Şu yazıyı okuyorsun: Gence Gezilecek Yerler
Azerbaycan 03 Eylül 2019

Gence Gezilecek Yerler

Azerbaycan’ın başkent Bakü’den sonra en büyük ikinci şehri Gence, doğal ve tarihi güzellikleriyle her geçen yıl daha fazla turist tarafından ziyaret edilmektedir. Tarihi İpek Yolu üzerinde bulunduğu için geçmişte Abbasiler, Şirvanşahlar, Selçuklu, Osmanlı, Rusya gibi devletlere ev sahipliği yapan şehir; her toplumun kendinden birşeyler bırakması sebebiyle birbirinden farklı kültürel ve mimari yapılar barındırmaktadır. Bu yazımda şehir yakınlarında bulunan ve Azerbaycan’ın en meşhur doğal güzelliklerinden olan Goygöl ve Gence’de gezilecek yerleri bulabilirsiniz.

Giriş

Gence (Azerice Gəncə), Azerbaycan’ın kuzeyinde, başkent Bakü’ye 375km mesafede bulunmaktadır. Sahip olduğu uluslararası havalimanı sayesinde hem Türkiye’den, hem de dünyanın çeşitli ülkelerinden uçuşların olduğu şehir, turizmin yanında zengin doğal kaynaklarıyla endüstriyel bir bölgedir. Geçmişte çok sayıda istilacı orduların himayesine girdiği için adı pek çok kez değiştirilmiştir. Günümüzdeki adını Farsça’da hazine anlamına gelen “Ganj” kelimesinden almıştır.

Gence, Kafkasya’daki en eski şehirlerden biridir. Bu nedenle ülkede “Kadim (Qadim) Gence” olarak anılmaktadır. Şehrin kuruluşu Arap kaynaklara göre bir efsaneye dayandırılmaktadır. 859 yılında, Abbasi Halifeliği’nin valisi Muhammed İbn Halid, bir gün bu bölgede kamp yaparken rüyasında 3 tepeden birinin altında gizlenmiş bir hazine olduğunu ve onu çıkararak şehir kurması gerektiğini görmüş. Hazineyi bularak çıkarmış ve günümüz Gence şehrini kurmuş. Şehir adının hazine anlamına gelmesi de bu olaya bağlanmaktadır.

Gence şehri geçmişte İpek Yolu üzerinde kaldığı için 10. yüzyıldan itibaren Asya’nın ekonomik olarak güçlü ve bilinen şehirlerinden birisiymiş. Ancak bu durum kaderinin çok defa değişmesine sebep olmuş. Sırasıyla; Sasani İmparatorluğu, Büyük Selçuklu, Gürcistan Krallığı, İldenizliler (atabeylik), Harezmşahlar, İlhanlılar, Timurlu Hanedanlığı, Kara Koyunlu, Ak Koyunlu, Safevi, Afşar Hanedanlığı, Zend Hanedanlığı ve Kaçar Hanedanlığı altında yaşamış. Bazılarının bu topraklardaki hakimiyeti çok kısa, bazılarının ise yüzyıllar sürmüş. Son olarak Rusya’nın elindeyken 1918 yılında kurulan Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti’nin kısa süreli başkenti olmuş.

Gezilecek Yerler

Gence’nin şehir merkezini gezmesi oldukça kolay ve keyifli. Pek çok şey yan yana bulunuyor. Ancak görülmeye değecek önemli bir kaç yer merkeze bir hayli uzak. Buralara taksiyle ulaşmak gerekiyor. Ben şehri burada yaşayan arkadaşım ile birlikte günlük taksi kiralayarak gezdim.

Nizami Mausoleum

Nizami Gencevi'nin Anıt Mezarı
Nizami Gencevi'nin Anıt Mezarı

Gence’yi gezmeye başlamak için pek çok nokta var. Biz yolumuzun üzerinde olduğu için öncelikle Nizami’nin Anıt Mezarıyla başladık. Nizami Gencevi (1141-1209); felsefe, edebiyat, tıp ve astronomi gibi alanlarda çalışmalar yapmış bir orta çağ filozofudur. Özellikle edebiyat alanında ortaya çıkardığı eserler –özellikle destansı şiir ve aşk hikayeleri-, günümüzde hala popülerliğini korumaktadır.

