Tarih, kültür, alışveriş, yeme-içme, mimari, gece hayatı vb. bir şehirde ne olmalı diye sorarsanız hepsini bulabileceğiniz Paris, aynı zamanda dünyanın turistler tarafından en çok ziyaret ziyaret edilen şehridir. Paris’te havadan dolayı her ne kadar hasta bir şekilde gezsem ve yağmurdan dolayı bir günüm hiç olsa da, pratik bir Paris gezi rehberi hazırlamak istedim. Bu yazımda Paris’le ilgili bazı bilgileri bulabilirsiniz.
Oteller
Paris’in Tarihi
Paris’te ilk çağlarda Seine Nehri (Sen Nehri) kıyılarında Keltlerin yaşadığı bilinmektedir. Adı da MÖ 250 yıllarında “Parisii” şeklindeymiş. Ardından MÖ 52. yılda Julius Caesar tarafıdan işgal edilmiş. Uzun yıllar Roma egemenliğinde kaldıktan sonra Frak Kralı I. Clovis, 5. yüzyılda buraya yerleşerek Paris’i başkent yapmış ve burada Saint-Gervais Kilisesi‘ni yaptırtmış.
Paris bu tarihten sonra yaklaşık 500 yıl Vikinglerin saldırılarına mağruz kalarak bir bölümü tamamen yok edilmiş, ancak hiç bir zaman teslim olmamış. Ardından kendini 100 Yıl Savaşı‘nda bulmuş. 19. Yüzyıla gelindiğinde Avrupa’nın en önemli politik ve sosyal şehri olmuş.
2. Dünya Savaşında ise Hitler’in Fransa’yı ve Paris’i alması sadece 3 hafta sürmüş. Eyfel Kulesi de bombardımandan etkilenerek asansöründe arıza meydana gelmiş ve Hitler kulenin en üstüne yürüyerek çıkmak zorunda kalmış. Bazı kaynaklarda ise asansörlerin kablolarının kesildiği ve Hitler’in Eyfel’e çıkmadığı söyleniyor.
Şehiriçi Ulaşım
Paris, dünyanın en büyük metro ağlarından birisine sahip. Bu nedenle şehirde her yere metro ile ulaşmak mümkün.
Gezilecek Yerler
Gezilecek yerler bakımından olukça zengin olan Paris’te, dünyaca ünlü pek çok nokta bulunuyor. Kısa süreli kalacakların önemli şeyleri kaçırmamaları için iyi araştırma yapmalarını tavsiye ederim.
Eiffel Tower (La tour Eiffel)
Paris’te, Fransa’da ya da Avrupa’da değil; tüm dünyada en iyi bilinen yapı Eyfel Kulesi‘dir. Fransa’nın sembolü, Paris’in en büyük yapısı ve en çok ziyaret edilen (yıllık 8 milyon) yeridir. Aynı zamanda aşkın da sembolüdür. Kimilerine göre ise (en estetik) demir yığınıdır. Paris’lilere göre ise Demir Leydi‘dir.
Eyfel Kulesi, Fransız Devrimi’nin 100. yıl kutlaması için yapılacak fuara giriş kapısı olması amacıyla 1889 yılında yapılmış. Adını kuleyi yapan kişi ve firmasından yani Gustave Eiffel‘den almış. Aslında yapıldıktan 20 yıl sonra demir parçalarının sökülmesi gerekiyormuş ancak o yıllarda yüksekliğinden dolayı iletişim aracı olarak kullanılmaya devam edilmiş, günümüze kadar da ulaşmayı başarmış. Günümüzde nasılsa, yapıldığı zaman da pek çok kişi sevmiş, pek çok kişi ise nefret etmiş.
Kulenin 300 metre yüksekliği bulunuyor. Üst kısmındaki vericiler ise 27 metre uzunluğunda yani toplam yüksekliği 327 metre. Her 7 yılda bir boyandığını bilmiyordum, öyleymiş. Tahmin edebileceğiniz gibi kuleye çıkmak mümkün. Fiyatları ise çıkacağınız kata göre değişiyor.
- 2. Kat (Merdivenle): Yetişkin: 5 Euro, 12-24 yaş: 4 Euro
- 2. Kat (Asansörle): Yetişkin 9 Euro, 12-24 yaş: 7 Euro
- Zirve (Merdiven + Asansör): 2. kat için ödenen para + 6.50 Euro şeklinde ve herkes için. Yani ilk iki katı yürüyerek, en üste asansörle çıkma ücreti (zirveye giden merdiven yok 😀 )
- Zirve (Asansör + Asansör): Yetişkin: 15.50 Euro, 12-24 yaş: 13.50 Euro.
şeklinde. 04-11 ve engelli kişiler için fiyatlar biraz daha düşük. Tavsiyem çıkacaksanız en üstüne çıkın ya da hiç çıkmayın. Evet, ben çıkmadım 🙂
Eyfel kulesine en yakın metro durağı Trocadero‘dır (M6 ya da M9). Bu durakta indikten sonra tabelalarda zaten Eiffel yazdığını göreceksiniz, bunları takip ederek ulaşabilirsiniz. Metrodan çıkacağınız yer “Trocadéro Gardens” yani kuleyi en güzel gören yer olacak.
Parc du Champ de Mars
Bu bölge Eyfel Kulesi ile Askeri okul arasında kalan oldukça geniş bir park. Çimlerinde uzanıp Eyfel’i seyredebilir ya da yaratıcı fotoğraflar çekmeye çalışabilirsiniz.
Musée Rodin (Rodin Museum)
Eyfel’e son bir kez baktıktan sonra sıradaki durağım Rodin Müzesi oldu. Yani dünyanın en ünlü heykeltraşlarından biri olan Auguste Rodin‘in son yaşadığı mansiyonda yaptığı ünlü heykellerini görmek. Rodin’in en ünlü eserleri; The Thinker, The Kiss ve The Gates of Hell.
