Vakit geldi ve InterRail seyahatim dünyanın en güzel şehirlerinden birinde, Roma‘da başladı. Aslında buraya yabancı değilim, daha önce de gelmiştim ancak bu sefer daha uzun kalarak bi öncekinde gezemediğim yerleri gezip görmüş oldum. Bu yazımda Roma’da gezdiğim yerleri okuyabilirsiniz.
Oteller
Roma Hakkında
Roma, İtalya’nın başkenti, aynı zamanda en büyük şehridir. Heykelleri, anıtları, çeşmeleri, Roma İmparatorluğu’nun kalıntıları, eski kiliseleri, mimarisi vb. ile dünyanın en çok ziyaret edilen şehirlerinden birisidir. Bunun yanında Roma belediyesi turist sayısını daha da artırabilmek için son yıllarda şehrin gece hayatını, moda ve alışveriş olanaklarını ön plana çıkarmaya ve bu alana yatırımlar yapmaya başlamış. Zaten turistten adım atılacak yer olmayan şehire bu kadarı biraz fazla bence.
Roma’da her baktığınız yerde mutlaka tarihi öneme sahip şeyler görebilirsiniz. Mimarisi, sokakları vs. zaten harika. Bu nedenle kısa süreli kalacakların gitmeden çok iyi araştırma yapmalarını tavsiye ederim. Ben elimden geldiğince en popüler yerlerine değinmeye çalışacağım.
Tarihi
Roma’nın küçük bir köy olarak Romulus ve Remus adında ikiz tarafından milattan önce 7. yüzyılda kurulduğu tahmin edilmektedir. Bu yerleşke zamanla genişlemiş ve önce Roma Krallığı, ardından Roma Cumhuriyeti’ne (MÖ 509) dönüşmüş. Sonraki dönemde ise hepimizin bildiği Roma İmparatorluğu’nun (MÖ 27) başkenti olmuş. Bu imparatorluk yaklaşık 500 yıl dünyanın en zengin şehri olmuş ancak pek çok kez saldırılara uğrayarak zarar görmüş ya da yağmalanmış. 395 yılına kavimler göçünün etkisi, iç ve dış savaşlar nedeniyle Roma İmparatorluğu; Batı ve Doğu olarak ikiye ayrılmış. 476 yılında önce Batı Roma, 1453 yılında ise Doğu Roma (16. yüzyıldan itibaren Bizans olarak adlandırılmış) yıkılmış.
Yukarıdaki videoda Roma şehri, Roma Cumhuriyeti ve Roma İmparatorluğu’nun yükseliş ve yıkılışını seyredebilirsiniz. Garip ama neredeyse her yıl toprak kazanmış ya da kaybetmişler. İtalya’da öğrencilerin aldıkları tarih dersini düşünemiyorum… 🙂
19. yüzyılda İtalya yarımadasında bulunan birçok devlet birleşip, 1861 yılında İtalya Krallığı kurulmuş ve Roma başkent olmuş. 1946 yılında ise krallıktan cumhuriyete geçilmiş.
Kaç Gün Kalınır?
Bence en az 3 gün kalınmalı. Hızlı gezmeyi sevmeyen biriyseniz 4 ya da 5 gün kalmak daha iyi olabilir. Eğer tur ile gidiyorsanız ki genelde 2 gün kalırlar, gecelerinizi iyi değerlendirin. Ben önceki gelişimde 2, bu sefer 4 gün kaldım.
Yeme-İçme-Gece Hayatı
Roma’nın turistik yerlerinde pek çok restoran bulunuyor ve hemen hemen hepsinin dışında menü ve fiyatları yazıyor. Bunları kontrol ederek istediğiniz birinde yemek yiyebilirsiniz. Yemek tavsiyem tabikide pizza ve makarna (pasta) olacaktır. Benim favorim her zaman vejeteryan pizzadır ve fiyatları ortalama 8 – 20 Euro arasında değişir. Öğlen açlığınızı geçiştirmek için dilim pizza yiyebilirsiniz (1 – 3 Euro arası).
İçecek konusuna sudan başlayalım. Roma’nın her yerinde çeşmeler bulunuyor ve bu çeşmelerden su içebilir ya da yanınızdaki pet şişeye doldurabilirsiniz. Restoranlarda yemeğin yanında şarap içmek isterseniz şişelerin oldukça küçük olduğunu söylüyorlar ve tavsiye etmiyorlar. Yerel halk pizzanın yanında genellikle bira, kola ya da su tercih ediyorlarmış.
