Prontotur ile Büyük İtalya Turu

İlkler unutulmazmış derler, doğru. Bende hayatımdaki ilk yurtdışı seyahatimi 5-12 Temmuz 2013 tarihleri arasında Prontotur aracılığıyla İtalya’ya yapmıştım. Aslında böyle bir yazı yazmayacaktım ancak bu konuda neler yapılması gerektiği, dikkat edilmesi gereken ve uzak durmanız gereken şeyleri içeren bir yazı hazırlamak istedim.

Öncelikle Prontotur ile aramda herhangi bir bağ olmadığını ve reklam yapmadığımı belirteyim. Tek amacım yaşadığım deneyimi aktararak, size İtalya turları hakkında bilgi verebilmek. Yazıyı okurken tur firması adına takılmamanızı, genel olarak İtalya turları hakkında bilgi verdiğimi unutmayın.

Giriş

Eğer İtalya’ya tur ile gitmeye karar vermişseniz, tur şirketi seçme konusunda oldukça zorlanırsınız. Bende bu konulardan fazla anlamadığım için 3 farklı büyük tur firması ile görüşmüş ve hepsinden fiyat almıştım. Ancak sorun şuydu; gerek tur güzergahı, gerekse fiyatı üç firmada da aynıydı. Yani neye göre karar vereceğimi bilememiş ve internette araştırmıştım. Ancak internette de üç şirket ile ilgili ilgili çok sayıda şikayet bulunuyordu. Yani birisi memnun kalmışsa, diğeri kalmamış olabiliyordu. Bu durum ise kafamı dahada karıştırmıştı. Çünkü herşey aynıydı 🙂

Ve sonunda bir seçim yapmak durumunda kaldım. İtalya turu için Prontotur’u seçtim. Özel bir sebebi yok, sadece birini seçmem gerektiği için seçmiştim. Çünkü söylediğim gibi hepsi aynıydı. Ancak küçük bir detay vermek gerekirse, tur hakkında bilgi almak için gittiğim üç şirkette, en çok yardımcı olan Prontotur olmuştu. Bu durum her ne kadar müşteri temsilcisi ile ilgili olsa da, kafamdaki tüm sorulara cevap verdikleri için bir adım öne çıkmışlardı. Size de tavsiyem odur. Görüştüğünüz kişi size ne kadar yardımcı oluyorsa, o tur firmasını seçiniz.

Artık seçimimi yapmış ve seyahat öncesinde gerekli olan şeylere sıra gelmişti. Önce 2 yıllık pasaport çıkardım. Bu konuda çevremdeki arkadaşlarım bana 10 yıllık çıkarmam gerektiğini söyleseler de, paraya kıyıp 10 yıllık almadım ve devamında ise epey pişman oldum. Çünkü İtalya’dan sonra epey ülke gezdim ve sonradan tekrar pasaport çıkarmak durumunda kaldım. Eğer yeni bir pasaport alacaksanız, biraz daha fazla para verip 10 yıllık almanızı öneririm.

Pasaportum 1 hafta içerisinde geldi. Onu çıkarması çok kolay. Sırada ise İtalya vizesi vardı. Onu da Prontotur aracılığıyla aldım. Evraklar konusunda vs. yardımcı oldular ve 8 günlük tur için 10 günlük Schengen vizemi aldım. Ancak vizenin çıkıp çıkmama olayının aracı kurum ya da tur şirketinin elinde olmadığını belirteyim. Tabi tur ile gidiyorsanız, vize çıkmama ihtimali %1 gibi bir şey. O konuda da içiniz rahat olsun.

Pasaport ve vize işlerini hallettikten sonra sıra tur gününü beklemeye gelmişti. Katılacağım turun adı 8 günlük Büyük İtalya Turu’ydu ve Napoli’den başlayıp, Cenova’da bitiyordu.

Seyahat tarihim geldi ve İstabul Atatürk havalimanına giderek beklemeye başladım. Ancak heyecandan ve ne olur ne olmaz diyerek 4 saat erken gitmiştim 🙂 Havalimanlarında tur şirketlerinin küçük standları oluyor. Bunların nerelerde olduğunu, information’a sorarak öğrenebilirsiniz. Standın önünde beklerken yanıma bir çift geldi ve onlarla konuşmaya başladık.