Askeri Müze ve Napolyon’un Mezarı / Musée de l’Armée
Müze oldukça güzel düzenlenmiş ve oldukça geniş bir koleksiyonu bulunuyor. 1. ve 2. Sünya Savaşı ayrı bir binada, şövalye kıyafetleri ayrı bir salonda, Fransa’nın tarihiyle ilgili şeyler ayrı bir binada tutuluyor gibi… Paris’te mutlaka ziyaret edilmesi gereken bir yer bana sorarsanız.
- Sony Alpha DSLR-A390
- ƒ/8
- 22.0mm
- ISO 400
- 1/0.2
Müzeye giriş fiyatı 9.50 Euro, öğrenci 7 Euro ama isic kartı işe yaramıyor. İlla AB üyesi ülkesi öğrencisi olmamız gerekiyormuş. Neyse, mutlaka ziyaret edin diyorum.
Champs-Elysées ve Arc de Triomphe
19. yüzyıldan itibaren Paris’in sosyal ve eğlence merkezi haline gelen Şanzelize Caddesi üzerinde pek çok cafe, restoran, popüler markaların mağazaları bulunmaktadır. Açıkçası ben beğenmedim, daha doğrusu farklı bir şeyler bekliyordum sanırım. Çünkü Paris özellikle caddeleriyle meşhur bir şehir. Yani bunun kadar geniş olmasada şehirde çok sayıda cadde bulunuyor. Bu nedenle beklentinizi bi tık düşürün derim.
Şanzelize’nin en ucunda dünyanın en ünlü Zafer Tak’ı bulunur. Alanında dünyanın en büyüğü olup, Napolyon tarafından 1836 yılında yaptırılmıştır.
…
Bu 3 nokta Paris’te yalnızca bu kadar gezebildiğimin ifadesi. Evet, maalesef ilk günümü çok güzel bir şekilde kapattım ancak ikinci günümde sağanak yağan yağmurdan dolayı hiçbir yere gidemedim. Aslında gittim ancak herşeyin önünde metrelerce kuyruk vardı, hiçbir yere giremeyip hostele geri döndüm. Öğleden sonra tekrar çıktım, bu sefer her yer daha beter kalabalık. O günümü mecburen hostelde geçirdim. Ertesi gün ise 1 Mayıs olduğu için zaten her yer kapalıydı. O nedenle fazla bir şey yapamadım Paris’te 🙁 Ancak 3 günlük planım hazırdı. Bunu sizinle aşağıda paylaşıyorum.
Musée du Louvre
Louvre müzesi, dünyanın en büyük müzesi olma özelliğinde. 1527 yılında King François I tarafından kurulmuş. Ortada bulunan cam piramitler ise 1989 yılında yapılmış. Bugün antik, resim, çizim ve heykel olmak üzere 35 Bin eser sergileniyor. Çok fazla şey göreceğimi düşünerek mutlaka gör listemi de yapmıştım; Venus de Milo, The Turkish Bath, The Card Sharper, The Lacemaker, Winged Victory of Samothrace, Mona Lisa ve the Virgin of the Rocks.
Not: Ucu bucağı gözükmeyen bir kuyrukta beklememek için bileti internetten almanızı tavsiye ederim. louvre.fr adresine bakabilirsiniz. Bilet aldığınız taktirde bile yarım saat online bilet alanlar kuyruğunda bekleyeceksiniz, söyleyeyim 🙂
– Tuileries Garden: Müzenin çıkışında bulunan bu parkta dinlenecektim.
– Notre Dame Cathedral: Buna zaten gittim, yazıya eklediğim ilk fotoğrafın olduğu yer ancak içine giremedim, çünkü kuyruk vardı. 1163 yılında yapılmış. Aynı zamanda kulesine de çıkılabiliyor (8 Euro).
– Luxembourg Gardens: Bu parka gidip blog yazacaktım. Paris’in en büyük 2. parkı.
– The Pantheon: Voltaire, Rousseau, Emile Zola, Victor Hugo, Marie Curie ve Alexandre Dumas burada gömülü. Fotoğraflarına baktım birazcık, Roma‘da bulunan Pantheon ile aynı 🙂
– Sen Nehrinde tekne turu: Bunu da yapamadık.
– Musée d’Orsay: Sanat müzelerine pek ilgi duymasam da burası oldukça popüler. Zamana göre ziyaret edecektim.
– La Defense: Maslak’ta çalışmış biri olarak burayı da merak ediyordum. Paris’in plazaları ve iş merkezleri burada yer alıyor.
Evet, maalesef Paris hakkında söyleyeceklerim bu kadar. Ama interrail seyahatim devam ediyor, belki burada bitiririm diyerek Paris’e veda ediyor ve Barcelona treninde bu yazıma son noktayı koyuyorum. Tekrar görüşelim Paris!
Paris'te:
-
Gezilecek Yerler
-
Ucuzluk
-
Güvenlik
-
Yerli Halkın İngilizce Seviyesi
-
Ücretsiz Wi-Fi Olanakları
-
Gece Hayatı
-
Kaç Gün Kalınır?
-
Tekrar Gidilir Mi?
-
Yeme-İçme
Özet
Paris'ten ne yazık ki hasta olduğum ve yağmur yağdığından dolayı tam olarak istediğim gibi gezemeden ayrılmak zorunda kaldım. Dünyanın turistler tarafından en çok ziyaret edilen şehrini zaten övmeme gerek yok 🙂
1 Yorum
Çok yararlı oldu. Bir yere gitmeden önce mutlaka bakıyorum. Teşekkürler 🙂