilişkiler kurarak kendisini kabul ettirmiş ve bir gün yanına aldığı 300 asker ile Eflak’ı ele geçirebilmek için sefer düzenlemiş. Tabi amacına ulaşamamış ve kendisi dahil 300 kişi ile 1476 yılında yakalanarak öldürülmüş. Hatta kazığa oturtularak idam edilmişler. Kellesi ise İstanbul’a, Fatih’e getirilmiş.

1897 yılında ise Bram Stoker, III. Vlad’ın yaptığı işkencelerden ilham alarak Drakula romanını yazmış. Vlad Tepes ve Bran Şatosu bu sayede tüm dünyanın bildiği efsanevi karakter haline gelmiş.

Raşnov Citadel / Raşnov Kalesi

Raşnov, Braşov ve Bran arasında kalıyor. Yukarıda zaten Bran’a giderken buradan geçeceğinizi ve kaleyi göreceğinizi söylemiştim. Uzaktan bakıldığında çok heybetli gözüken kaleyi de gezmek isteyerek, Bran’dan tekrar otobüse bindik ve kalenin hizasında bir durakta indik. Yaklaşık 2 kilometre yürüyüşün ardından kalenin önüne geldik. Buradan kaleye yürüyerek ya da aşağıda bulunan traktör ile çıkılabiliyor. Biz traktöre bindik ve kişi başı 4 Lei (2.50 TL) ödeyerek kaleye 5 dakika içerisinde çıktık. Kaleye giriş ücreti ise 10 Lei (7 TL).

Kaleye çıkmak için binilmesi gereken traktör 🙂

• Sony Alpha DSLR-A390
• ƒ/13
• 50.0mm
• ISO 100
• 1/0.04

Raşnov Kalesi’nin ilk olarak yapıldığı tarih bilinmiyor ancak 14. yüzyılda (1331 civarı) yazılan belgelerde adı geçiyormuş. Yapılış ve kullanım amacı o dönemde kale civarında yaşayan halkın herhangi bir saldırı durumunda kaleye sığınmalarını sağlayarak, hem halkı hem de şehri korumakmış. İçerisinde de gözetleme kuleleri ve top atışı için yapılan oyuklar bulunmakta. Halk zor durumda kalarak kaleye sığındığında hayatlarını devam ettirebilmeleri için kale içerisine evler, okullar, hastahane ve kilise de yapılmış.

Kale içerisi. Sol tarafta gözüken ve küçük çatısı olan yer iki Osmanlı askerinin açtığı kuyu

• Sony Alpha DSLR-A390
• ƒ/10
• 18.0mm
• ISO 100
• 1/0.008

Kale yüksek bir tepede kurulduğu için en büyük sorun yaşanan su sıkıntısıymış. Yani kalenin su ihtiyacını karşılamak için sürekli aşağıya inilip, buradan kaleye su taşınırmış. Kuşatma dönemlerinde ise epey sıkıntılar yaşanırmış. Bu konuda kaleyle ilgili bir efsane bulunuyor. 1623 yılında, kalenin idaresinden sorumlu I. Gheorghe Rakoczi‘ye iki Osmanlı askeri esir düşmüş ve burada bir zindana atılmışlar. Rakoczi’nin askerleri serbest bırakmaya niyeti olmadığı için “eğer bu kale içerisinden su çıkarırsanız, özgürlüğünüze kavuşursunuz” demiş. Askerler böyle yüksek bir tepeyi kazarak su çıkaramayacaklarını söylemişler ancak ömür boyu burada esir olarak kalacakları için başka çareleride yokmuş ve teklifi kabul ederek kazmaya başlamışlar. İlk başlarda toprağı kazdıkları için hızlı izlerlemişler ancak kayalara geldikleri zaman işleri oldukça zorlaşmış. Aradan aylar, hatta yıllar geçmiş ve iki asker yılmayarak kazmaya devam devam etmişler. Her yıl 7 metre kazmışlar. İlk kazmayı vurmanın ardından tam 17 sene geçmiş ve sonunda iki asker burada 146 metre derinliğinde su çıkarmayı başarmışlar. Ardından Rakoczi’ye giderek haber vermişler. Su sıkıntısı çekilen kalenin altından çıkarılan bu su tüm sıkıntıları gidermiş ancak Rakoczi iki Osmanlı askerini serbest bırakmamış. Her ne kadar akıbetleri belli olmasa da, kale içerisinde iki adet iskelet bulunuyor ve bunların iki Osmanlı askerine ait olduğu düşünülmekte. Kuyu ise halen orada.

Raşnov Kalesi'nin zirvesinden Karpatlar Manzarası

• Sony Alpha DSLR-A390
• ƒ/10
• 50.0mm
• ISO 100
• 1/0.016666666666667

Raşnov Kalesi, Osmanlı tarafından fethedildikten sonra bu bölgede yerli halk yaşadığı ve içerisinde ibadet yeri (kilise) olduğu için karışılmamış ve halk özgürce yaşamaya devam etmiş.

Raşnov Kalesi

• Sony Alpha DSLR-A390
• ƒ/10
• 18.0mm
• ISO 100
• 1/0.008

Şu an surları, kapıları ve gözetleme kuleleri haricinde içerisinde bulunan evler yıkılmış durumda. Çok yüksekte kurulduğu için panaromik bir manzaraya sahip. Yolunuz düşer ve zamanınız olursa gitmenizi tavsiye ederim.

Braşov, Bran Kalesi ve Raşnov kalesi kısaca bu şekilde. Şimdiden herkese iyi seyahatler diliyorum 🙂

Karpatlar ve Ben

• Lumia 820
• ƒ/2.2
• 0.0mm
• ISO 100
• 1/0.001265