Stari Bar (Karadağ)

Adını ilk kez duyulduğumda “öyle bir şehir mi varmış” dedirten Karadağ’ın Bar şehri, topraklarında 2500 yıllık dünyanın en eski zeytin ağaçlarına ve 9. yüzyıldan kalma kaleye sahip bir şehir. Karadağ’a gelen pek çok turistin mutlaka uğradığı old town bölgesi yani Stari Bar ile ilgili bilgileri bu yazımda bulabilirsiniz.

Bar Hakkında

Öncelikle Bar şehri adını İtalya’da bulunan “Bari” şehrinden almaktadır. Bu şehrin Karadağ için önemi İtalya ve Yunanistan’a giden/gelen gemilerin burada bulunan limandan kalkıyor olması. Yani Bar şehri, Karadağ’ın deniz yoluyla dünyaya açılan kapısı. Turistler için ise zeytin ağaçları ve tarihi kale, Bar şehrini günübirlik olarak ziyaret etmek için büyük bir sebep.

Stari Bar Kalesinden Bar Şehri

Bar şehrine Ulcinj‘den otobüsle yarım saatlik bir yolculuk sonunda ulaştım. Burayı günübirlik olarak gezip, akşam üzeri başkent Podgorica‘ya devam edeceğim için otogarda iner inmez ilk işim sırt çantamı koyacak bir yer bulmak oldu. Şanslıydım çünkü Bar otogarında bagaj emanet bölümü bulunuyordu ve 1 euro vererek çantamı emanete bıraktım. En büyük dertten kurtulduktan sonra ilk işim hemen Podgorica’ya gidecek otobüs saatlerini öğrenmek oldu. Bu önemli çünkü ona göre kendimi ayarlayarak geriye dönecektim.

Bar otobüs terminali ile Stari Bar arası 3 kilometre. Ben yürümeyi sevdiğim için yürüyerek bir saatten uzun sürede ulaştım. Aslında normal şartlarda benim için yarım saatlik yol ancak hava çok sıcaktı. Hani bizim klasik ağustos sıcağı dediğimiz şey varya, işte o tarz bir şeydi. Bir de üzerine yokuş yukarı çıkmak eklenince birkaç kez mola vermek zorunda kaldım. Ancak siz öyle yapmayabilirsiniz, şehir merkezinden Stari Bar’a giden otobüsler var. Ben bunu tahmin ediyordum ancak “hemen gelmeyebilir, boşuna beklemeyeyim” diyerek pek önemsemedim. Dönüşte yanımdan her 5 dakikada bir otobüs geçtiğini görünce şaşırdım. Eğer toplu taşıma kullanmak isterseniz şehirde yaşayan yerli halktan bilgi alabilirsiniz.

Stari Bar Kalesi

Gelelim Stari Bar’a.. Stari Bar, “Londsa” adında bir tepenin üzerine kurulmuş. Burada bir adet kale ve çevresinde yerleşim yerleri bulunuyor. Sanırım baştan belirtmem gerekiyor, 1979 yılında yaşanan Karadağ depreminden sonra buradaki kale ve yerleşim yerleri epey zarar görmüş. Bölgede yaşayan insanların çoğu ise evini terkederek şehir merkezine yerleşmişler. Ancak daha sonraları bazı aileler yaşadıkları evlere tekrar geri dönmüşler.

Dükkanlar..

Açıkçası kaleye ulaşana kadar beklentim pek yüksek değildi ancak kalenin önüne doğru yaklaştıkça sağlı sollu restoranları, cafeleri ve hediyelik eşya dükkanlarını görünce çok şaşırdım. İlk düşündüğüm şey “demek burayı epey turist ziyaret ediyor olmalı” oldu ve gerçekten de o şekilde, kaleyi gezmeye gelen çok sayıda turist vardı.

