Sevilla denilince aklıma nedense hep 2008 yılı Şampiyonlar Ligi’ndeki o tarihi maç geliyor. Evet, 3-2 biterek uzatmalara giden ve penaltılarla kazandığımız o maç. Tarihimizde yakaladığımız en büyük başarı… Valencia’dan trenle “Sevilla Santa Justa” tren istasyonuna gelirken de aklımda hep o tarihi maç vardı. Tren istasyonuna geldim, en yakın metroya yürürken o da ne? Sol tarafta Roman Sanchez Stadyumu. Dönüp şöyle bir baktım, demek Deivid o 2 golü burada atmış, Edu penaltıyı burada kaçırmış, Volkan maçta 2 hatalı gol yemiş ancak penaltılarda 3 topu da çıkarmayı başarmıştı. İçimden Fenerbahçe diye bağırmak geldi ancak pek mümkün değildi, çünkü o gün Sevilla’nın Fiorentina ile UEFA yarı final maçı vardı (3-0 kazandılar sonucunda). Stadyum çevresi epey kalabalıktı, gördüğüm kadarıyla Sevilla’nın taraftarı da epey fanatik… Neye, Bu da böyle bi anımdı 🙂 Bu yazımda Sevilla’da gezilecek yerleri ve yapılacak şeyleri okuyabilirsiniz.
Oteller
O kadar bahsettim. Bence önce o maçı hatırlayalım, gezilecek yerler kolay 🙂
Video açılmazsa Buraya tıklayabilirsiniz.
Sevilla Hakkında
Sevilla, İspanya’nın Barcelona, Madrid ve Valencia‘dan sonra en büyük 4. şehridir. MÖ 2. yüzyılda (Roma döneminde) “Hispalis” adıyla kurulmuş. Roma İmparatorluğu’nun çöküşünden sonra önce Vandalların daha sonra Vizigot‘ların eline geçmiş. 711 yılından sonra ise Müslümanların tarafından alınarak şehre İşbiliye adı verilmiş ve İspanya’da ki müslüman topraklarının başkenti olmuş.
1247 yılında ise Kastilya ve Leon Kralı III. Ferdinand tarafından fethedilmiş. Bu dönemden sonra Moorish (Mudéjar) yani Müslüman mimarisiyle yeni binalar inşaa edilmiş.
Gezilecek Yerler
Sevilla’da gezilecek 2 önemli yer; Sevilla Katedrali ve Alcazar Sarayı‘dır. Bunun dışında aldığım şehir haritasında 83 adet gezilecek nokta bulunuyordu. Aşağıda Sevilla’da gezilecek önemli yerleri bulabilirsiniz. Ben buraları gezmek için bir buçuk günümü ayırdım.
Seville Cathedral
Sevilla Katedrali, 1519 yılında, aynı bölgede 13. yüzyıldan kalma bir cami yıkılarak onun yerine yapılmış. Yapıldıktan sonra dünyanın en büyük Hristiyan kilisesi olmuş ve İstanbul’da bulunan Aya Sofya’nın 1000 yıllık dünyanın en büyük kilisesi olma ünvanını elinden almış. Şu an Vatikan’da bulunan St. Peter ve İngiltere’de bulunan St. Paul katedrallerinden sonra dünyanın en büyük 3. katedralidir.
Mimari olarak ise dünyanın en büyük Gotik katedralidir. Kristof Kolomb’un Amerika’yı keşfettikten sonra oradan getirilen altınlar, bu katedralin yapımını oldukça hızlandırmış ve yapımında 2 ton altın kullanılmış.
Kristof Kolomb Kimdir?
Hepimiz tanıyoruz gerçi ama 1451 yılında Cenova’da doğmuş. Gençliğinde önemli bir ticaret şehri olan Cenova’da, Hindistan ve uzakdoğu ülkelerinden gelen malların ticaretini yapıyormuş ve o dönem dünyanın yuvarlak olduğunu düşünen insanlardan biriymiş. Uzakdoğudaki malların batıya hızlı ve güvenli yoldan getirmenin yolunu ararken, daha da batıya giderse Hindistan’a ulaşabileceğini düşünmüş. Bu konuda maddi destek için pek çok ülke ile görüşmüş ki yanılmıyorsam Osmanlı Devleti de onlardan biridir. Ancak hiçbir ülke bu fikre sıcak bakmamış. Taa ki 7 yıl sonra İspanya Kralı Fernando ve Kraliçesi Isabella‘nın onu tekrar çağırana kadar.