Gelen kişilerde benim gibi İtalya turuna katılacaklardı. Sonradan ne oldu biliyor musunuz? O çiftten bayan olan kişi, Ankara’da benim felsefe öğretmenim çıktı! Lisedeyken bir sene öğretmenim olmuştu ve Facebook’ta arkadaştık. Ancak aradan 7 sene geçmiş ve haliyle ne o beni, ne de ben onu ilk görüşte tanıyamamıştık. Uçak saatini beklerken eski günleri yad ettik ve dünyanın ne kadar küçük olduğundan bahsettik 🙂 Yani ben İstanbul’dayım, o Beypazarı/Ankara’da benim 1 yıl öğretmenim olmuş, aynı gün ve saatte, birbirimizden haberimiz olmadan, aynı şirketin turuna katılmıştık.

Böylesi bir tesadüf benim için iyi olmuştu çünkü yalnız gidecektim ve tanıdığım hiç kimse yoktu. Tabi öğretmenimle karşılaşana kadar. Sonrasında tur boyunca beraber gezdik, epey de eğlenceliydi 🙂

Uçak saati yaklaşınca tur standı önündeki kalabalık arttı ve tur rehberi geldi. Herkese adının yazılı olduğu küçük birer zarf dağıttı. İçerisinde tur güzergahı olan bir kağıt, bilgilendirme yazıları, uçak bileti vb. gibi bazı şeyler vardı. Sonrasında herkes check-in kontuarına giderek valizini uçağa verdi.

Sonrasında ise uçuş saati geldi ve sonunda Napoli’deydim!

1. Gün – İstanbul > Napoli

Napoli Havalimanına indik, pasaport kontrolünü geçtik ve tur rehberi bizi elinde Prontotur yazan bir kağıtla bizi karşıladı. Ardından sayım yaptı ve hep beraber dışarıda bizi bekleyen otobüse bindik. Bu otobüs önemli çünkü 8 gün boyunca bu otobüsle geziyor olacaksınız. Otobüs ile Napoli şehir merkezine doğru ilerlerken, tur rehberi otobüs içerisinde ki mikrofonu eline alarak kendini tanıttı ve tur programı hakkında bilgi verdi. Ardından Napoli’den bahsetti.

Napoli hakkında bilmeniz gereken 2 önemli şey, 1- Şehirde kayıtdışı ekonominin ve kaçakçılığın (uyuşturucu vb.) çok fazla olduğu, 2- Bu şehirde trafik sigortası ve kaskonun olmayışı. Evet, şehirdeki şoförlerin çok kötü araba kullanmalarından dolayı, hasarsız bir araç bulunmuyor. Yani gördüğünüz her 10 araçtan 7’sinin mutlaka bir tarafı dökük. Girilmesi ya da çıkılması imkansız olan boşluklara Napolili’ler girermiş. Bu nedenle Napoli’de kasko ya da trafik sigortası yokmuş.

Şehir merkezine geldikten sonra yaklaşık 2 saatlik serbest zaman verdi rehber. O zaman Napoli hakkında çok fazla bilgi sahibi olmadığım için biraz meydanda dolandım ve sahil tarafına indim. Şimdi olsam neler yaparım orda neler 🙂 Ardından tekrar otobüse bindik ve rehber anons yaptı. “Pompeii’ye gideceğiz, ardından akşam yemeği için ise Sorrento’ya geçilecek. Her ikisine de gelmek istemeyen var mı?” diye.

Bu tarz sorular çok kilit sorulardır. “Gelmek istemeyen” diye sorduğu için birkaç kişi el kaldırdı ve rehber onlara Napoli’de konaklanacak otelin adresini verdikten sonra, taksiye bindirerek gönderdi. Eğer tam tersi, “Gelmek isteyen var mı” diye sormuş olsaydı, bu sefer gitmek isteyen birkaç kişinin el kaldıracağını düşünüyorum.

Neyse, daha önce bize söylenen tur programında Sorrento yoktu. Gittiğime pişman olmadım ancak rehber tarafından bunun gibi ek turlar yapılabiliyor. Tabi bedava olmuyor. Ekstra Pompeii turuna ek olarak 30 Euro’da Sorrento için ödemiştik. Bunun farkı bir versiyonunu da yazının devamında okuyabilirsiniz.

Unutmayın, şu an araştırmanızı yaparken “ekstralara katılmam” diye düşünüyor olabilirsiniz, ancak seyahatiniz sırasında bunların çoğuna (belki hepsine) katılacaksınız. Çünkü o an her şeyin fiyatı ucuz geliyor insana ve “amaaan bir daha ne zaman İtalya’ya geleceğiz, gelmişken gidelim” diyorsunuz 🙂 Seyahat öncesi düşüncelerinizin pek önemi olmayabiliyor.

