Bruges (Brugge) Gezilecek Yerler

Dünyanın en güzel Orta Çağ şehirlerinden biri olan Brugge; tarihi dokusu, mimarisi, kanalları ve kendine has kültürüyle her yıl 2 milyon turist tarafından ziyaret edilmektedir. UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde bulunan ve “Masal Şehri” olarak adlandırılan Brugge, kısa süreli Belçika seyahati için ziyaret edilebilecek en iyi şehirdir. Bu yazımda Brugge’de gezilecek yerler ve şehir tarihiyle ilgili bilgileri bulabilirsiniz.

Brugge Hakkında

Kanal

Bir Belçika klasiği olarak bu yazıya da şehrin adının nasıl kullanıldığını anlatarak başlayayım:

  • Bruges: Şehir adının İngilizce ve Fransızca yazılışı,
  • Brugge: Türkçe ve Flemenkçe yazılışı. Okunuşu “Bruj” şeklinde.

Brugge şehrin tarihte pek çok farklı isimle anılmış. Köken olarak Eski Flemenkçe’de “köprü” anlamına gelen “brugga” isminden türemiş.

Tarihi:

Brugge’de yaşam ilk olarak Kuzey Denizi çevresinde, Bronz ve Demir Çağlarında başlamış. Günümüz Brugge bölgesi ise Jül Sezar’ın Menapiler kabilesini (Kuzey Galya) yenmesinin ardından korsanlara karşı savunma ve askeri amaçla kullanılmış. Uzunca bir süre bu şekilde kullanılan bölgede kentleşme 9. yüzyılda başlamış. O dönem Flandre Kontu I. Baldwin (Demir Kol), Viking istilalarına karşı bir kale yaptırmış ve şehir, kale etrafında dönem içerisinde büyüyerek gelişmiş.

Mary of Burgundy (Bourgogne Düşesesi) ve I. Charles (Bourgogne Dükü)'nün anıt mezarları

Brugge ekonomisi Orta Çağ’da tıpkı diğer Flaman şehirler gibi tekstil üzerine kuruluymuş. 13. yüzyılda bu alanda bölgenin tek hakimi olmuş. Bir gün Fransa Kralı IV. Philippe (Yakışıklı Philippe) ve karısı Kraliçe Joanna of Navarre şehri ziyaret ettiklerinde herkesin lüks ve pahalı giysiler giydiklerini görmüşler. Kraliçe bunun üzerine şu sözü söylemiş: “Bir kraliçe olarak yalnızdım, ancak burada 600 tane rakibim var”.

Brugge

Brugge, 14. yüzyıl başlarında büyük bir isyanı atlatarak, 17 şehirden oluşan “Hansa (Lonca) Birliği’nin” ekonomik olarak en güçlü şehri haline gelmiş. Bu dönemde başta Genova, Venedik ve Floransa olmak üzere dönemin en güçlü şehirleri burada ticaret merkezleri kurmuşlar. Ayrıca 1430 yılında III. Philip’in Portekiz’li Isabella ile evlenmesi, 1500 kişinin yaşadığı şehir nüfusunun 200 binlere dayanmasına sebep olmuş. Bu rakam o dönem için Londra’nın iki katıymış.

Turist kalabalığı (günümüz) 🙂

15. yüzyılda Kuzey Denizi ile Antwerp arasına yeni bir kanal açılmış ve Hansa Birliği başta olmak üzere pek çok şehir ekonomik merkez olarak Antwerp’i kabul etmiş. Sonucunda bir dönemin ekonomik merkezi olan Brugge, 15-19. yüzyıllar arasında, büyük bir ekonomik buhranın içerisine girmiş.

Brugge

19. yüzyıl sonlarında ekonomik olarak tekrar eski günlerine dönmek isteyen Brugge’lüler çareyi turizme yatırım yapmakta bulmuşlar. Şehrin tarihi dokusu tekrar yaşanılır hale getirilmiş ve İngiliz ve Fransız turistlerle başlayan popülerleşme süreci günümüzde Antwerp’i dünyanın en popüler Orta Çağ şehirlerinden biri haline getirmiş.