Gencevi, divan edebiyatında hamse türünün en büyük üstadıdır (yani bir şairin 5 mesnevisinin bir araya gelmesiyle oluşan yapıtın kurucusudur). Mesnevi ise aruz ölçüsüyle yazılarak masal havasında anlatılan, olay ve yerlerin belirsiz olduğu, kahramanların bazen cin, peri, dev, ejderha gibi doğaüstü varlıklar olduğu, konularının ise genellikle aşk, dini ve tasavvufi, savaş-kahramanlık ve ahlaki olduğu edebi şiir biçimidir.

Nizami Gencevi’nin hamsesi ve konuları şu şekildedir:

  • Mahzenü’l Esrar (Sırlar Hazinesi): “Müfteilün müfteilün fâilün” vezniyle yazılmış ve 2400 beyitten oluşur. Muhattabı Malazgirt sonrası kurulan Mengücüklüler’in Erzincan hâkimi Fahreddin Behram Şah‘tır. Onu adaletli olmaya çağırır ve halk arasında tembeller ve iki yüzlüleri teknik eder. Şah bu eserden çok etkilenerek Gencevi’ye 500 altın dinar, 5 rahvan katır, tam koşumlu 5 at ve kıymetli elbiseler gönderir.
  • Hüsrev ü Şirin (Hüsrev ve Şirin): “Mefâîlün mefâîlün feûlün” vezniyle yazılmış ve beyit sayısı 5700-7700 arasındadır. Kime ithafen yazıldığı tam olarak belli değildir. Bazı kaynaklarda Irak Selçuklu Sultanı Tuğrul’a, bazı kaynaklarda ise Sultan Kızıl Aslan’a sunulduğu yazılmaktadır. Azerbaycan kaynaklarında onu sarayına davet ederek büyük bir hürmet gösteren Sultan Kızıl Aslan’a yazdığı söylenir. Eserde Sasani Hükümdarı Hüsrev-i Perviz ile Ermeni prensesi Şirin‘in aşk hikayesi anlatılır. Bu eser sonradan pek çok kez Ferhat ile Şirin gibi isimlerle yeniden kaleme alınmıştır.
  • Leyli vü Mecnun (Leyla ve Mecnun): “Mef‘ûlü mefâilün feûlün”vezniyle yazılmış ve 5000 beyitten oluşur. Şirvanşah Celalüddevle Ahistan‘ın isteği üzerine yazılmış. Konusu bir Arap aşk efsanesine dayanmaktadır. Kays ibni Mülevvah isimli bir Arap şairi ile Leyli (Leyla) adlı bir Arap kızı ilkokul yıllarında birbirlerine aşık olurlar. Ancak kızın annesi bu ilişkiden haberdar olduğunda Leyla’yı okuldan alır ve Kays ile görüşmesini yasaklar. Bunu öğrenen Kays ayrılık ıstırapıyla mahvolur ve halk ona Arapça’da “deli” anlamına gelen “Mecnun” lakabını takar. Mecnun bu sevda yüzünden çöllere düşer ve aşkından asla vazgeçmez. Hatta dedesi onu derdinden kurtarmak için Kabe’ye götürür, ancak o derdinin daha da artması için dua eder. Bu sırada Leyla başkasıyla nikahlandırılır. Mecnun bunu öğrenince dünya ile tüm bağlantısı kesilir ve sadece ruhuyla yaşar hale gelir. Bir gün Leyla çölde Mecnun’u bulur ancak Mecnun onu tanımaz. Ona aynen şöyle der: “Leyla benim içimdedir, sen kimsin?“. Leyla, Mecnunun ulaştığı mertebeyi anlayarak (mecazi aşktan – ilahi aşka geçmiştir) evine geri döner ve kısa sürede hayata gözlerini yumar. Mecnun ölüm haberini aldıktan sonra mezarının başına giderek canından can gitmiş gibi hıçkıra hıçkıra ağlar. Feryat figan dualar ederek yaradandan canını almasını ister. Duası kabul olur ve gök gürlemesiyle birlikte Mecnun da oracıkta ölür ve Leylasına kavuşur.Bu hikaye geçmişte pek çok şair tarafından yeniden yazılmıştır. Bizdeki en popüler olanı Kanuni Sultan Süleyman’ın Bağdat’ı fethetmesinin ardından bunun şerefine Fuzuli‘den yazmasını istediği eserdir.
  • Heft Peyker (Yedi Güzel): Marega hakimi Alaeddin Körpearslan’ın isteği üzerine kaleme alınmış ve ona ithaf edilmiş. Eserde Sasani hükümdarları Behram-i Gür’un av eğlenceleri, evlilik hayatı ve yedi eşinin kendisine anlattığı hikayeler konu edilir.
  • İskender-nâme (İskendername): Şerefname ve İkbalname başlıklı iki bölümden meydana gelir. Birinci bölümde Büyük İskender‘in soyu, karanlıklar ülkesine gitmesi ve fetihleri anlatılır. İkinci bölümde ise İskender filozof ve peygamber olarak takdim edilir. Birinci bölüm Nasreddin Ebu Bekr‘e, ikinci bölüm Musul Atabeklerinden II. İzzeddin Mesut’a ithaf edilmiştir.