Burada şundan bahsedeyim. Napoli’ye gidipte Pompeii’ye gitmek olmaz. Hakkında bir çok fazla filmler çekilen, kitaplar yazılan o efsanevi antik şehre mutlaka gitmenizi öneririm. Sorrento ise kişiye bağlı (tabi düzenlenirse ve paranız varsa).

2. Gün – Napoli > Roma

Napoli’de ilk gecemizde otele gece 1 sularında girmiştik. İlk günümüz olduğu ve gece geç geldiğimiz için 2. gün sabah 9’da yola çıktık. Normalde şehir değiştirirken 9’da hareket etmek oldukça geç bir saat. Çünkü gideceğiniz şehirde, rehber sizi serbest bıraktıktan sonra kendi saatinizden yiyeceksiniz. Yani eğer 7’de yola çıkmış olsaydık, Roma’da rehber bizi 2 yerine 4 saat serbest bırakacaktı gibi düşünebilirsiniz. Onun için biraz daha uyayım, yola geç çıkalım gibi triplere girmemenizi öneririm. Olabildiğince erken yola çıkarttırın herkesi 🙂

Roma’ya geldikten sonra ilk işimiz otobüsle şehir turu atmak oldu. Ardından Vatikan’da ki St. Pietro Katedrali‘ni gezdik. Tabi çok kalabalıktı ve içeriye girebilmek için bir buçuk saat güneşin altında beklemek zorunda kalmıştık. Roma’ya 2 sene sonra tekrar gittim ve ne göreyim? “Skip the line” adında tur satan kişiler var. Yani 20 Euro ödüyorsunuz ve sıra beklemeden direk içeriye giriyorsunuz. Tabi tur şirketi o parayı vermediği için mecburen sıcakta beklemiştik (detaylar için Roma Gezi Rehberi).

Katedrali gezdikten sonra tekrar otobüse binerek Roma şehir merkezinde bulunan önemli yerleri (İspanyol merdivenleri, aşk çeşmesi vb.) yürüyerek gezdik.

Gezi bitiminde otele geçtik, yakınlarda ki McDonald’s da birşeyler yedikten sonra akşam üzeri Roma şehir merkezine tekrar geldim. Gece 1’e kadar takıldıktan sonra otele geri döndüm.

Bir hatırlatma daha. Gideceğiniz şehir ne olursa olsun, aksi belirtilmedikçe konaklayacağınız oteller her zaman şehir merkezinin epey dışındadır. Bazen bir, bazen ise iki otobüse binerek şehir merkezine gitmeniz gerekir.

3. Gün – Roma

3. günümüzde serbest zaman vardı. Turun yarısından fazlası ekstra Castelli Romani Outlet ve Dağ Köyleri turuna katıldılar. Ben katılmadım çünkü hem pahalı, hem de oldukça gereksiz geldi. Dağ çileği yemek ya da alışveriş için İtalya’da değildim çünkü. Bunun yerine Roma şehir merkezine gelerek Collesium ve Roma forumunu gezdim.

Collesium’a girebilmek için 45dk kadar sıra bekledim. Güneşli olan hava yerini sağanak yağmura bırakmıştı. Şans eseri çantamda küçük bir şemsiyem vardı ve herkes sağanak yağmurdan dolayı Collesium içerisinde ki kapalı yerlerde beklerken, ben açık alanlarda gezerek fotoğraf çekiyordum 🙂 Normal şartlarda tur gruplarından dolayı yürümekte zorlanacağınız bir yer, Collesium.

4. Gün – Roma > Floransa

Sabah 8’de, Floransa’ya doğru yola çıktık. Oraya ulaşmamız 3 buçuk saat kadar sürmüştü. Otobüsten inip yürüyerek şehrin önemli yerlerini gezdik. Heykeller, kiliseler vb. yaklaşık 2-3 saat gezdik rehber ile. Sonrasında ise rehber serbest bıraktı ve buluşmamız gereken yeri ve saatini söyledi. Turda tanıştığımız arkadaşlarla meydanı gezdik, bir arkadaşımla da Giotto’nun Çan Kulesi’ne çıktık. İyiydi, güzeldi 🙂 Ardından buluşma yerine giderek otobüse bindik ve otele gittik. Floransa’nın merkezi de, şehrin dışı da ayrı bir güzel. Biz çok sevmiştik 🙂

5. Gün – Floransa

3. gün de serbest gündü. Herkes Siena-Pisa-San Gimignano ekstra turuna katıldı. Bu üç bölgenin içerisinde önemli olabilecek tek şey Pisa Kulesi diye düşündüğüm için, ekstra tura 45€ vermek yerine, Floransa merkezine gelerek tren bileti aldım. Fiyatı gidiş-dönüş 15 Euro. Yaklaşık bir buçuk saatlik yolculuk sonunda Pisa’ya geldim ve orada azıcık takıldım. Şunu belirteyim, Pisa’da o eğik kule dışında görülecek başka bir şey yok. Hatta orada tura katılan diğer arkadaşlarla karşılaştık. Ben orada fotoğraf çekilmeye devam ederken, onların dönüş saati gelmiş ve ayrılıyorlardı. Ben ise daha oradaydım ve herkes imrenmişti 🙂 Sonrasında ise tekrar Floransa’ya döndüm ve merkezde biraz daha vakit geçirdikten sonra akşam otele döndüm.

