Şu yazıyı okuyorsun: Kuba – Kırmızı Kasaba – Afurca Şelalesi
Azerbaycan 09 Ağustos 2019

Kuba – Kırmızı Kasaba – Afurca Şelalesi

Azerbaycan’ın Kuba (Quba) Rayonu, sahip olduğu doğal güzelliklerle özellikle yaz aylarında çok sayıda yerli turist tarafından günübirlik ziyaret edilmektedir. Zengin bir kültür ve etnik çeşitliliğe sahip bölgede; Kafkas Yahudileri, Azerbaycan’ın en iyi insanları olarak tanımlanan Tatlar ve Lezgiler yaşamaktadır. Ben de Azerbaycan seyahatim sırasında evlerinde beni misafir eden aileyle birlikte bölgeyi günübirlik olarak gezme fırsatı buldum. Hep beraber Bakü yakınlarındaki Sumqayıt’dan yola çıkarak Kırmızı Kasaba (Qırmızı Qəsəbə), Afurca Şelalesi, Tengealtı ve Kınalık Köyü gibi yerleri gezdik. Bu yazımda Kuba Rayonun’da gezilecek yerler ve yapılacak şeyleri bulabilirsiniz.

Giriş

Kuba (Azerice adıyla Quba), Azerbaycan’ın kuzeydoğusunda, başkent Bakü’ye 168km mesafede, Rusya sınırına ise yaklaşık 40km mesafede yer almaktadır. Özellikle son yıllarda Bakü’den günübirlik veya sadece haftasonunu geçirmek için yüzlerce turist Kuba’ya gelmektedir. Gezilecek yerlere geçmeden önce bölgeyle ilgili önemli sayılabilecek birkaç bilgi vermek istiyorum.

Öncelikle Kuba (Quba) adının nereden geldiğiyle ilgili 2 teori bulunuyor. Birincisi, bu bölge adını Hz. Muhammed’in Mekke’den Medine’ye hicret ederken yaptırdığı ve yapımında bizzat kendisinin çalıştığı Kuba Mescidi‘nden almış olabilir (MS 622). İkincisi ise bildiğimiz “Kubbe” manasına geldiği. Bölgede bulunan Kınalık Köyü sakinlerinin ise bu konudaki görüşleri bambaşka. Nuh Peygamber, tufan sırasında gemisiyle bu köye gelerek demir atıyor, oradan ayrılırken oğlu Yafes buraya yerleşiyor. Böylelikle Kafkas ulusları ortaya çıkıyor. Köylüler kendilerinin Nuh’un torunları olarak görüyorlar.

Kuba, 2019
Kuba, 2019

Bölgede yapılan arkeolojik kalıntılar sonucunda Bronz Çağı’na ait kalıntılar bulunmuş. Ancak gerçek tarihi 1735 yılında Hüseyin Ali tarafından başlatılıyor. Kendisi Osmanlı’da bir aşiret lideriymiş. Günümüz Kuba merkezinin etrafını surlarla çevirerek, Safevi Hanlığı’na yarı bağlı bir hanlık olarak kalıyor. Ancak daha sonra başa geçen oğlu “Ölümcül Ali“, başta Bakü Hanlığı olmak üzere çevredeki tüm hanlıkları fethediyor. Hatta günümüz İran/Erdebil’e kadar topraklarını genişletiyor. Kendisinin ölümü ile birlikte Quba Hanlığı’nın kısa sürede dağılıyor ve 1806 yılında Rusya’ya bağlanıyor.

