Litvanya’nın en büyük üçüncü şehri olan Klaipeda; zengin tarihi, gelenekleri, kültürel yaşamı, mimarisi ve gezilecek yerleriyle eski ile yeninin buluştuğu bir şehirdir. Baltık denizine kıyısı olduğu için yerli turistlerin denize girmek için geldiği, büyük limanı sayesinde yabancı turistlerin günübirlik ziyaret ettiği şehir; sloganı gibi ne ararsanız onu bulabileceğiniz bir şehirdir. Bu yazımda Litvanya’nın en eski şehri Klaipeda’da gezilecek yerleri bulabilirsiniz.
Giriş
Klaipeda şehri 1252 yılında, Memelburg adıyla Almanlar tarafından kurulmuş. Liman kenti olması sebebiyle yüzyıllar boyunca bölgenin en önemli ticaret şehirlerinden biriymiş. Günümüzde de benzer şekilde gemi yapım ve onarımının yanı sıra; balıkçılık, tekstil, kağıt, ahşap ve mücevher üretimi alanında Litvanya’nın en önemli şehridir.
Gezilecek Yerler
Pek çok turist Klaipeda’ya Kuron Dili‘ni (ing: Curonian Spit) ziyaret etmek için geliyor. Tabi buraya kadar gelmişken, şehir merkezinde de birkaç saat geçiriyorlar veya en az bir gece konaklıyorlar. Eğer Kuron Dili’ne gidecekseniz 2 gün, gitmeyecekseniz Klaipeda’yı 1 tam günde rahatlıkla gezebilirsiniz.
Ben turist information’dan aldığım şehir haritasına göre her yeri adım adım gezdim ve bu şekilde anlatacağım.
Theater Square

Klaipeda’da gezmeye old town bölgesinin merkezinden, yani Theater Square‘den (Tiyatro Meydanı’ndan) başlamak gerekiyor. Bu meydan, 17. yüzyıla kadar sular altında bir yermiş ve üzerinde korunaklı bir kale bulunurmuş. Zamanla suların geri çekilmesi ve kalenin yıkılmasından dolayı, Arnavut kaldırımı döşeli bir meydan hale getirilmiş.

- DSC
- ƒ/8
- 20.0mm
- ISO 100
- 1/0.0015625
Meydanın en önemli yapısı, inşa tarihi tam olarak belli olmayan drama tiyatrosudur. 1818 yılında, Ulbrich adında Alman bir şirket tarafından gösteri düzenlemek için satın alınan bu yer, 200 oturma kapasitesine sahip olacak şekilde tiyatroya çevrilmiş. Bir süre tiyatro gösterileri düzenlenmiş, ancak 1. Dünya Savaşı sırasında kapatılarak 1935 yılında tekrar faaliyete geçebilmiş. Kısa bir süre sonra bu sefer 2. Dünya Savaşı nedeniyle kapatılmış ve savaşın ardından Klaipeda Drama Tiyatrosu olarak adlandırılarak günümüze kadar ulaşmış.

- DSC
- ƒ/8
- 45.0mm
- ISO 100
- 1/0.0015625
Tiyatro binasının önünde bir kadın heykeli bulunuyor: Anna Neander. Klaipeda doğumlu şair Simon Dach (1605 – 1659), “küçük tatlı Anny” olarak tanımladığı Anna Neander’a ilk görüşte aşık olmuş. Ancak Anny’nin 1636 yılında başka biriyle evlenmesi, felsefe ve teoloji öğretmeni olan Simon Dach’ı şair yapmış. 165’ten fazla marş ve şiir yazan Dach, bu şiirlerin 17 tanesini aşık olduğu kadına, küçük tatlı Anny’sine yazmış.
1912 yılında, Berlinli bir heykeltraş bu heykeli yaparak tiyatro meydanına koydurmuş. Ancak 2. Dünya Savaşı sırasında kaybolduğu veya yıkıldığı için, 1990 yılında yenisi yapılarak ait olduğu yere tekrar konulmuş. Orijinal heykele ne olduğunu kimse bilmiyor. Teoriler arasında Adolf Hitler’in buraya gelerek heykeli gördüğü, ancak heykelin onun yüzüne bakmaması dolayısıyla kızdığı ve yıktırdığı iddialar arasında (bence kesin yaptırmıştır 😀 ).
Aukstoji Street