6. Gün – Floransa > Venedik

Tekrar sabahın köründe yola çıkarak, 3 saat sonra Venedik’e vardık. Bir yere kadar otobüsle giderek, ardından küçük bir tekne ile Venedik’in merkezine ulaştık. Yürüyerek şehir merkezinde ki önemli yerleri gezdik ve rehber 4-5 saat serbest zaman verdi.

Venedikte yapılacak en önemli aktivite, tahmin edebileceğiniz gibi Gondol Turu. Ancak bunu tur aracılığıyla esktra olarak yaparsanız ücreti 25 Euro. Gitmeden önce bir arkadaşım söylemişti. 6 kişi bul ve kendin kirala diye. Öyle de yaptım. Turdan 5 kişi ayarladım ve kişi başı 12.50€’ya güzel bir gondol turu yaptık 🙂 Bu tur yarım saat ile 45 dakika arasında değişiyor.

Kalan zamanda hediyelik eşya dükkanlarını gezdik, bir cafede oturduk vb. Venedikte yapılacak başka bir şey yok zaten. Gondol turu yapıp, bir yerlerde oturacaksınız sadece. Bu nedenle ben çok sıkılmıştım. Birde yaz aylarında giderseniz iğne atsanız yere düşmeyecek bir kalabalık var Venedik’te. Sonrasında ise tekrar tekneye bindik ve merkezin dışındaki otele yerleştik.

7. Gün – Venedik > Milano > Cenova

Sabahın 7’sinde yola çıktık. Rehber; “Cenova’ya gideceğiz ancak yol üzerinde Milano’ya gidebiliriz istersiniz” demişti. Oylama yaptık, Milano’ya gitmek istemeyen bir tek ben çıktım. Çünkü ekstraydı ve tur programında yoktu. Fiyatıysa 80€ kadardı. Rehber yolumuzun üzerinde olduğu için seni bırakamam dedi ve turdaki diğer arkadaşların ısrarı üzerine istemeyerek de olsa katılmak zorunda kaldım. Ekstra turlar hakkında da bahsedeceğim ikinci şey bu. Yani tur programında yazılı olmayan, ancak çoğunluğun katılması durumunda mutlaka katılmanız gereken turlar olabilir. Bu nedenle istemiyorsanız diretebildiğiniz kadar diretin.

Mola vermeden 3 saat kadar yol gittik ve Milano’ya ulaştık. Önce rehberle bir şehir turu yaptık. Ardından 3 saat serbest zaman verdi. Avrupa’da modanın başkentine 3 saatliğine gelipte ne yapabilirsiniz? 1-2 mağazaya girmemizle çıkmamız bir oldu neredeyse. Eğer tur programınızda Milano yok ise kesinlikle itiraz edin. Birkaç saatte gezilebilecek bir şehir değil kesinlikle.

Ardından tekrar otobüse binerek birkaç saat daha yol gittik ve Cenova’ya geldik. Direk otele yerleştik ve rehber 15 dakika sonra isteyenler şehir turuna katılabilirler dedi. Bu ücretsizdi ve saat akşam ya 5 ya da 6 idi. Turun yarısından fazlası katıldı. Yürüyerek 1 saat kadar Cenova’yı gezdik ve ardından rehber ayrıldı. Otel şehir merkezinde olduğu için herkes bir tarafa dağıldı. Biz bir restoran bularak yemek yedik, biraz yürüdük ve otele geçtik.

8. Gün – Cenova > İstanbul

Son hazırlıklarımızı yaptıktan sonra otobüse bindik ve Cenova Havalimanı’na gitmek üzere yola çıktık. Rehber bir zarf verdi ve şoför için isteyen bahşiş verebilir dedi. Zarf tüm otobüsü dolandıktan sonra şoföre verildi. Ardından duyarlı bir vatandaş da, aynı şekilde tur rehberi için de bahşiş toplayarak ona teslim etti.