İtalyanlar sabah kahvaltıları dahil kahve içmeyi çok severler. Ancak biz gibi bi cafeye gidip birkaç saat oturmazlar. Genellikle 5-10 dakika, kahve dükkanının dışındaki masalarda ayaküstü kahvelerini içerler. Unutmayın, cafede bulunan masalarda oturmak tüm İtalya genelinde ekstra ücretlidir. Latte, İtalyanca’da süt anlamına geldiği için isterken “caffee latte” demeniz gerekir, yoksa süt içersiniz 🙂 Cafe latte ya da cappucino İtalyanların en çok tercih ettikleri kahve çeşididir ancak bunlar çoğu zaman küçücük bardaklarda verilirler. Sipariş vermeden önce bardağın boyutunu görmenizde yarar var.
Roma dondurması da dünyaca ünlüdür ve mutlaka yemeniz gerekir. Mümkünse birkaç defa farklı tatları denemenizi tavsiye ederim. Eğer karar veremezseniz görevliye dondurmayı gösterip “try” derseniz size küçük bir kaşıkla verecektir. Beğenirseniz alır, beğenmezseniz başka dondurmaları try’larsınız 🙂 Fiyatlar 2 – 4 Euro arasında.
Gece hayatı kişiden kişiye göre değişir tabi ama yeni insanlarla tanışmak için İspanyol Merdivenleri’ne gidip, gece geç saatlere kadar orada takılabilirsiniz. Gündüz giderseniz kalabalık olacağı için beğenmeyeceksiniz ama gece saatinde giderseniz eminim yeni insanlarla tanışırsınız. Üstelik para da harcamazsınız. Eğer farklı bir şey isterseniz de Ice Club‘a gidebilirsiniz, pek çok kişi tavsiye ediyor ama kalabalık olduğunu söylüyorlar.
Havalimanından Şehir Merkezine Ulaşım (Flumicino)
- Ekspress Tren (Trenitalia): Yarım saatte bir kalan Leonardo Express trenleriyle yaklaşık 30 dakikada şehir merkezindeki Termini tren istasyonuna ulaşabilirsiniz. Bilet fiyatı 16 Euro.
- Terravision Bus (vb otobüsler): Bu otobüsler havalimanının en sağ tarafından kalkıyorlar. Bilet gişesi otobüs peronlarının hemen orada bulunuyor. 3 farklı şirket var, hepsinin fiyatı 5 Euro, Termini İstasyonuna kadar gidiyorlar.
Şehiriçi Ulaşım
Roma’da şehiriçi ulaşım otobüs, tramvay, troleybüs ve metro ile sağlanıyor. Tüm ulaşım araçları için bileti “tobacconist” dükkanlarından (büyük bir T tabelası bulunur), metrolardaki ya da bazı otobüs duraklarındaki bilet makinalarından alabilirsiniz. Bilet fiyatları tek yön 1.50 Euro (100 dakika içerisinde birden fazla kullanabilirsiniz), günlük bilet 6 Euro (gece 12’de biter), 2 günlük 12.50, 3 günlük 16.50 Euro, haftalık biletse 24 Euro’dur. Günlük biletlerden almanızı tavsiye etmem, sürekli yürüyerek gezeceksiniz çünkü.
Roma’da Gezilecek Yerler
Roma, gezilecek yerler bakımından oldukça zengin bir şehir. Önemli şeyleri kaçırmamak için yazının tamamını okumanızı tavsiye ederim. Hatta gezilecek yerleri Antik Roma, Katolik Roma, Meydanlar-Çeşmeler, Müzeler ve Vatikan olarak ayırayım.
ANTİK ROMA
Collesium (Kolezyum / Colosseo)
Orijinal adıyla Flavian Amfitiyatrosu; Roma’nın simgesi, dünyanın 7 harikasından biri ve dünyanın en büyük amfitiyatrosudur. Yapımına beton ve kayalar kullanılarak MS 72 yılında dönemin imparatoru Vespasian’ın emriyle başlanmış ve MS 80 yılında tamamlanmış. Yapıldığı dönemde o kadar benzersiz bir mimari, yükseklik ve mühendisliğe sahipmiş ki, imparatorluğun dört bir yanından burayı görmeye insanlar gelirmiş.