Nizami Gencevi’nin günümüze ulaşan tek eseri bu hamsedir. Yaklaşık 35 Bin beyitten meydana gelen hamsenin yazılması 35-40 yıl sürmüştür.

Gencevi'nin Anıt Mezarı
Gencevi'nin Anıt Mezarı

Gencevi’nin eserlerinden sonra gelelim anıt mezarına. Buranın ilk olarak ne zaman yapıldığı bilinmiyor. Resmi kaynaklarda adı en eski olarak 1606 yılında geçiyor. Diğer resmi kaynak ise 1840 yılında buranın tamamen çöktüğünden bahsediyor. Devam eden yıllarda yeniden onarılmaya çalışılsa da tamamlanamıyor ve 1873 yılında Faslı Nasıreddin Şah, buradan geçerken mezardan “çok berbat bir tuğla yapı” olarak bahsediyor.

Gencevi'nin mezarı
Gencevi'nin mezarı

Türbe 1947 yılında kireç taşından yeniden inşa edilmiş. Ancak ilerleyen yıllarda Sovyet hükümetinin bu bölgede alüminyum üretim tesisi kurması ve oradan gelen emisyonun binaya zarar vermesiyle 1980’lerin sonunda yeniden çökmüş. Günümüz halini 1991 yılında Azerbaycan bağımsızlığını ilan ettikten sonra almış.

Anıt mezarın tam karşısında Gencevi Müzesi bulunuyor. Dilerseniz anıtın ardından orayı da ziyaret edebilirsiniz.

The Bottle House

Bottle House
Bottle House

Nizami’nin ardından sırada Gence şehrinin en popüler gezilecek yerlerinden biri olan “Şişe Ev” var. Bu ev, Genceli İbrahim Dzhafarov tarafından, 2. Dünya Savaşı sırasında kaybolan kardeşi ve bu savaşta hayatını kaybeden tüm Azeriler anısına yapılmış.

Bottle House
Bottle House

Evim yapımında tam 48 bin şişe, çakıl taşları, ayna parçaları, cam ve mozaik kullanılmış. Bu malzemelerin büyük bölümü Soçi’den getirilerek, özel bir solüsyon ile birbirine tutturulmuş. Dış cephede bu kadar fazla şişe ve cam kullanılınca, özellikle güneşli havalarda ev çok güzel parlıyor ve ışığı yansıtıyor.

Şişe Ev - Detay
Şişe Ev - Detay

Üstelik bu şişe ve taşlar gelişigüzel dizilmemişler. Fotoğrafta gördüğünüz gibi taşın üzerine Gence şehri çizilmiş. Evin yapımında bu ve bunun gibi daha pek çok dekoratif çakıl taşları kullanılmış.

