Adriyatik Denizine kıyısı bulunan Karadağ, 90’lı yıllarda Yugoslavya iç savaşı nedeniyle yaşadığı ekonomik ve kültürel krizin etkisinden son yıllarda kurtulmuş ve dünyada turistler tarafından yeni keşfedilen rotalardan birisi haline gelmiştir. Karadağ’ın bu yeni döneminde ülke genelindeki tüm kültürel varlıklar restore edilmiş, deniz ve doğa turizmine oldukça fazla yatırım yapılmıştır. Her ne kadar küçük bir ülke olsa da, benim Balkan coğrafyasında en sevdiğim ülke olmuştur. Bu yazımda Karadağ ile ilgili önemli bilgileri ve gezilecek yerleri bulabilirsiniz.…
Vizesiz Balkanlar Gezi Rehberi
Geçtiğimiz sene vizesiz olması sebebiyle kısa süreli bir balkanlar turu yapmıştım. Bu gezim 9 gün sürmüş ve beklediğim gibi gezememiştim. Özellikle şehirler/ülkelerarası ulaşımda epey sıkıntı yaşadığım için “Vizesiz Balkan Ülkeleri İçin Gezi Planı Yapmak” adında bir yazı yazdım. İlerleyen zamanlarda ise o yazı blogda en çok okunan yazılardan birisi oldu ve çok sayıda yorum geldi. Ben de onun ikinci versiyonunu yazmaya karar verdim. Daha doğrusu bu sefer uzun süreli bir balkanlar turu yaptım ve bu yazıyı o yüzden yazma ihtiyacı hissetim 🙂…
Karadağ’ın hemen hemen tüm popüler şehirlerini ve önemli yerlerini gezdikten sonra son durağım Kotor oldu. Buranın diğer Karadağ şehirlerinden farkı, ülkenin turizm merkezi olması ve diğer turistik şehirlere (Dubrovnik, Mostar vb.) yakınlığı. Her ne kadar çok sayıda turist Kotor’a günübirlik olarak gelse de, ben Kotor gezi rehberi yazımda 2 günde bu şehirde neler yaptığımı anlatacağım.…
“Karadağ’ın Miami’si” lakaplı Budva, Balkanların deniz turizmi açısından en hareketli şehirlerden birisidir. Özellikle yaz aylarında başta Rusya olmak üzere Avrupa’nın çeşitli şehirlerden çok sayıda turist Budva’ya gelmektedir. Gece hayatının da oldukça gelişmiş olduğu şehirde, küçük bir old town bölgesi de bulunur.…
İlk olarak 15. yüzyılda kentleşmenin başladığı Cetinje, ya da Türkçesiyle Çetine, Karadağ’ın ikinci başkenti olma özelliğindedir. Birinci Balkan Savaşı’ndan sonra kurulan Karadağ Krallığı’nın kısa bir süre başkentliğini yapan şehre, bu süreçte pek çok ülkenin konsolosluğu açılmış. Her ne kadar bu binalar günümüzde hizmet vermiyor olsalar da, buralarda çeşitli etkinlikler düzenleniyor.…
Fotoğraflarına baktığım zaman bana Sümela’yı andıran Ostrog Manastırı, balkanlar seyahatim sırasında Karadağ’da günübirlik olarak ziyaret ettiğim bir yer oldu. Niksic şehrine bağlı Bogetici bölgesinde bulunan manastır, 1655 yılında yapılan ve kurucusu Sırp Psikopos Basli’e adanan “Üst Kilise” ve 18. yüzyılda yapılarak Hz. Meryem’e adanan “Alt Kilise” olarak ikiye ayrılıyor.…
Zabljak (okunuşu: jabyak şeklinde), Karadağ’ın kuzeyinde bulunan 4000 nüfuslu bir dağ şehridir. 1450 metre rakıma sahip olan şehir, tüm balkan ülkelerinde deniz seviyesinin en yükseğinde bulunur. Zabljak’a bağlı olan Durmitor Ulusal Parkı ise 390 kilometre kare ile Karadağ’ın en geniş ulusal parkı olup, yaz-kış pek çok kişinin ziyaret ettiği harika bir doğal parktır. Durmitor’da kış aylarında kayak, yaz aylarında ise hiking, rafting, kayaking (deniz kayağı), kanyoning (kanyon yürüyüşü) ve bisiklet gibi pek çok spor yapılabilir. Aynı zamanda burada yer alan Tara Kanyonu ise Amerika’da…
Karadağ’ın başkenti Podgorica (okunuşu Podgoritsa şeklinde), kelime anlamı olarak “küçük tepenin altında bulunan” anlamına gelir. Yani Karadağ’da pek çok şehrin tepelerin, hatta dağların üzerlerinde kurulu olmasından ve Podgorica’nın tam tersi olmasından dolayı bu isim verilmiş. Zaten ülke adının Türkçe’sine baktığımız zaman (Karadağ) kafamızda bir şeyler canlanıyor olabilir 🙂 Bu yazımda Podgorica ile ilgili bazı bilgiler vereceğim……
Adını ilk kez duyulduğumda “öyle bir şehir mi varmış” dedirten Karadağ’ın Bar şehri, topraklarında 2500 yıllık dünyanın en eski zeytin ağaçlarına ve 9. yüzyıldan kalma kaleye sahip bir şehir. Karadağ’a gelen pek çok turistin mutlaka uğradığı old town bölgesi yani Stari Bar ile ilgili bilgileri bu yazımda bulabilirsiniz.…