- Sony Alpha DSLR-A390
- ƒ/8
- 18.0mm
- ISO 100
- 1/0.0015625
Pek çoğunuzun bildiği gibi burada gladyatör dövüşleri, temsili deniz savaşları, vahşi hayvan avcılığı (insan-hayvan / hayvan-insan dövüşleri), idamlar, ünlü savaşların tekrar canlandırılması ve tiyatro oyunları düzenlermiş. Bu oyunları genellikle imparatorlar gücünü göstermek ve halkı bir arada tutmak için düzenlerlermiş ve bu gösterileri yaklaşık 50 bin – 70 bin kişi büyük bir heyecanla izlermiş. Yazın bunaltıcı sıcaklarında üzeri tentelerle kapatılıp, seyircileri serinletmek için deliklerden seyircilere su püskürtülürmüş.
Gladyatörler:
Antik Roma’da gladyatörler; kölelerden (genelde savaş esirlerinden) seçilmiş güçlü kimselermiş. Bu kişiler gladyatör eğitim merkezlerinde eğitilip çok iyi beslenirmiş. Sürekli antrenman yapıp, arenaya çıkmadan bir gün önce akşam yemeğini ertesi gün karşılaşacağı kişi ile yerlermiş. Tek amaçları ise bir gün arenada ölmekmiş. Eğer hiç kaybetmezlerse belli bir yaşa geldiklerinde emekli olup özgürlüklerine kavuşurlar ya da eğer arenada vahşi bir hayvanı yenerlerse tahta kılıçlarını alıp özgür olurlarmış. Ancak bu işten iyi para kazandıkları ve dış hayatta iş bulamayacakları düşüncesiyle çok az gladyatör özgür olmayı seçmiş; çoğu bulunduğu yerde eğitmen olarak kalmış. Ek bilgi olarak paylaşayım, bugün sadece birkaç gladyatörün adı biliniyor.
Kolezyumda hazırlıklar günler öncesinde başlar, Afrika’dan getirilen vahşi hayvanlar (aslan, kaplan vb.) arenanın altına günler önceden konur ve yemek-su verilmezmiş. Oyunlar sabah saatinde ilk olarak hayvanlarla başlarmış. Aç-susuz ve günlerce karanlıkta kalmış vahşi bir hayvan, arenaya çıktığı zaman gladyatöre direkt saldırır ve çoğu zaman galip gelirmiş. Öğlen saatlerinde dövüşlere ara verilerek suçlular burada idam edilir, öğleden sonra ise gladyatörler sahne alırlarmış. Rakamlar kimi kaynaklarda değişmekle beraber burada toplam 300 ila 500 bin arasında değişen kişinin öldüğü tahmin edilmektedir.
Kolezyumda gladyatör dövüşleri 435 yılında, hayvan dövüşleri ise 523 yılında sona ermiş. Sonraki yıllarda yanına küçük bir kilise inşaa edilmiş ve bir bölümü atölye olarak kullanılmış. 1100’lü yıllarda ise kale olarak kullanılmış. 1349 yılında ki büyük depremde sağ tarafı yıkılmış (ya da bugünkü eksik bölümü diyeyim) ve buradan çıkan hafriyatla yeni kiliseler, hastahaneler, evler vb. yapılmış. 1800’lü yıllara kadarsa burada rahipler yaşamış. Sonraki yıllarda ise onarma ve yeraltı kazı çalışmaları yapılarak müzeye dönüştürülmüş.
Kolezyum’u ziyaret edecekler için tavsiyem saat 08:30 – 09:00 gibi gitmeleridir. Bu saatten sonra bilet almak için epey bekleyebilirsiniz. Ayrıca ne kadar erken giderseniz gidin içerisi hep kalabalık. Gezmesi ortalama bir – bir buçuk saat arası sürüyor. Bilet fiyatı 12 Euro (aynı biletle yan taraftaki Roma Forumuna da girebilirsiniz).
Arch of Constantine
Roman Forum (Roma Forumu / Foro Romano)
Roma forumu dünyanın en önemli arkeolojik sit alanı kabul ediliyor. Bugün burada bulunan yapılar: Tabularium, Gemonian stairs, Temple of Saturn, Temple of Vespasian and Titus, Arch of Septimius Severus, Curia Julia, Rostra, Basilica Aemilia, Forum Main Square, Basilica Iulia, Temple of Caesar, Regia, Temple of Castor and Pollux, Temple of Vesta. Ancak bazılarının sadece sütunlardan ibaret olduğunu hatırlatayım.