Şişe Ev ve ben
Şişe Ev ve ben

Evin yapımı yaklaşık 1 yıl sürmüş. Ancak mimar yaklaşık 20 sene boyunca bu evi kafasında tasarlamış. Yapıldığı dönemde şehir Sovyetler birliğinin bir parçası olduğu için adı Kirovabad‘mış. Gence ismini kullanmak ise yasakmış (idam sebebi). Ancak mimar evin pek çok yerine korkusuzca “Gence” yazabilmiş.

bottle-house-gence-6
Evin sahibi ve ben

Ev günümüzde özel mülk olarak kullanılıyor. Yani içerisinde yaşayan bir aile var. Fotoğrafta gördüğünüz kişi evin sahibi, yani evi yapan kişinin torunu. Üstelik oldukça heyecanlı ve misafirperver birisi. Kapının zilini çaldığımda karısı ve çocukları kapıya çıktı. Turist olduğumu söyleyince içeriye buyur ettiler. Fotoğraftaki kişi cep telefonumu alarak evin dışına çıktı ve beni de balkon çıkardılar. Pek çok açıdan fotoğraflarımı çekti 🙂 Ardından çay eşliğinde epey sohbet muhabbet ettik.

Söylediğine göre evi satın almak isteyen pek çok kişi varmış. Özellikle çok zengin birisi burayı alıp 5-6 odalı butik bir otele çevirmek istemiş. Karşılık olarak Bakü merkezde 2 ev + 300 Bin Dolar para teklif etmiş ancak evin sahibi kabul etmemiş. “Burası dedemden hatıra, asla satmam” diyor.

Bottle House
Bottle House

Evi daha önce ünlü ünsüz dünyanın pek çok ülkesinden insanlar ziyaret etmiş. Bu nedenle aile küçük bir albüm ve ziyaretçi defteri hazırlamış. Fotoğrafta gördüğünüz yazı Barcelonalı futbolcu Sergio Busquets tarafından yazılmış. Kendisi takımıyla birlikte bir gün Azerbaycan’a kamp yapmaya gelmiş ve bu eve de uğramışlar. Barcelona denilince ister istemez aklıma Messi’yi sormak geldi. Ancak futbolla ilgilenmediğini ve kendisini tanımadığını söyledi 😀 İlginç… Eve aynı zamanda İngiltere’den düğün fotoğrafı çektirmeye gelenler falan olmuş daha önce.

Göygöl

Göygöl
Göygöl

Sırada Gence yakınlarında gezilecek en popüler yer olan Göygöl (Mavi Göl) var. Buranın oluşma hikayesi biraz ilginç. 1139 yılında Gence’de büyük bir deprem meydana gelmiş ve Kepez (Kapaz) Dağları‘nın bir kısmı yıkılıp, Kürekçay Nehri‘nin yolunu tıkamış. Su akışındaki sapmalardan dolayı dağ suyu kendine yeni bir yol bularak burada Göygöl’ü oluşturmuş. Etrafını çevreleyen Kepez Dağı ise bölündüğü için küçük sıradağlar halini almış (Küçük Kafkas Sıradağları).

Göygöl ve ben
Göygöl ve ben

Göygöl’ün rakımı 1.556. Etrafı 6.5 kilometre, en derin yeri ise 93 metre. Ancak suyun berraklığından dolayı 8-10 metre aşağısı rahatlıkla görülebiliyor. Çok sayıda balığa ev sahipliği yapan göl, kış aylarında ise tamamen donuyor.

Göygöl Ulusal Parkı
Göygöl Ulusal Parkı

Göygöl, kendi adını taşıyan ulusal park içerisinde bulunuyor ve burası, Azerbaycan’ın koruma listesine alınan ilk ulusal parkı. Park içerisinde Göygöl hariç 18 göl daha bulunuyor. Ancak ulaşım kolaylığından dolayı Göygöl ve Maralgöl en çok ziyaret edilen göllerden. Diğerleri hem küçük, hem de daha çok doğa yürüyüşleri yapanlar için uygun.