- DSC
- ƒ/8
- 22.0mm
- ISO 100
- 1/0.00125
Meydandan ayrılarak Aukstoji Sokak‘a geliyoruz. 19. yüzyıla kadar Klaipeda’da pek çok “Fachwerkhaus” tarzında, ahşaptan yapılmış ev ve depo bulunurmuş. Ancak çıkan yangınlardan dolayı hepsi yanarak kül olmuş. Bu evlerin en güzel örneği bu sokak üzerinde bulunuyor. Geçmişte depo olarak kullanılan 16 metre yüksekliğindeki ev, günümüzde sokaktaki diğer evler gibi çeşitli sanat organizasyonları yapılmak için kullanılıyor. Küçük sanat galerileri, müzeler, hediyelik eşya dükkanları ve resim sergileri bu organizasyonlardan bazıları…
Historical Museum

- DSC
- ƒ/8
- 20.0mm
- ISO 100
- 1/0.008
Sırada, old town bölgesinin en eski evlerinden biri var. 1774 yılında yapılan bu tüccar evi, günümüzde tarih müzesi olarak kullanılıyor. Oldukça küçük ve az sayıda objenin sergilendiği müzede: Arkeoloji ve 19-20. yüzyıl Klaipeda’sına ait belge, eşya ve fotoğraflar sergileniyor.

- DSC
- ƒ/7.1
- 22.0mm
- ISO 100
- 1/0.066666666666667
Müzeye giriş fiyatı 1.45 Euro.
Arts and Crafts Courtyard


Tarih müzesinden ayrılarak, kısa bir yürüyüşle el sanatları avlusuna ulaşıyoruz. Bu bölüm Klaipeda’nın en bilinen yerlerinden birisi. 18. yüzyıldan kalma depolarda çok sayıda ahşap, seramik, tekstil, çizim ve boyama atölyesi bulunuyor. Ustalar içeride el sanatlarını icra ediyorlar. İsterseniz onlara eşlik edebiliyor veya yapılan ürünleri satın alabiliyorsunuz.
The Dragon

- DSC
- ƒ/9
- 18.0mm
- ISO 100
- 1/0.033333333333333
Klaipeda tam bir heykel cenneti. Old town bölgesi başta olmak üzere şehrin pek çok yerinde çeşitli materyallerden yapılmış büyüklü küçüklü çok sayıda heykel bulunuyor. Ancak bu heykeller gelişigüzel yapılmamışlar. Hepsinin bir anlamı ve amacı var. Hatta tourist information’da bununla ilgili bir kitapçık bile vardı. Bu heykeller arasında en popüler olanı fotoğrafta gördüğünüz ejder heykeli (Slibinas).
Efsaneye göre iki kardeş, Klaipeda şehrini kurmak için uygun bir arazi arıyorlarmış. Kardeşlerden biri nehrin uzun yolunu seçerek, bataklığı geçmek istemiş. Ancak içerisine batarak kaybolmuş. Daha sonra diğer kardeş onu aramak için yola çıkmış ve bataklıkta bularak, kardeşinin üzerinde dev bir ayak izi görmüş. Bu durumdan çok etkilendiği için, kardeşinin öldüğü yerin yakınlarında şehir kurmaya karar vermiş.
Ressam Vytautas Karčiauskas, kardeşlerden birinin üzerindeki ayak izinin bir ejdere ait olduğunu düşünerek 145 kilogram ağırlığındaki bu çelik heykeli yapmış. Sanatçıya göre dünya ile gökyüzünü ve ateş ile suyu sembolize eden bu heykel; önce müzeye konulmuş, daha sonra halkın rahat görebilmesi için buraya taşınmış. Ben denk gelmedim ancak yağmur yağdığı zaman heykelin ağzından su boşalıyormuş.
St. John’s Hill