Roma Forumu’nun keşfedilecek çok fazla yeri var. Arkeoloji ile ilgileniyorsanız çok seveceğinize eminim. Ziyaret etmeden önce hakkında detaylı araştırma yapmanızı, mümkünse kitap almanızı, en kötü yanınızda harita ile gitmenizi tavsiye ederim. Giriş fiyatı Kolezyum ve burası için 12 Euro.
KATOLİK ROMA
Roma’da 900’ün üzerinde kilise varmış. Hepsini gezmek tabikide mümkün olmayacağı için en önemlilerini aşağıda belirttim.
Panteon
Pantheon kelime anlamı olarak Yunanca’da tüm tanrıların tapınağı anlamına gelmektedir. Roma’da bulunan Panteon ise MS 118-128 tarihleri arasında yapılmıştır. Her ne kadar ortak bir tapınak alanı olarak yapılmışsa da 7. yüzyılda içerisinde diğer dinlere ait olan herşey tahrip edilmiş ve Hristiyan kilisesi olarak kullanılmaya başlanmış.
Kilisenin içerisinde I. Umberto, Raphael ve İtalya’nın kurucusu Viktor Emanuel II’nin mezarları bulunmaktadır. Giriş ücretsiz ancak çok kalabalık olduğunu belirteyim.
Basilica di Santa Maria Maggiore
Mouth of Truth
- Sony Alpha DSLR-A390
- ƒ/6.3
- 26.0mm
- ISO 100
- 1/0.066666666666667
Santa Maria in Cosmedin kilisesinin girişinde bulunan bu heykel kafasının, birinci yüzyılda bir çeşme için yapılmış pagan tanrısı olduğu tahmin ediliyor. 17. yüzyılda ise bu kilisenin girişine konulmuş. Özelliği, yalan dedektörü olması. Tıpkı günümüzde kullanılan yalan makinaları gibi.. Elinizi ağzının içine koyuyor ve birşey söylüyorsunuz. Yalansa elinizi ısırıyor (koparıyor).
- Sony Alpha DSLR-A390
- ƒ/8
- 18.0mm
- ISO 100
- 1/0.16666666666667
Saçma gelebilir, öyle de zaten ama oldukça turist çeken bir şey. Bunu, bazı sahneleri burada çekilen dizi ve filmlere borçlu olsa gerek. Heykelle fotoğraf çekilmek bedava ancak epey sıra oluyor ve herkes sadece tek bir foto çekilebiliyor. Ardından yanındaki kiliseye girip, dışarıya öyle çıkabiliyoruz.
MEYDANLAR & ÇEŞMELER
Piazza, İtalyanca’da meydan anlamına gelmektedir ve Roma’da popüler pek çok popüler meydan bulunuyor.
Piazza Venezia
Capitoline Hill
Kapitol Tepesi, Roma’da bulunan 7 tepeden en yüksek olanıdır. Tepenin büyük bir bölümü Michelangelo tarafından 16. yüzyılda şekillendirilmiş. Burada 3 saray (Conservatori, Senatorio, Nuovo) bulunmaktadır ve bugün hepsi Capitol müzesi olarak hizmet veriyorlar.
Trevi Fountain (Üçyol Çeşmesi / Fontana di Trevi)
Aşk Çeşmesi dünyanın en ünlü çeşmelerinden birisi olup, Roma’da 3 önemli caddenin burada kesişmesinden dolayı adını İtalyanca’da “üç yol” olan “tre vie” kelimelerinden almış. Ancak ne hikmetse Türkçe’ye “aşk çeşmesi” olarak geçmiş. Ortasında Poseidon, solunda Ceres ve sağında Salus heykeli yer alıyor.
Eğer havuza para atmak isterseniz ki Roma’da yapılan en önemli aktivitelerden birisidir, sağ elinize parayı alıp sırtınızı çeşmeye döndükten sonra sol omzunuzun üzerinden atmanız gerekiyor. İlk attığınız para Roma’ya tekrar gelebilmek için, ikinci attığınız para dilediğiniz herhangi bir şey için, üçüncü attığınız para Roma’lı bir kadınla evlenmek için atılıyor. Roma’ya önceki gelişimde yüklü miktarda para atmıştım. Tekrar gelebildim ancak dilediğim şeyi hatırlamıyorum olup olmadığını 🙂 Sırada ise Roma’lı bir kadınla evlenmek kaldı ama zor gözüküyor 🙂 Aşk Çeşmesi ya da Üç yol çeşmesine günlük olarak 2000 Euro’dan fazla para atılıyormuş ve bu paralar sabaha karşı toplanıp yardım kuruluşlarına bağışlanıyor.