Parkın faunası; kafkas geyiği, karaca, yaban keçisi, yaban domuzu, boz ayı, yaban kedisi, kurt, çakal, kızıl tilki, tavşan ve keklikten; florası ise doğu kayını, kafkas meşesi, kafkas gürgeni ve kafkas tüylü huşundan oluşuyor.

Ulusal Parkın bir diğer özelliğiyse 1819 yılından sonra bu bölgeye Almanların yerleşmesi. 2. Dünya Savaşı’na kadar olan sürede bu bölgede yaşamışlar, isim olarak ise Helenendorf demişler. Savaş patlak verince hepsi Kazakistan’a taşınmak zorunda kalmış. Savaşın ardından adı Göygöl olarak değiştirilmiş ve daha sonra ulusal park statüsüne alınmış.

Alexander Nevsky Church

Alexander Nevsky Kilisesi
Alexander Nevsky Kilisesi

Gence şehir merkezi dışındaki gezilecek yerlerinin ardından artık yavaş yavaş şehir merkezine doğru geliyoruz. Merkezde bahsedeceğim ilk yer Alexander Nevsky Kilisesi. Bizans tarzında 1887 yılında inşa edilen kilise, Rus savaş kahramanı Aleksandr Nevskiy’e adanmış. İnşaasından kısa süre sonra katedral statüsüne yükselmiş, ancak yaşanan dünya savaşları sebebiyle uzun süre amacı dışında kullanılmış (müze, silah deposu vb). 2. Dünya Savaşı’nın ardından eski statüsünü geri alarak, ibadete tekrar açılmış. Günümüzde haftasonları ve özel günlerde ibadetlerin yapılabildiği bir kilise konumunda.

Atatürk Avenue

Atatürk Caddesi
Atatürk Caddesi

Gence şehir merkezinde 4 km uzunluğunda Atatürk adı verilmiş bir cadde bulunuyor. Şehrin turistik noktalarının çoğu bu cadde ve paralel caddelerde kalıyor. Girişinde fotoğrafta gördüğünüz gibi bir yazı ve Atatürk büstü bulunuyor.

Former Parliament Building

gence-2
Eski Parlamento Binası

Sırada Gence tarihinin en önemli binalarından biri olan Eski Parlamento Binası var. Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti, 1. Dünya Savaşı sırasında, 1918 yılında burada kurulmuş ve bir süre buradan yönetilmiş. Bakü o dönemde Sovyetler’in elinde olduğu için ülkenin başkenti Gence olarak kabul edilmiş. Ta ki Bakü tekrar alınana dek…

Kafkasya bölgesi, 1. Dünya Savaşı sırasında çok sayıda isyan, savaş ve politik krizlerin yaşandığı bir bölge. Bu dönemde sık sık Türk-Azeri ve Gürcü-Ermeni vatandaşlar arasında çatışmalar yaşanmış, Stepan Şaumyan gibi Lenin’in desteğini alan kişiler ise siyasi egemenlik kazanarak katliamlar gerçekleştirmişler. Osmanlı Devleti ise bu katliamlara dur demek, aynı zamanda Büyük Turan Devleti’ni kurmak için Enver Paşa’nın kardeşi Nuri Paşa önderliğinde Kafkas İslam Ordusu‘nu kurmuş. 20 Bin kişiden oluşan ordu Azerbaycan’da ilk olarak Gence’ye girmiş. Buradaki katliamları bastırdıktan sonra Bakü’ye ilerlemiş. Bakü’nün o dönemdeki önemi çok büyükmüş zira petrol ve doğalgaz denilince akla gelen ilk şehirmiş. 30 Mart – 3 Nisan 1918 tarihleri arasında yaşanan Bakü Savaşı’nın ardından Batum Anlaşması imzalanmış ve ordu, Dağıstan bölgesine ilerlemiş. Enver Paşa, Bakü’nün geri alınmasını şu sözlerle dile getirmiş: “Allah’ın yardımı ile Bakü şehri 30 saatlik şiddetli muharebeden sonra, 15 eylül 1334’te(1918) saat 9 sularında zabt edilmiştir“.