- DSC
- ƒ/9
- 18.0mm
- ISO 100
- 1/0.002
Ejderha heykelinin oradan sağa dönüp düz devam edince Aziz John Tepesine ulaşıyoruz. 17. yüzyılda, fotoğrafta gördüğünüz küçük adacık üzerinde Hollanda tipi denilen bir kale yer alırmış. Nehirden gelebilecek saldırıları engellemek için yapılan bu kale, çok fazla kullanılamadan İsveç ve Rusların şehri ele geçirmesi sonucu yıkılmış. Devam eden süreçte restore edilmediği için 18. yüzyılın ortalarında hiçbir kalıntısı kalmamış. Günümüzde, tepe üzerinde Aziz John Günü gibi bazı kutlamalar yapılıyor.
Meridianas

Şimdi sıra şehrin sembolüne geldi: Meridianas Yelkenlisi. 1944 yılında (2. Dünya Savaşı’nın ardından), Finlandiya ile Sovyetler Birliği arasında bir anlaşma imzalanmış ve maddelerden birisi, Finlandiya’nın yelkenli tekne yaparak Sovyetlere verecek olmasıymış. 1948 yılında, 48 adet yelkenli tekne yapılarak Sovyetlere sunulmuş. Bu teknelerden biri eğitim amaçlı kullanılması için Klaipeda’ya getirilmiş. Ancak teknenin ömrü uzun olmamış ve 1968 yılında yapılan kazanın ardından demirbaş listesinden çıkarılarak, özel bir şirkete satılmış. Bakım masraflarının fazla olmasından dolayı restorana çevrilmiş ve günümüzde hala restoran olarak kullanılıyor. Eğer içeride yemek yemek isterseniz rezervasyon zorunlu.
Chimney Sweep

- DSC
- ƒ/9
- 50.0mm
- ISO 100
- 1/0.00125
Teknenin bulunduğu yerde yukarıya bakarsanız, bir binanın çatısında oturan baca temizleyicisi heykeli göreceksiniz. Bizim kültürümüzde olmayan, ancak Avrupa’nın batıl inançları arasında yer alan “baca temizleyicisi görmenin ve dokunmanın şans getireceğine inanma” kültürünün bir eseri bu heykel…

- DSC
- ƒ/9
- 40.0mm
- ISO 100
- 1/0.003125
Çatıda duran heykele kimse dokunamayacağı için, binanın alt katına bir şans butonu koymuşlar. Buna dokunduğunuz zaman size şans getirecektir. (denemekten ne çıkar?) 🙂
Old Town Cat

- DSC
- ƒ/9
- 30.0mm
- ISO 100
- 1/0.0125
Sıradaki heykelimiz centilmen yüzlü kedi heykeli. Yüzü beyefendi bir kişiyi andıran kedinin süper güçleri olduğuna inanılıyor ve kuyruğunu okşadıktan sonra dilek tutmak gerekiyor. Bakarsınız gerçek olur…
Magical Mouse

- DSC
- ƒ/9
- 45.0mm
- ISO 100
- 1/0.0025
Sırada başka bir bronz heykel var: Magical Mouse. Sadece 17cm yüksekliğinde olan bu küçük dostumuzun da, anten gibi duran kulaklarına dileğinizi fısıldadığınızda gerçek oluyor. Bunu bulacağım diye 2 saat dolanıp durmuştum sokaklarda 🙂
Castle Museum

- DSC
- ƒ/9
- 18.0mm
- ISO 100
- 1/0.005
Heykellerin olduğu yerden limana doğru uzunca bir yol yürüyoruz. İlk gezeceğimiz yer kale müzesi.

Şu an gezdiğimiz yer makete göre solda bulunan kale oluyor. Elbette savaşlar dolayısıyla kalenin neredeyse tamamı yıkıldığı için, müze bölümü tünellerinin içerisinde yer alıyor. Sergileme kısmı benim çok hoşuma gitmişti.