Kuba Toplu Mezarlığı (cc: wikipedia EN)
Kuba Toplu Mezarlığı (cc: wikipedia EN)
  • Canon EOS 500D
  • ƒ/5
  • 21.0mm
  • ISO 100
  • 1/0.016666666666667

Şehrin tarihindeki bir diğer önemli dönem ise 1918 yılında kendilerine “ceza takımı” ismini veren 2000 kişilik silahlı Ermeni çetesinin, Quba’da yaşayan Azeri ve Yahudileri katletmesi olayı. Aynı dönemde ülkenin pek çok yerinde olduğu gibi Kuba’da da Ermeniler tarafından katliam yapılmış. Nuri Paşa komutasındaki Kafkas İslam Ordusu‘nun şehre gelmesiyle katliamlar bastırılabilmiş. Yapılan araştırmalara göre bu olaylar sırasında 400 kişi katledilmiş. Kuba şehrinin merkezinde iskeletlerin sergilendiği bölüm ve olaylarla ilgili anıt bulunuyor.

Kuba Baklavası (Paklava)
Kuba Baklavası (Paklava)

Quba bölgesinde 100 farklı nehir ve çok sayıda şelale bulunuyor. Şehrin en meşhur yiyeceği fotoğrafta gördüğünüz paklava (veya paxlava). Kuba halısı ve elma ağaçları ise bölgenin diğer öne çıkan şeylerinden bazıları.

Gezilecek Yerler

Kuba’da gezme olanakları oldukça kısıtlı. Çünkü şehir merkezine geldikten sonra bölgenin diğer turistik yerlerine toplu taşıma bulunmuyor. Bu nedenle mecburen taksiye binmek gerekiyor. Ancak bunlar elbette bizim kaçak taksi olarak nitelendirdiğimiz türden taksiler. Kuba merkezinde kime sorsanız sizi yönlendirecektir. Burada önemli olan taksiyi tüm gün olacak şekilde kiralamak. Çünkü bölgedeki gezilecek yerler yakın mesafede değiller. Yaklaşık 40km çapında kalıyorlar. İyi bir pazarlık ile uygun fiyata günlük taksi kiralayabilirsiniz. Ben Sumqayıt’da beni misafir eden aile ile beraber taksi tutmuştum. Sabah erken saatte yola çıkarak bölgeyi gezmiş ve akşamında da tekrar Sumqayıt’a dönmüştük.

Kırmızı Kasaba

Kırmızı Kasaba
Kırmızı Kasaba

Kırmızı Kasaba (Azerice Qırmızı Qəsəbə), Kuba’ya gelen turistlerin ilk ziyaret ettiği yerlerin başındadır. Her ne kadar gezilecek bir spesifik yerleri olmasa da, buranın hikayesi herkesin ilgisini çekmektedir. Çünkü burada sadece Yahudiler yaşamaktadır. Bu özelliğiyle İsrail ve Amerika dışında en büyük Yahudi topluluğu burada bulunmaktadır. Kendileri yüzyıllardır bu bölgede yaşıyorlarmış. Dağ Yahudileri olarak adlandırılan topluluk, Kuba Hanlığı döneminde Ölümcül Ali’nin izniyle kalıcı olarak Kırmızı Kasaba’ya yerleşmiş.

Kırmızı Kasaba'da bir Yahudi villası
Kırmızı Kasaba'da bir Yahudi villası

Kasabadaki nüfus eskiden çok fazlaymış (18 Bin). Ancak Sovyet döneminde çoğu kişi burayı terk ederek İsrail ve Amerika’ya göç etmiş. Günümüzde 3000-3500 kadar Yahudi’nin yaşadığı biliniyor.

Yahudi mezarı
Yahudi mezarı

Köy geçmişte çok farklı isimlerle anılmış. Sovyet döneminde Stalin tarafından Yahudi Köyü anlamına gelen Yevreyskaya Sloboda ismi verilmiş. Daha sonra tahminlere göre evlerin çatılarındaki kiremitlerden dolayı Kırmızı Kasaba ismi kullanılmaya başlanmış. Ancak günümüzde çok az sayıda kırmızı çatılı ev bulunuyor. Yani köyün adı ile kendisi arasında hiçbir bağ yok.