Brugge şehri popüler kültürde de sıkça karşımıza çıkmaktadır. Örneğin PK (Peekay) filminin bir bölümü bu şehirde çekilmiştir. İlgili videoyu yukarıdan izleyebilirsiniz. Eğer şehri ziyaret etmeyi düşünüyorsanız, öncesinde mutlaka “In Brugge” filmini izlemenizi tavsiye ederim.

Gezilecek Yerler

Brugge Sokakları

Brugge’ün tarihi bölgesi fazla büyük olmadığı için her yere yürüyerek ulaşılabiliyor. Bu nedenle şehri gezmek için bir gün fazlasıyla yeterli oluyor. Ancak şehri hem akşam görmenizi, hem de tarihi sokaklarda rahat rahat dolaşmanızı önereceğim. Bunun için bir gece konaklamak mantıklı bir seçim olacaktır.

Belfry

Brugge Çan Kulesi

Çan kulelerine çıkmayı seven biri olarak, Brugge şehrinde de yaptığım ilk iş sabah kahvesinin ardından kuleye çıkmak oldu. 83 metre yükseliğindeki kuleye çıkmak için 366 basamak çıkılıyor. Ancak ziyaretçi kapasitesi sınırlı olduğu için, kuleden inen oldukça diğer ziyaretçilerin geçmesine izin veriliyor. Bu nedenle bilet gişesi önünde biraz sıra beklemek olası…

Çan Kulesi

Çan Kulesi, yapıldığı günden bu yana Brugge şehrinin sembolü olmuştur. 1240 yılında burada bulunan ahşap bir kulenin üzerine baştan inşaa edilmiş. 1280 yılında çıkan büyük yangının ardından zemini sağlamlaştırılmış, giriş katına bir galeri eklenmiş ve eski halinden daha büyük olacak şekilde restore edilmiş. Gözle net görülemese de, restorasyon sırasında yapılan hatalardan dolayı hafif yana yatık şekilde kalmış.

Çan Kulesi ve Galeri

Kule, tarihinde birkaç kez yanarak tekrar restore edildiği için oldukça fazla mimari farklılıkları bulunuyor. Son büyük yangınını 1741 yılında yaşamış ve sonucunda sivri uçlu ahşap kubbesi tamamen yanmış. Bu tarihten sonra tekrar restore edilmemiş.

Çanlar

Çan kulesinde toplam ağırlıkları 27.5 ton olan 47 çan bulunuyor. Hepsi birden sabah 7-akşam 9 arası her 15 dakikada bir çalışıyor ve melodiler şehrin her yerinden duyulabiliyor.

Brugge

Ve geldik kulenin panoramik manzara sunan katına… Öncelikle güvenlik için konulan tellerden dolayı fotoğraf çekmek biraz zor oluyor (hele DSLR makinalarla). Bunun dışında kalabalık olduğu için içeride rahat hareket etmek zor oluyor ve çanlar tam tepenizde çaldığı için bir tabiri caize süre işitme kaybı yaşıyorsunuz. Onun dışında her şey güzel 🙂 Kuleye çıkış ücreti 8 Euro.

Grote Markt

Grote Markt

Grote Markt (“Büyük Meydan”), 958 yılından bugüne Brugge’ün merkezi olma özelliğindedir. Geçmişte tüccarların ticaret yaptıkları, günümüzde ise turistik bir merkez olan meydanda, çok sayıda restoran, cafe, hediyelik eşya dükkanı ve Belfry gibi bazı tarihi yapıtlar bulunuyor.

Pazar
Pazar
Pazar

Eğer şanslıysanız Brugge seyahatiniz Çarşamba gününe denk gelir ve meydanda kurulan pazarı görme fırsatınız olur. Yerel lezzetleri (özellikle peynirleri) tatmak gerçekten inanılmaz farklı ve güzel bir deneyim oluyor.

Örnek bir menü
Restoran

Meydanda yer alan restoranların hepsinin önünde menüler bulunuyor. Bunları inceleyerek bütçenize uygun olana gidebilirsiniz ancak fiyatların biraz tuzlu olduğunu belirteyim. Mesela benim günün çorbasına 6.5 Euro vermem için onun yılın çorbası olması gerekiyor!!