- ƒ/1.8
- 3.99.0mm
- ISO 80
- 1/0.14285714285714
Ziyaretim sırasında bu bölgede tadilat ve restorasyon çalışmaları yapılıyordu. Benim gezdiğim müze 2 parça halindeydi. Önce arkeolojik buluntuların sergilendiği bölümü gezdim, ardından başka bir bölüme geçerek İkinci Dünya Savaşı’ndan kalan bazı eşyaların bulunduğu sergiyi gezdim. Bu ikinci bölüm 18-20. yüzyıllar arasında Klaipeda şehrini anlatıyor, ancak sergilenen şeylerin çoğu savaştan kalma. Müzeye giriş fiyatı 1.74 Euro (evet 1.74 😀 ).

- DSC
- ƒ/9
- 18.0mm
- ISO 100
- 1/0.002
Kale, limanın yanında yer aldığı için vaktiniz varsa burada oturup gemileri seyredebilirsiniz. Gerçekten Titanik boyutunda gemiler yanaşıyor buraya 🙂
Town Hall

- DSC
- ƒ/9
- 18.0mm
- ISO 100
- 1/0.005
Limanın oradan tekrar şehir merkezine dönüyoruz. Bu sefer nehrin diğer tarafında gezilecek yerlere bakacağız. İlk durağımız belediye binası. 1802 yılında, klasizm tarzında yapılan bina geçmişte Prusya Kralları’nın ikamet yeriymiş. Günümüzde belediyecilik faaliyetlerinin yapıldığı resmi bir bina.
The Arch

- DSC
- ƒ/9
- 40.0mm
- ISO 100
- 1/0.002
Belediye binasının biraz ilerisinde, Klaipeda’nın Litvanya’ya katılmasının 80. yılı anısına yapılmış bir zafer kemeri yer alıyor. 150 ton ağırlığında, 8.5 metre yüksekliğinde granitten yapılmış kemerin üzerinde Litvanyaca “Bir ulus, bir toprak, bir Litvanya” yazısı yer alıyor. Sağdaki sütun ise Rusya Federasyonu’na bağlı Kaliningrad’ı temsil ediyor.
Sculpture Park

- DSC
- ƒ/9
- 35.0mm
- ISO 100
- 1/0.002

- DSC
- ƒ/9
- 18.0mm
- ISO 100
- 1/0.0125
Son olarak sıra heykel parkına geldi. Klaipeda’nın en benzersiz yerlerinden biri olan park, 1977 yılında aynı bölgede bulunan mezarlığın taşınması sonucu parka çevrilmiş. Günümüzde çeşitli materyallerden yapılmış (ahşap, taş, bronz) 116 heykel bulunuyor. Her bir heykelin önünde onu yapan heykeltraş ve yapılış tarihi yer alıyor.
Özet
Klaipeda’da gezdiğim yerler bu kadardı. Elbette her şehirde olduğu gibi gezilecek daha fazla müze, park ve meydan bulunuyor. Benim yazdıklarım şehir haritasına göre en önemli yerlerdi. 1 tam günde hepsi gezilebilir.
Eğer Kuron Dili’ne gitmek istiyorsanız, Smiltyne şehrine her yarım saatte bir vapur kalkıyor. Smiltyne – Nida şehirleri arasında ise her 2 saatte bir otobüs bulunuyor. Burada plajlara ve köylere gidebilirsiniz. Benim fazla ilgimi çekmediği için gitmedim.
Şimdiden herkese iyi seyahatler!
Kaynaklar:
- Şehir Haritası
- http://www.klaipedainfo.lt/
- https://www.britannica.com/place/Klaipeda
- http://www.truelithuania.com/history-of-klaipeda-memel-447
-
Gezilecek Yerler
-
Ucuzluk
-
Güvenlik
-
Yerli Halkın İngilizce Seviyesi
-
Ücretsiz Wi-Fi Olanakları
-
Gece Hayatı
-
Kaç Gün Kalınır?
-
Tekrar Gidilir Mi?
-
Yeme-İçme
1 Yorum
Güzel geniş detaylı anlatım ve emeğin için teşekkürler.