Kolomb, Amerika kıtasına ulaşmış ancak yeni bir kıta keşfettiğinin farkına varmayarak, Hindistan’a ulaştığını düşünmüş. Tabi asıl amaçlarından biri de Hristiyanlığı yaymakmış. Keşiften döndükten sonra birkaç sefer daha yapmış ve Sevilla’yı oldukça zenginleştirmiş. 1506 yılında ise 54 yaşındayken kalp krizi sonrası hayatını kaybetmiş. Yukarıdaki mezar tarihinde pek çok kez yer değiştirmiş ve en son 1898 yılında bu katedrale konulmuş. Katedralin içerisinde Kolomb’un dışında oğlu Ferdinand Kolomb ve III. Fernando’nun da mezarları bulunuyor..
Aynı zamanda katedralin çan kulesine (La Giralda) çıkılabiliyor. Bu kule, burada bulunan cami yıkılmadan önce onun minaresiymiş ve katedral yapıldıktan sonra ona dahil edilmiş.
Sevilla’nın sembolü olan ve UNESCO listesinde bulunan katedrale giriş fiyatı tam 9 Euro, öğrenci 4 Euro. Kuleye çıkmak için 34 rampa çıkmak gerekiyor.
Real Alcazar
Sevilla Kraliyet Sarayı, 14. yüzyılda şehir müslümanların elindeyken Moorish mimarisiyle yapılmış, Hristiyanların eline geçtikten sonra yenilenmiş. Üst katı günümüzde hala İspanya Kraliyet Sarayı olarak kullanılmaya devam ediyor ve bu özelliğiyle Avrupadaki en eski yönetim yeri olma özelliğinde. 1987 yılında ise UNESCO listesine alınmış..
Zihninizde canlandırabilmeniz için burayı Topkapı Sarayının biraz daha küçük hali gibi düşünebilirsiniz. Her gelen Kral kendi adına yeni bir oda, avlu, bahçe vb. yaptırtmış. Zaten gezerken kimin kullandığı ya da kimin yaptırdığıyla değil, iç dekorasyon ve mimarisiyle ilgileniyorsunuz 🙂 Gerçekten müthiş bir mimarisi var.
Aynı zamanda Game of Thrones dizisinin 5. sezonu da bu sarayda çekilmiş. Dorne Krallığı‘nda bulunan “Water Gardens” burası oluyor.
Açıkçası ziyaretim sırasında hangi sahnelerin nerede çekildiğini bilemediğim için, daha doğrusu 5. sezon henüz yayınlanmadığı için her yerin fotoğrafını çektim Yayınlandıktan sonra bu bölümü güncellerim, ziyaret edecekler kaçırmaz 🙂
Fotoğrafta gördüğünüz gibi saray içerisinde çok fazla bölüm var ve sağ tarafta bahçeler bulunuyor. Tahminime göre sarayın 2 katı kadar alanı kaplıyor bu bahçeler 🙂 Ziyaret edecekler için Alcazar’a giriş fiyatı tam 9.50 euro, öğrenci 2 euro. Evet, ben 2 euro ödedim 🙂 Ayrıca fotoğrafta kırmızı olan kısım şu anda sarayın resmi olarak kullanılan bölümü ve oraya giriş fiyatı ekstra 4.50 Euro ve bir not; sabahın ilk saatlerinde gitmenizi tavsiye ederim (9:30’da açılıyor).
General Archive of the Indies
Sevilla Katedrali ve Alcazar Sarayının tam ortasında bulunan bu bina 1572 yılında yapılmış. 1785 yılından sonra da tüccarların kayıtlarının tutulduğu yer haline getirilmiş. Bugün içerisinde 43 bin kitap ve bu kitaplarda 80 milyon sayfalık kayıt bulunuyor.
Kötü haber; içerideki açıklamaların ve sergide yazan herşey İspanyolca. Bu yüzden hiçbir şey anlamadım. Güzel haber, giriş ücretsiz 🙂
Museo del Baile Flamenco
Flamenko, İspanya’nın halk dansıdır. Tarihi kesin olmasada bu konuda ilk olarak 1774 yılında yazılı belgeler bulunmuş ve bunlar da Sevilla’ya aitmiş. Yani Flamenko’nun anavatanı olarak Sevilla gösteriliyor ve haliyle bunun da müzesini yapmışlar 🙂 Bu müzede akşam 5, 7 ve 10’da flamenko şovları düzenleniyor. Giriş fiyatı 15 Euro ve önceden rezervasyon yapılması gerekiyor. Ancak bir not, Sevilla’da akşamları pek çok flamenko şovunun olduğu restoran bulabilirsiniz, hatta sokaklarda bile bu gösterilere denk gelebilirsiniz.