Havalimanına gelip, valizlerimizi aldıktan sonra artık tur ile işimiz bitmişti. Rehber geri döndü, biz de uçağı beklemeye başladık ve İstanbul’a geldik.

Büyük İtalya Turu kısaca bu şekilde. Güzergahtan ve yaptıklarımızdan bahsettiğim için birkaç not ile bitirmek istiyorum.

Bilmeniz Gerekenler:

• Tur programında ‘Panoramik Şehir Turu‘ görürseniz bilin ki sadece önünden geçeceksiniz. İçerisine girip gezmeyeceksiniz.
• Rehber, tur şirketinden daha önemli. Ne kadar iyi anlatırsa o kadar çok memnun kalırsınız. Rehber seçemediğimiz için bu biraz şansınıza kalmış bir şey.
• Avrupa şehirlerinde kahvaltı kültürü olmadığı için otellerin verdikleri kahvaltılarla doymayacaksınız. Bu konuda yapacak bir şey yok.
• Avrupa’da ki araç sürücüleri kurallara uydukları için yaya yollarında arabaların geçmesini beklemeden karşıya geçebilirsiniz. Her zaman size yol verirler, şaşırmayınız.
• Tur programını iyi okuyun. Bazı turlarda “herkesin katılımıyla gerçekleştirilecek bilmem ne turu” şeklinde bir ibare varsa, o tura ekstra para verip katılmanız gerekir. Sonradan itiraz etme şansınız yok.
• Rehber tur programında değişiklik yapabilir, ekstra tur ekleyebilir ya da duruma göre bazı şeyleri iptal edebilir. Bunu biliniz.
• Eğer tura katılacak kişi sayısı yetersiz olursa, turu önceden haber vererek iptal edebilirler. Bu konuda da yapacak bir şey yok.
• Tek kişi gidecekseniz otel farkı ödersiniz benim gibi. O da aşağı yukarı 200€ gibi bir fark oluyor. Yani 500€’luk tur fiyatı tek kişiye 700€’ya mal oluyor. Turdan tanışacağım biriyle aynı oda da kalırım deme gibi şansınız yok.
• Kalacağınız oteller şehrin dışında olur. Ayrıca 3*, 4* yazdığına bakmayın. Avrupada ki otel standartları bizden çok daha düşük seviyede.
• Tura paranızı ödedikten sonra geri alma şansınız neredeyse yok gibi. Bunu iyi düşününüz.
• İtalya’da ve diğer Avrupa ülkelerinde ‘Bide’ denilen tuvaletler var. Yani tahret musluğu yok. O iş için banyodaki ayrı birşeye oturuyorsunuz 🙂 Şaşırmayınız. Ancak her otelde olmayabilir bu.
• Vize başvurusunu tur şirketi aracılığıyla yapacaksanız, vize alma ihtimaliniz kendinizin bireysel başvurusundan daha fazladır. Çünkü yeriniz yurdunuz belli olacak ve konsolosluk vize verirken bunu dikkate alarak verecek.
• Tur fiyatına uçak bileti, oteller, şehirlararası ulaşım ve rehberlik ücreti dahil. Onun dışında yapacağınız tüm harcamaları cebinizden yapacaksınız. Pasaport, vize vb. dahil bana toplam 4500 liraya mal olmuştu (Euro kuru 2.75 TL’idi).

Yazıyı bitirmeden önce tekrar belirteyim. Bu yazdığım sadece Prontotur için değil, tüm turlar için geçerli. Ben ekstra Milano olayı dışında hiçbir sorun yaşamadım. Herşey gayet keyifli ve eğlenceliydi.

Birde tur ile gitmek yerine kendiniz giderseniz, 3’te 1 oranında daha az para harcayacağınızın garantisini verebilirim. Sormak istediklerinizi yorum bölümünden sorabilirsiniz, İyi gezmeler! 🙂

Güncelleme (2018): Euro’nun son zamanlardaki yükselişi nedeniyle pek çok kişinin ortalama ne kadar harcayacağını hesaplamakta zorlanıyor. Tur fiyatı ve ekstralar zaten belli. Günlük harcayacağınız para basit bir hesaplamayla kişi başı:

• 15 Euro öğlen yemeği
• 15 Euro akşam yemeği
• 20 Euro günlü ortalama diğer harcamalar (duruma göre taksiye binersiniz, ekstra içecek-yiyecek alırsınız, otobüs bileti alırsınız, müzeye vb. girmek istersiniz gibi).

Yani günlük kişi başı 50 Euro harcayacak gibi hesaplayabilirsiniz. Bu daha fazla olabilir ama aşağıya çekmek biraz zor.