Sinagog
Sinagog

Kasabada 2 tane sinagog bulunuyor. Bizim ziyaretimiz Cumartesi gününe denk geldiği için içeride ibadet vardı. Bu sebeple resim çekemedim ancak burada konuştuğumuz kişi Yahudilerle ilgili pek çok şey anlattı bize. Örneğin Cumartesi günleri sadece ibadet ederler, dinlenirler ve bol bol yemek yerlermiş. Hiçbir Yahudi çalışmaz ve tren/otobüs/uçak vb. kullanmazlarmış. Onlarda içki yasak değilmiş. Hatta cenaze evlerinde içki dağıtılırmış. Sonradan Yahudi olunmazmış, bunun için anadan doğma Yahudi olunması gerekiyormuş. Günümüzde tüm dünyada 30 Milyon kadar Yahudi bulunmaktaymış. Erkekler sünnet oluyormuş, hem de doğumlarından sadece 8 gün sonra. Elbette tüm Yahudilerde olduğu gibi Kırmızı Kasaba’da da çok sayıda zengin bulunurmuş. Zaten bu bölgedeki evlerin çoğu villa. Bölge halkının zenginliği evlerden ve yollarda bulunan lüks araçlardan belli oluyor.

Köprü
Köprü

Kırmızı Kasaba ile Kuba merkezini Qudiyalçay ayırıyor. Geçmişte iki bölgeyi birbirine bağlayan 7 köprü bulunurmuş. Ancak o eski köprülerden sadece fotoğrafta gördüğünüz Taghly (kemer) Köprüsü günümüze ulaşabilmiş. 1894 yılında yapılan köprü geçmişte çoğunlukla çöpçatanlık için kullanılırmış. Kızlar anneleriyle beraber bu köprüden geçer, erkekler ise köprü yakınlarında bekleyerek geçen kızlardan beğendiğini ailesine söyler ve hep beraber köprüde buluşurlarmış. Günümüzde köprü elbette kendi amacı doğrultusunda kullanılıyor ancak bakıma ihtiyacı var. Nehir ise yaz aylarında fotoğrafta görebildiğiniz gibi kuruyor.

Tengealtı
Tengealtı

Kuba merkezinde görülebilecek Cuma Mescidi ve Nizami Park bulunuyor. Biz buraları es geçerek doğrudan Tengealtı köyüne geçiyoruz. Merkez ile köy arası yaklaşık 35 km ve yol boyunca inanılmaz manzaralar bulunuyor. Fotoğrafta gördüğünüz kanyon en popüler yerlerden birisi. Yoldan geçen pek çok araç burada durarak fotoğraf çekiliyor. Ayrıca köyün anlamını çok iyi özetleyen bir yer. Tengealtı, “dağların arasındaki yer” anlamına geliyor.

Afurca Şelalesi

Afurca Şelalesi
Afurca Şelalesi

Köyün en popüler yeri ise Azerbaycan’ın en yüksek şelalesi olan Afurca (Afurja) Şelalesi‘dir. 70 metre yükseklikten dökülen şelalenin kaynağı, Büyük Kafkasya’nın kuzey yamacından geçen Valvala Nehri’dir.