Ayrıca fotoğraftan anlayacağınız gibi çeşme tadilattaydı. Bu tadilat Haziran 2014’te başlamış, 2015 sonunda bitecekmiş.
Spanish Steps (İspanyol Merdivenleri)
İspanyol merdivenleri, 1723 – 1726 yılları arasında, 1725 yılında yapılan Trinita dei Monti Kilisesine çıkmak için yapılmış. Adını ise burada bulunan İspanya Meydanı’ndan alıyormuş. İspanya Meydanı’nın adı ise 17. yüzyılda İspanya elçisinin burada yaşamasıyla bu bölgeye verilmiş. Merdivenlerin yılda bir yapılan defile haricinde hiçbir özelliği yok normalde ancak sabah akşam hep dolu oluyor. Kalabalık olmasının sebebi (bana göre) çevresinde cafe/restorant haricinde oturacak bir yerin olmaması. Herkes sabahtan akşama kadar gezdiği için yorulup burada gelip dinleniyor.
Campo de’ Fiori
- Sony Alpha DSLR-A390
- ƒ/8
- 18.0mm
- ISO 100
- 1/0.003125
13. yüzyıldan beri var olan bu pazar yerinde sebze-meyve, makarna, baharat vb. satılıyor. Açıkçası bana çok ilginç gelmedi ama genelde şehir haritalarında işaretli oluyor. Bu nedenle belirtmek istedim. Meydanın tam ortasında ise filozof, rahip ve gökbilimci Giordano Bruno‘nun heykeli bulunuyor.
Piazza Navona
Navona meydanı stadyum olarak yapılmış ve 15. yüzyıla kadar bu şekilde kullanılmış. Bu tarihten sonra şehir pazarı buraya taşınmış ve büyük bir değişime uğramış. Ancak şehir haritasından bakarsanız burası hala hipodrom şeklinde gözükmekte. Bugün bu meydanda çok fazla kafe bulunuyor ve turistlerin oldukça yoğun olduğu meydanlardan biri.
- Sony Alpha DSLR-A390
- ƒ/8
- 22.0mm
- ISO 100
- 1/0.003125
MÜZELER
Roma’da çok sayıda müze bulunuyor.
Castel Sant’Angelo
- Sony Alpha DSLR-A390
- ƒ/8
- 20.0mm
- ISO 100
- 1/0.002
Bu kale Vatikan’a yakın bir yerde kalıyor. MS 139 yılında İmparator Hadrian ve ailesine anıt mezar amacıyla yapılmış, 14. yüzyılda ise Papalık kalesi olarak kullanılmış. 1901 yılında ise müzeye dönüştürülmüş. İçerisinde heykel, resim galerisi, mermer ve seramiklerden oluşan galeriler bulunmaktadır. Giriş fiyatı 8 Euro ancak bana sorarsanız girmeye gerek yok 🙂
VATİKAN BÖLÜMÜ
Vatikan, İtalya’dan bağımsız ayrı bir ülke aslında. Avrupa’nın en küçük ülkelerinden birisi. Ayrı bir ülke kategorisi açıp oraya yazmak yerine burada bahsetmek istedim çünkü ülkenin tek komşusu Roma.
Vatican Museums (Vatikan Müzeleri)
- Sony Alpha DSLR-A390
- ƒ/8
- 22.0mm
- ISO 100
- 1/0.0015625
Vatikan müzeleri ilk olarak Pape Julius II tarafından 16. yüzyıl başlarında kurulmuş ve yüzyıllar boyunca yeni eserlerin getirtilmesiyle ortaya dev gibi bir koleksiyon çıkmış. İçerisinde heykeller, tablolar, freskler vs. ne ararsanız var.
- Sony Alpha DSLR-A390
- ƒ/8
- 18.0mm
- ISO 100
- 1/0.00625
Yukarıdaki fotoğraf burayı anlatmaya yetiyorda artıyor bence. Çünkü müzenin açılış saati 09:00, benim varışım 09:15 ve bilet sırası gördüğünüz gibi. Sabahın köründe gitmeme rağmen tam 2 saat 50 dakika içeri girebilmek için sıra bekledim. Çünkü burası dünyanın en çok ziyaret edilen müzelerinden birisi (yıllık ortalama 6 Milyon kişi tarafından ziyaret ediliyormuş).
Son olarak, ROMAYA GİDERSENİZ BURAYI MUTLAKA ZİYARET EDİNİZ. Bu sözü çok az söylemişimdir bence. Hayatınızda gezdiğiniz en güzel müzelerden birisi olacak, eminim. Daha önce müze gezmemişim diyeceksiniz 🙂 Özellikle Sistine Şapel’e bayılacaksınız.