Büyük Meydan

Son olarak meydanın ortasında şehrin tarihinde bahsettiğim büyük isyanın kahramanları olan Jan Breydel ve Pieter de Coninck heykelleri yer alıyor.

Historium ve İl Mahkemesi

Büyük Meydan’ın mimarisiyle en dikkat çekici binalarından olan İl Mahkemesi (sağda), ilk olarak 1850 yılında yapılmış ancak 1878 yılında tamamiyle yandığı için 1887 yılında Neo-gotik tarzda yeniden yapılmış. Bina bugün Batı Flandre Hükümeti’nin yönetim ve toplanma yeri olarak kullanılmaktadır. Ayrıca eskiden buradan kanal geçtiğini, daha sonra doldurularak gördüğünüz binaların yapıldığını belirteyim.

Historium

İl mahkemesinin yanında ise Historium Müzesi bulunuyor. Burada Brugge’ün altın çağını yaşadığı dönemden günümüze kadar olan süreçte tarihi anlatılıyor. Ancak klasik müzelerden biraz farklı. Dijital dokunmatik ekranlar, kısa filmler ve VR gözlükler takarak bu deneyim yaşatılmaya ve Brugge’ün sokaklarında keşfe çıkılıyor. Girişi ise biraz tuzlu. Seçeceğiniz kategoriye göre 13.50 – 17 Euro arasında. Ben ziyaret etmedim.

Burg (Castle) Square

Burg (Kale) Meydanı

Büyük Meydan’dan kısa bir yürüyüşle başka bir meydana daha ulaşılıyor. Burası, Büyük Meydan gibi ticaret yapılan bir yer değil, şehrin yönetildiği binaların bulunduğu bölge olma özelliğinde. Eskiden etrafı surlarla çevrili bir kaleymiş ancak zaman içerisinde kaleden eser kalmamış.

Belediye Binası (City Hall)
Basilica of the Holy Blood (Kutsal Kan Bazilikası) - en köşede yer alan bina

Meydanın etrafı Gotik, Rönesans, Barok ve Neo-Klasik tarzda farklı binalarla çevrili. Bunlardan en ilgici çekici olan Belediye Binası, 1421 yılında yapılmış ve 600 yıldır Brugge şehrinin yönetim yeri olma özelliğinde. Meydanın arkasında yer alan parka oturarak bir şeyler yiyip içmenin keyfi bir başka oluyor…

Buraların en meşhur Waffle'cısı
Buraların en meşhur Waffle'cısı
Waffle
Haydi afiyet olsun!

Biermuseum

Bira Müzesi
Bira şişeleri
Bira Yapımı

Büyük Meydan ile Kale Meydanı arasında güzel bir müze bulunuyor; Bira Müzesi. Burada geçmişten günümüze biranın tarihi, bira türleri ve mayalama süreciyle ilgili bilgiler anlatılıyor. Müzenin farklı yanlarından birisi girişte herkese iPad Mini ve Sony kulaklık verilmesi… QR Kodları okutarak veya ilgili resimlerin üzerine gelerek sesli ve yazılı şekilde tüm bilgileri öğrenebiliyorsunuz.

Sağlığınıza!
Belçika Biraları

Bira müzesinde elbette tadımlık bölüm de bulunuyor. Buraya müzeyi gezdikten sonra gelebileceğinizi gibi, müzeyi gezmeden de direk olarak gelebiliyorsunuz. Müzeye giriş fiyatı 9 Euro. Eğer 3 adet bira içmek isterseniz fiyat 14 Euro (müze girişi+3 adet bira).

Biranın 500'den fazla çeşidi var; Suyunu boşa harcama, bira iç!

St. Salvator’s Cathedral

Aziz Salvator Katedrali
Aziz Salvator Katedrali

Aziz Salvator Katedrali, 10. yüzyılda pariş (parisch) kilisesi olarak inşaa edilmiş ve şehirde yer alan binaların aksine çok az hasar alarak günümüze kadar ulaşmıştır. 18. yüzyılda şehrin asıl katedrali olan Aziz Donatian Katedrali‘nin Fransız isyancılar tarafından yıkılması, ve sonrasında gelen Belçika Bağımsızlık Mücadelesi (1830), bu yapıya resmi olarak katedral ünvanı verilmesine neden olmuş.