Ganja Fortress

Gence Kalesi
Gence Kalesi

Geçmişte Gence şehri günümüz merkezinde değil, Gencevi’nin mezarının olduğu yerdeymiş. 1588 yılında, III. Murat’ın emriyle Serdar Ferhat Paşa Gence’yi kuşatarak Safevi Devleti’nden geri almış. Ardından günümüz merkezine taşınması emrini vermiş. Bu iş için ilk olarak Gence Kalesi inşaa edilmiş. Kalenin yapıldığı dönemde 2.3 km uzunluğu, 6 metre yüksekliği ve 1.8 metre kalınlığı bulunmaktaymış. Ancak Rus Prens Mihail S. Vorontsov tarafından Osmanlı’dan kalan pek çok şey gibi kale de tamamen yıkılmış. Günümüze sadece fotoğrafta gördüğünüz küçük bölümü ulaşabilmiş.

Khan’s Garden

Han Bağı
Han Bağı

Kalenin bulunduğu bölgede Han Bağı ismi verilen büyük bir park bulunuyor. İlk olarak Serdar Ferhat Paşa tarafından yaptırılan park, daha sonra Gence’nin son Kaçar Hanedanı Cevad Han tarafından Kırım’dan getirilen ağaçlarla birlikte geliştirilmiş. Günümüzde içerisinde çay bahçeleri olan oldukça güzel bir park durumunda.

Javad Han Mausoleum

Cevad Han Türbesi
Cevad Han Türbesi

Sırada Gence’nin tam merkezi var. Bu bölgede pek çok gezilecek yer yan yana bulunuyor. Anlatmaya ilk olarak hazır yukarıda değinmişken Cevat Han’ın türbesinden başlayayım. Cevat Han, 1786-1804 yıllarında Gence Hanlığı’nın son üyesi olup, şehre ettiği hizmetlerden dolayı ulusal kahraman statüsünde birisi. Rus-Pers savaşı sırasında Ruslara karşı savaşırken ölmüş ve anısına bir türbe inşaa edilmiş. Ancak bu türbe zamanla yıkılarak unutulmuş. Sovyetler dönemindeki yeniden inşaa çalışmalarında tekrar keşfedilerek yeni bir türbe yapılmış. Günümüzdeki halini 2005 yılında almış.

Cevad Han Türbesi
Cevad Han Türbesi

Ziyaretim sırasında türbenin kapısı kilitliydi ancak vitraylı pencerelerden içerisi gözüküyor.

State Philharmonic Hall

Devlet Filarmoni Orkestra Binası
Devlet Filarmoni Orkestra Binası

Türbenin yanında dış mimarisiyle büyüleyici Devlet Filarmoni Orkestra binası bulunuyor. Burada 19. yüzyılda Han Sarayı bulunurmuş. Ruslar tarafından şehrin yeniden iskanı sırasında sarayın da bir bölümü yıkılmış. Kalan bölümüne ise sinema yapılmış. 1991 yılında Azerbaycan bağımsızlığını kazanınca sinemanın yerine bu binanın yapımına başlanmış. Ancak planlama ve inşaa süreci bir hayli uzun sürmüş. 2017 yılında gelindiğinde tamamen açılmış.

Chokak Hamam

Şah Abbas meydanında bulunan bir diğer tarihi yapı ise Çökek Hamam. Burası 1606 yılında, Mimar Bahaüddin Amili‘nin projesi dahilinde inşaa edilmiş –ki kendisi İsfahan’daki muazzam Nakş-ı Cihan Meydanı’nın da mimarı aynı zamanda-. Hamamın yapımında kil kireç ve tuğla kullanılmış. Son olarak 2003 yılında onarılmış. Günümüzde sanat merkezi olarak kullanıyor. Aynı zamanda bir bölümü Gence Oteli’ne bağlı olarak hamam işlevi görüyor.