Metropol Parasol
Yukarıdan bakıldığında mantara benzeyen bu yapı, dünyanın en büyük ahşaptan yapılmış yeriymiş. 2011 yılında yapılmış ve 4 kattan oluşuyor. En alt katı “Antiquarium” müzesi yani antik Roma döneminden kalma bazı eserlerin sergilendiği bölüm, 1. kat pazar yeri, merdivenlerin olduğu yer bazı etkinliklerin yapıldığı yer ve en üstü ise panaromik teras (ayrıca restoran). Açıkçası hayatımda gördüğüm en anlamsız şeylerden birisi 🙂 Ancak bulunduğu bölge şehrin en kalabalık yerlerinden.
Plaza de Toros
İspanya’da görmeye alıştığım ve artık bana ilginç gelmeyen bir boğa güreşi arenası. 1749 yılında yapılmış. Nisan fuarında dünyanın her yerinden gösterileri izlemeye insan geliyormuş. Normal zamanda müzesi dahil tur ile gezilebiliyor.
Plaza de España (Spanish Square)
İspanya’da tüm şehirlerde Plaza de Espana yani İspanyol Meydanı adında meydanlar bulunmaktadır ancak Sevilla’da bulunan bu meydan içlerinde en popüler olanı.
İlk olarak 1929 yılında Sevilla’da düzenlenecek fuar için yapılmış. Günümüzde ise devlet daireleri bulunuyor. Ay şeklinde mimarisi, geniş meydanı ve önünde bulunan parkı ile Sevilla’nın en önemli yerlerinden birisi.
Ayrıca burada pek çok dizi ve film çekimi yapılmış. En popüler olanlar; Star Wars (The Phantom Menace, Attack of the Clones), Lawrence of Arabia ve The Dictator filmleri..
Küçük bir not, Maria Lusia Park’ı da ziyaret ediniz.
Sevilla’da gezdiğim yerler, daha doğrusu ekleme gereği duyduğum şeyler bunlardı. Eski Tobacco Fabrikası, Sevilla Üniversitesi, Triana Köprüsü, Arkeoloji Müzesi vb. var ancak anlatmaya gerek yok sanırım 🙂 Gezi için yukarıda yazdıklarım sanırım yeterli. Kalan zamanınızı katedral çevresinde ya da Triana bölgesinde geçirebilir ya da 15 Euro’ya tekne turu yapabilirsiniz 🙂 Sonraki yazımda (Granada) görüşmek üzere.
Sevilla’ya seyahat edeceklere şimdiden iyi tatiller diliyorum…
Sevilla'da:
-
Gezilecek Yerler
-
Ucuzluk
-
Güvenlik
-
Yerli Halkın İngilizce Seviyesi
-
Ücretsiz Wi-Fi Olanakları
-
Gece Hayatı
-
Kaç Gün Kalınır?
-
Tekrar Gidilir Mi?
-
Yeme-İçme
Özet
İspanya seyahatinin olmazsa olmazlarından birisi olan Sevilla ile ilgili gezi notlarım.
5 Yorum
Merhaba yazılarınız okudum ve merak ettiğim bir konu var. Barcelona veya Madrid’ten Endülüs’e(sevilla,granada vs) ulaşım nasıl gerçekleştirebiliriz? Siz nasıl gittiniz? Günübirlik için ulaşımı en hızlı nasıl sağlarız ve yol ne kadar sürüyor? En yakın Barcelona dan mı? Madrid’ten mi? Kafam karıştı fazlasıyla. Tecrübeleriniz paylaşırsanız notlarıma eklemem gerekli. Teşekkür ederim.
Selamlar. Ben Barcelona’dan gitmiştim. Hızlı tren ile ortalama 4-5 saat sürüyor diye hatırlıyorum ancak hızlı tren bileti epey pahalı olabilir. Bende interrail bileti olduğu için fiyatı çok uygundu. Ayrıca Madrid’den daha hızlı ulaşabilirsin 🙂
Teşekkürler 🙂
teşekkürler çok güzel hazılanmış bir tanıtım yazısı.buraları görmüş kadar oldum
.
mükemmel bilgiler için çok teşekkürler