Ostrog Manastırı – Niksic (Bogetici) / Karadağ

Fotoğraflarına baktığım zaman bana Sümela’yı andıran Ostrog Manastırı, balkanlar seyahatim sırasında Karadağ’da günübirlik olarak ziyaret ettiğim bir yer oldu. Niksic şehrine bağlı Bogetici bölgesinde bulunan manastır, 1655 yılında yapılan ve kurucusu Sırp Psikopos Basli’e adanan “Üst Kilise” ve 18. yüzyılda yapılarak Hz. Meryem’e adanan “Alt Kilise” olarak ikiye ayrılıyor.

Ulaşım

Öncelikle Ostrog Manastırına ulaşmak biraz zahmetli. Çünkü çok yüksek bir tepeye kurulduğu için yürüyerek çıkmak imkansız. Aslında öyle demeyeyim, zamanında çıkıyorlarmış 🙂 Ancak günümüz şartlarında epey zor. İşin kötü yanı ise buraya toplu taşıma bulunmuyor! Manastırı günübirlik olarak gezip ardından Karadağ’da başka bir şehre geçeceğim için öncelikle otobüsle Niksic şehrine gelerek burada valizimi 1 Euro karşılığında emanete verdim. Ardından her 15 dakikada bir kalkan Podgorica otobüslerine binerek yaklaşık 15 km sonra Bogetici‘de indim. İndiğim yerde birkaç adet taksi bulunuyordu ve fiyat olarak 10 Euro dediler. Tek başıma olduğum için taksiye o parayı ödemek istemedim ve başladım yürümeye… Ne de olsa zamanında yürüyorlarmış 🙂

Havanın aşırı sıcak olmasından dolayı bir süre sonra artık yorulmuş ve otostop çekmeye karar vermiştim. Zaten yanımdan sürekli manastıra doğru giden arabalar geçiyordu. 1-2 denemeden sonra bir araç durdu ve beraber manastır yakınlarına kadar çıktık. Aslında yol manastırın önüne kadar gidiyor ancak bir yerden sonra para ödemek gerekiyor. Arabasına bindiğim kişiyse orada başka bir işi olduğu için daha fazla çıkmıyor haliyle ve ben araçtan inip bana söylediği kestirme yoldan manastıra doğru yürümeye başlıyorum…

Bu kestirme yolu yürümesi tam yarım saatimi aldı. Nefes nefese kalarak manastırın oraya çıktıktan sonra etrafıma bir göz attım. O kadar kalabalıktı ki, meğersem burası Balkanlardaki Ortodokslar için bir hac yeriymiş. Zaten manastıra çıkan çok sayıda araç gördüğüm için bunda bir iş var demiştim. Yani Karadağ’ın ortasında bulunan bir manastıra turist olarak bu kadar fazla kişinin gidiyor olmasını normal bulmamıştım. Meğersem olay farklıymış 🙂

Biraz dinlendikten sonra Üst Kilise’nin önünde sıra olduğunu görerek bende sıraya girdim. Neyle karşılaşacağımı ya da neyin sırası olduğunu bilmiyordum ancak böyle sıra görünce dayanamıyorum, en arkaya ben de ilişiveriyorum hep 🙂 Üst Kilise’nin sonunda bir mağara bulunuyor ve içeride bir adet piskopos var. Herkes önünde eğiliyor ve elinde tuttuğu haçı öpüyor. Bazıları ise ona dua ettiriyor. Ben tam olarak ne olduğunu anlamadığım için hemen geri çıktım zaten. Ancak bu bölümde fotoğraf çekmek yasak. Psikoposun fotoğrafını çekmeye yeltendim, ancak uyarıyı yedim. Belki de beddua etti, bilemem 😀

Küçük mağaradan koşarak uzaklaştıktan sonra yine burada bulunan Üst Kilise binasının üst katına çıktım. Orada ise freskler dışında bir şey bulunmuyor.

Fotoğraflarına bakıldığında oldukça farklı bir yere benzeyen Ostrog Manastırı sadece bunlardan ibaret. Yani buraya gelmek için özel bir sebebiniz yoksa gelinmesini tavsiye etmiyorum. Sümela Manastırını da görmüş biri olarak onunla kıyaslanamayacağını belirteyim. Eğer yolunuz bu taraflardan geçmiyorsa çok da ilgi çekici bir yer değil.

Ben buranın dönüşünde tekrar otostop çekerek bu sefer Niksic şehrine kadar gittim. 10 gidiş 10 dönüş 20 Euro taksi parası vermekten ve 3 Euro Bogetici-Niksic parası kurtuldum böylelikle. Otostop bazen candır, iyi seyahatler!