Şelale her ne kadar devlet tarafından koruma altına alınmış olsa da, bazı sorunları bulunuyor. Bunlardan ilki kesinlikle şelaleye ulaşmak. Köy ile şelale arasında 4 km mesafe var ve oldukça dik yokuşlu. Bazen %10, bazen %40’a varan eğimli yoldan yukarı çıkmak gerekiyor. Nehir sık sık taştığı için bölgedeki küçük taş parçaları yolu oldukça engebeli hale getiriyor. Bu sebeple sadece 4×4 arazi araçlarıyla çıkılabiliyor. Diğer sorun ise tam olarak bu. Çoğu kişide bu tarz araba bulunmadığı için köyün girişinde arazi araçları, atv araçları hatta atlar bile bulunuyor. Bölgede yaşayanlar kendi içlerinde turistleri şelaleye götürecek şekilde küçük bir kartel kurmuşlar. Arabalarıyla insanları kadar götürüp 30 dakika bekliyorlar ve ardından geri aşağıya indiriyorlar. Bunun için kendilerince taban fiyat belirlemişler (20 Manat). Biz gittiğimizde kendi aralarında kavga ediyorlardı. Galiba birisi daha ucuza götürmüş ve onun tartışması vardı. Ben şanslıydım çünkü yanımda çok iyi pazarlık yapan birisi vardı. Bu yüzden kimseye çaktırmadan 15 Manat’a yukarı çıktık. Ancak araba sahiplerinin kendi aralarında konuşurlarken duydum. İngiliz turistleri 200 Manat’tan aşağıya götürmüyoruz falan diyorlardı. Gerçekten çok çirkin bir durum.

Piknik
Piknik

Şelaleyi gördükten sonra tekrar Kuba’ya dönüyoruz ve kendimizi ormana atarak piknik yapıyoruz. Bunun için gerekli alışverişimizi şelaleden önce şehir merkezinde bulunan pazarda yapmıştık. Organik tavuk, domates, biber ve tandır ekmeği gibi şeyler almıştık. Buralarda mangal yapmak için çeşitli imkanlar sunan çok sayıda piknik yeri bulunuyor. Bunlardan hoşumuza gidene hemen yerleşip önce sacda tavuk için ateşi yakıyoruz, diğer yandan Bakü’den getirdiğimiz semaverle ilgileniyoruz. Yemek hazır olduktan sonra bir güzel yiyip içip dinleniyoruz.

Çay Bahçesi
Çay Bahçesi

Ardından arabaya binerek nehir kenarına kurulan bir iskelede çay bahçesi olarak hizmet veren çok güzel bir yerde çayımızı içiyoruz. Burası Kınalık Köyü yolu üzerinde bulunuyor. Saat geç olduğu için köye gitmiyoruz ancak biraz içimde kalıyor.

Kınalık Köyü, 2000 metre rakımıyla Kafkas Dağlarının en yüksek yerinde bulunan köylerinden birisi. Köyün sakinleri tam 2000 yıldır kesintisiz olarak burada yaşıyorlar. Merkeze oldukça uzak olduğu için kendi başlarına hayatta kalma mücadelesi veriyorlar. Yılın 6 ayında yağan karlardan dolayı yollar kapanıyor ve köyle iletişim kesiliyor. Yol dediğime de bakmayın, köye ulaşım için yol gibi bir şeyin var olduğunu söylüyorlar 🙂

Köyde rakımdan dolayı tarım yapmaya elverişli toprakları bulunmuyor. Sadece Patates ve bazı temel tahıl ürünlerini yetiştirebiliyorlar. Kendilerine ait farklı kültürleri ve dilleri bulunuyor. Evlerin bazılarıysa 200 yıldır tüm deprem ve fırtınalara rağmen hala ayaktaymış.

Tengealtı, Yegane - Ben - Medine
Tengealtı, Yegane - Ben - Medine

Özet

Azerbaycan’ın Kuba bölgesi doğa turizmi için oldukça güzel bir yer. Ben yazıda çok fazla fotoğraf kullanmadım çünkü doğa fotoğraflarını çekmek gerçekten çok zor. Bunun için iyi ekipmanlarınızın olması gerekiyor. Yoksa gözünüzle canlı canlı gördüğünüz muhteşem manzaraları cep telefonuyla çekemiyorsunuz. Bu nedenle fotoğraflara (en azından benim yazıya eklediklerime) bakarak değerlendirmeyin. Bizzat orada bulunmuş biri olarak Azerbaycan’da zamanı olanlara mutlaka gitmelerini öneriyorum.

Benzer Yazılar

Yorum Yaz