Shah Abbas Mosque (The Juma Mosque)

Şah Abbas (Cuma) Camii

Gence’nin merkez camisi Cuma Camii de, tıpkı yukarıda bahsettiğim hamam gibi 1606 yılında, Mimar Bahaüddin Amili’nin projesi dahilinde inşaa edilmiş. Şah Abbas döneminde inşaa edildiği için diğer adı bu şekilde geçiyor. Yapıldığı dönemde medrese olarak kullanılırmış.

Cuma Camii mimareleri
Cuma Camii mimareleri

1776 yılında ise 2 tane minare eklenerek camiye dönüştürülmüş. Son olarak 2008 yılında büyük bir restorasyondan geçmiş.

Heydar Aliyev Square

Haydar Aliyev Meydanı
Haydar Aliyev Meydanı

Caminin arka tarafında şehrin en popüler yeri olan Haydar Aliyev Meydanı bulunuyor. Geçmişte Lenin heykeli bulunan meydan, Azerbaycan’ın bağımsızlığının ardından Haydar Aliyev’in heykeli ile değiştirilmiş. Günümüzde pek çok kişinin Gence’yi gezmeye başladığı ilk yer olma özelliğinde.

City Hall

Gence Belediye (valilik) Binası
Gence Belediye (valilik) Binası

Meydanın en önemli yapısı şehrin yönetim yeri olan valilik (bize göre belediye) binasıdır. Kemerleri, büyük kapıları ve üzerinde bulunan sembollerle dikkat çeken bu büyük yapı, Sosyalist Klasisizm mimarisiyle inşa edilmiş. Azerbaycan’ın bağımsızlığının ardından dış cephesindeki Sovyet motiflerinin çoğu sökülerek, Azerbaycan’ın ulusal sembolleriyle değiştirilmiş. Ancak bir kısmı hala duruyor.

Belediye binasının bir bölümünde Haydar Aliyev Müzesi bulunuyor. Arka tarafındaki sokakta ise Tarih Müzesi var. Benim Gence seyahatim sırasında milli bayram kutlandığı için müzelerin tamamı kapalıydı. Bu nedenle ziyaret edemedim. Aynı zamanda 3 Temmuz 2018 yılında Gence valisine bu bina önünde suikast girişimi yaşanmış.

Gence'de bir restoran
Gence'de bir restoran

Özet

Gence’nin şehir merkezi ve merkez yakınlarındaki gezilecek yerler bu şekilde. Şehirde çok sayıda park olduğunu ve etrafının ormanlarla çevrili olduğunu hatırlatayım. Gezmesi oldukça kolay ve keyifli. Bahsettiğim yerler dışında merkezin uzağında aynı zamanda çok büyük bir park bulunuyor. Haydar Aliyev ismi verilen bu park, 450 hektar gibi kocaman bir alanda bulunuyor (New York’taki Central Park 341 hektardır). İçerisinde göl, kemer, çok sayıda ağaç, amfitiyatro ve eğlence alanları bulunmaktadır.

Gence’ye seyahat edeceklere şimdiden iyi seyahatler diliyorum.

Benzer Yazılar

Yorum Yaz

2 Yorum

  • Cevap Yaz Gökhan 17 Eylül 2019 at 13:29

    Merhaba,

    Her hafta yazı yayınlamanızı bekliyorum valla öyle bağımlı ettiniz bizi siteye 🙂

    Bu arada gezdiğiniz yerler de hiç insan görünmüyor siz hafta içine denk geldiğiniz için mi bu kadar boş oluyor bu şehirler acaba ?

    İyi gezmeler 🙂

    • Cevap Yaz Şahin Doğan 22 Eylül 2019 at 10:43

      Teşekkürler Gökhan. Gezdiğim yerlerde insanlar oluyor elbette. Ancak fotoğraf çekerken başkalarını çekmemeye dikkat ediyorum. Bazen uzun süreler bekliyorum herkesin dağılmasını 🙂