Restoranları hızlı bir şekilde pas geçtikten sonra direk kaleye çıktım. Kaleye giriş fiyatı 2 Euro, öğrenciler için 1 euro. Yanımda öğrenci kimlik kartım (isic kartı) olduğu için 1 Euro ödeyerek biletimi aldım ve içeri girdim.

Karadağ Bayrağı

Kalenin en güzel yanı ziyaretçi dostu olması. Yani içeride yönlendirici oklar bulunuyor ve okları takip ederek kaleyi geziyorsunuz. Bu çok güzel bir şey çünkü kale içerisinde kaybolmuyor ya da “şurayı gezdim mi, buradan daha önce geçmiştim” gibi şeyler düşünmek zorunda kalmıyorsunuz. Okları takip ederek tüm kaleyi dolaştıktan sonra, tekrar bilet gişesinin yanından geçip kaleden çıkıyorsunuz. Bu benim çok hoşuma gitmişti 🙂

Su kemeri

Stari Bar Kalesi, 9. yüzyılda şehir Bizans’ın elindeyken yapılmış ve devam eden yüzyıllarda kaleyi Venedik, Sırbistan Krallığı ve Osmanlı İmparatorluğu kullanmışlar. Kale her ne kadar tarihinde pek çok kez kuşatılmış olsa da, Osmanlı’nın elindeyken 1878’de yani Balkan Savaşları sırasında büyük bir kuşatmaya mağruz kalmış ve kalenin komutanı İbrahim Bey kaleyi çok iyi bir şekilde savunmuş. Ancak devam eden kuşatma esnasında fotoğrafta gözüken kalenin su kemerine yaklaşık 225 kiloluk patlayıcı yerleştirerek patlatılmış. Sonucunda birkaç gün sonra kale “susuz” kaldıktan sonra İbrahim Bey teslim olmak zorunda kalmış. Ardından ise Bar şehri Karadağ’ın bir parçası hale gelmiş.

Müze

Kale içerisinde bulunan bu küçük müzede, kalenin kullanıldığı dönemde burada kullanılan bir takım eşyalar sergileniyor.

Cami Kalıntıları

Depremden sonra ne yazık ki kale içerisindeki pek çok şey yıkılmış. Birisi de yukarıdaki cami. Ancak fotoğrafta gördüğünüz gibi caminin mihrabı olduğu yerde duruyor. Fotoğrafta gözüken ok işareti ise yazımın başında bahsettiğim ziyaretçilerin yönünü kaybetmemesi için kale içerisinde bulunan yönlendirme oklarından birisi.

Saat Kulesi
Burada da eskiden bir kilise varmış..
Lapidarium
Lapidarium - Osmanlıdan kalma yazıtlar

Lapidarium’un tam Türkçesini bulamadım ancak arkeolojik kazılarda bulunan parçaların sergilendiği yerlere verilen isim. Yani kale tarihinde bulunan pek çok yazıt ve kitabe burada sergileniyor.

Bar Kalesi

Stari Bar ile ilgili anlatacaklarım bu kadar. Kaleyi gezmek yaklaşık iki saatimi aldı. Gezimim ardından ise çevrede bulunan restoranlardan birine giderek birşeyler yedim, sonrasında yine aynı civarda bulunan bir cafede kahve içtim. Toplam 4 saatin ardından ise yavaş yavaş hediyelik eşya dükkanlarına bakarak tekrar otogara döndüm ve günübirlik Stari Bar gezim bu şekilde sona ermiş oldu.

2500 yıllık zeytin ağaçları ise şehrin çeşitli yerlerinde bulunuyorlar. Önlerinden geçerken zaten etrafında korumalıkların olduğu ağaçlar göreceksiniz. İşte onlar zeytin ağaçları oluyorlar. İlginizi çekerse artık 🙂 İyi seyahatler!

Yorum Yaz

Yorumlar

tülay
19 Haziran 2016

Teşekkürler, bu gezimde doğu şehirleri yerine ; güney / güney batı, belki tara kanyonu ve bosna hersek planlıyoruz.