1839 yılı yangını

Katedral, tarihindeki en büyük felaketi 1839 yılında çıkan yangında yaşamış. Kubbesi tamamen çöken yapı, tekrar onarılarak günümüze kadar çok hasarla ulaşmış.

Aziz Salvator Katedrali
Aziz Salvator Katedrali
Mezarlar

Katedrale giriş ücretsiz olup, içerisinde görülebilecek önemli şeyler bulunmamaktadır.

Church of Our Lady

Meryem Ana Kilisesi
Meryem Ana Kilisesi

Brugge’ün bir başka dini yapısı olan Meryem Ana Kilisesi, ilk olarak 12. yüzyılda yapılmış ve 13, 14 ve 15. yüzyıllarda genişletilerek büyütülmüş. Kilisenin 122.3 metre uzunluğundaki kulesi, dünyanın en büyük 2. tuğla yapımı kulesidir.

Brüj'lü Madonna
Brüj'lü Madonna

Kilisede pek çok sanat eseri sergilenmekte olup, bunların en önemlisi Michelangelo tarafından yapılan Meryem ve İsa heykelidir (1504). Mermerden yapılan bu heykel, Michelangelo’nun yaptığı ve İtalya toprakları dışında yer alan en önemli eseridir. Kendisi hayattayken zengin bir Brugge’lü aile tarafından satın alınarak bu kiliseye bağışlanmış. Heykelde Meryem, oğlunun kaderini bildiği için ona bakmamakta ve onu tutmamaktadır.

Emmaüs'de akşam yemeği

Kilise içerisinde pek çok sanat eseri sergileniyor, Şehir tarihinde belirttiğim Dazlak I. Karl ve Mary’nin anıt mezarları burada yer almaktadır. Kiliseye giriş fiyatı 4 Euro’dur.

Ten Wijngaerde

Beginaj

Brugge’ün UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan Beginaj bölgesi, 13. yüzyılda Flaman ülkelerinde ortaya çıkmış dini alanlara verilen isimdir. Katolik inancına sahip kadınlar (Beguinler), kilise etrafında yer alan evlerde yaşıyorlar ve ibadet ediyorlar.

Beginaj
Beginaj Kilisesi

Buraların manastırlardan farkı, şehrin merkezinde yer almaları ve devlet tarafından resmen tanınmamaları. Bölgeye günün belirli saatlerine girilebiliyor.


Diğer

Tekne Turu

Brugge şehrinde gezilecek yerler genel olarak bu şekilde. Eğer kanallarda tekne turu yapmak isterseniz fiyatı 8 Euro. Buraların dışında gezilebilecek birkaç yer daha bulunuyor:

  • Groeninge Museum: Başta Brugge’de yaşayan önemli ressamların eserlerinin yer aldığı bir güzel sanatlar müzesi. 14-20. yüzyıla ait sanatsal eserler sergileniyor Giriş 8 Euro.
  • The Hospital of St John: Orta Çağ hastanesi. Meryem Ana Kilisesi’nin hemen karşısında yer alıyor.
  • Choco-Story Museum: Pek çok kişinin tavsiye ettiği ancak benim ilgimi çekmeyen bir çikolata müzesi. Belçika’lılar çikolata konusunda oldukça iyiler ve bunun yapım süreci anlatılıyor. Giriş 7 Euro.
  • Minnewaterpark: Doğa ile başbaşa kalabileceğiniz ve mutlaka gitmenizi tavsiye ettiğim bir park. Tam ortasında “Aşk Gölü” adında bir göl bulunuyor. Çok güzel fotoğraflar çekeceğinize eminim.

Bunlar dışında dantel dükkanlarını gezebilir ve at arabasıyla şehir sokaklarında tur atabilirsiniz. Şimdiden herkese iyi seyhatler diliyorum! 🙂

Yorum Yaz

Yorumlar

Bu yazıya henüz yorum yazılmamış. İlk yorumu yazarak katkıda bulunabilirsin.