St. Peter’s Basilica
- Sony Alpha DSLR-A390
- ƒ/8
- 20.0mm
- ISO 100
- 1/0.002
Aziz Petrus Bazilikası 1626 yılında yapılmış ve Katolik Hristiyanların dini merkezidir. Aynı zamanda dünyanın en büyük kilisesi olup 60 bin kişiliktir.
Roma’ya önceki gelişimde burayı gezdiğim için içeriye girmedim (giremedim desem daha doğru aslında). Sebebi tabikide uzunca kuyruk..
- Sony Alpha DSLR-A390
- ƒ/8
- 55.0mm
- ISO 100
- 1/0.002
Roma’da gezdiğim yerler bu kadardı. Epey uzun bir yazı olduğu için bitiş konuşması yapmayacağım 🙂 Söyleyeceğim tek şey: Hoşçakal Roma, birgün tekrar görüşmek üzere!
Roma'da:
-
Gezilecek Yerler
-
Ucuzluk
-
Güvenlik
-
Yerli Halkın İngilizce Seviyesi
-
Ücretsiz Wi-Fi Olanakları
-
Gece Hayatı
-
Kaç Gün Kalınır?
-
Tekrar Gidilir Mi?
-
Yeme-İçme
Özet
Bugüne kadar 22 ülke, 77 şehir gezen biri olarak Roma kesinlikle gezdiğim en iyi şehirdir. Zaten 2 kez gittim ve hayatım boyunca pek çok kez daha gitmek istiyorum 🙂
7 Yorum
Roma’ya 2011 yılında 2 günlüğüne gitmiştim. Tek kelimeyle aşık oldum. Şu anda tek isteğim ölmeden önce bir kez daha o şehri gezmek ( çeşmeye para attım bunun için) . Emeğinize sağlık çok güzel bir gezi yazısı olmuş.
Alitalia hava yollarından romaya bilet alacaktım karşıma bu yazı çıktı. Ne yapmam gerekiyor. Teşekkürler…
Aşağıdaki yerlere/yerlerden seyahat eden yolcular için bilgi: Cezayir, Arjantin, Brezilya, Kanada, Çin, Mısır, Gana, Japonya, Nijerya, Türkiye ve Venezuela. Uçuş güvenliğini sağlamak ve ulusal güvenlik nedenleriyle tüm uluslararası havayollarının, yasa gereği Yetkili Makamlara rezervasyon sistemlerindeki bilgiyi vermeleri gerekmektedir. Bu nedenle ve bunu havaalanında yapmak zorunda kalmamak için biletinizi aldıktan sonra Yetkili Makamlar tarafından talep edilen ek bilgileri vermek üzere dolduracağınız bir form bulacaksınız.
Valla ne yalan söyleyeyim hiçbir şey anlamadım 🙂
Alitaliadan bilet alacaktim romaya fakat bu yazi cikti ne yapmam gerekiyor. Belgeyi nereden alip nereye verecegim anlamadim tesekkurler…
aşağıdaki yerlere/yerlerden seyahat eden yolcular için bilgi: Cezayir, Arjantin, Brezilya, Kanada, Çin, Mısır, Gana, Japonya, Nijerya, Türkiye ve Venezuela. Uçuş güvenliğini sağlamak ve ulusal güvenlik nedenleriyle tüm uluslararası havayollarının, yasa gereği Yetkili Makamlara rezervasyon sistemlerindeki bilgiyi vermeleri gerekmektedir. Bu nedenle ve bunu havaalanında yapmak zorunda kalmamak için biletinizi aldıktan sonra Yetkili Makamlar tarafından talep edilen ek bilgileri vermek üzere dolduracağınız bir form bulacaksınız.
İyi günler beyfendi. Sakıncası yoksa size bir soru sormak istiyorum. Uzak doğuya gitmek istiyorum. Doha veya dubai aktarmalı gideceğim ve ilk yurtdısı deneyimim olacak. Doha veya dubai aktarması transit vizeye gerek varmı. Ayrıntılı bilgi vermeniz mümkünmü acaba.
Merhaba. İlgili ülkelerin konsolosluklarını arayarak bilgi alırsanız daha sağlıklı olur. Yanlış yönlendirmeyeyim sizi.
Elinize Sağlık. Gerçekten çok bilgilendirici bir yazı olmuş.